Bağırsaklarda probiyotiklerin fazla olması yaşlanma etkilerini geciktiriyor.
Bağırsaklarda probiyotiklerin fazla olması yaşlanma etkilerini geciktiriyor. © Canva-Euronews
© Canva-Euronews
© Canva-Euronews

Araştırma: Bağırsaklardaki probiyotik bakteriler yaşlanma etkilerini geciktiriyor

By Kerem CongarCamille Bello
Haberi paylaşın
Haberi paylaşınClose Button

Araştırmaya göre bağırsak ortamında (mikrobiyomu) bulunan mikrop ve bakteri çeşitliliği sadece mutlu olma ve bedensel zindeliği korumakla kalmıyor aynı zamanda yaşlanma etkilerini ve ileri yaşlarda ortaya çıkabilecek kronik rahatsızlıkları asgari seviyeye indiriyor.

REKLAM

Yeni yapılan bir bilimsel araştırmaya göre insan bağırsağında iltihaba (inflamasyon) neden olan kötü bakterilerin oranıyla yaşlanma etkileri ve spor performansı arasında güçlü bir bağ olduğu ispatlandı.

Buna göre, bağırsakların durumu iyiyse saç beyazlaması, saç dökülmesi, deride görülen kırışıklıklar, kronik rahatsızlıklar vb. en asgari seviyede görülürken, bedenin zindelik durumu da belirli oranda kendisini koruyor ve insanların sağlıklı olarak yaşlanmasına vesile oluyor.

İnsan bağırsağı, içerisinde trilyonlarca dost ve düşman bakterinin olduğu çok karmaşık bir yapıya sahip. İnsana mutluluk veren serotonin, dopamin, oksitosin, endorfin gibi hormonların yüzde 90'ından fazlasının bağırsaklarda üretildiği biliniyor.

İnsan bağırsağının önemi 2000'li yıllardan sonra yapılan araştırmalarla gün yüzüne çıkmış, birçok doktor ve bilim insanı ezber bozan bu bilgiler ışığında insan sağlığıyla alakalı oldukça farklı bulgulara ulaşmıştı.

Developmental Cognitive Neuroscience (Gelişim Bilişim Sinirbilim) adlı akademik tıp dergisinde yayımlanan yeni bir araştırma bağırsakların insan sağlığındaki önemine dair çarpıcı verileri gün yüzüne çıkarıyor.

Araştırmaya göre bağırsak ortamında (mikrobiyomu) bulunan mikrop ve bakteri çeşitliliği sadece mutlu olma ve bedensel zindeliği korumakla kalmıyor aynı zamanda yaşlanma etkilerini ve ileri yaşlarda ortaya çıkabilecek kronik rahatsızlıkları asgari seviyeye indiriyor.

Söz konusu araştırmayı yapan takımın sorumlusu Macaristan Spor Bilimleri Üniversitesi öğretim üyesi Zsolt Radak, özellikle bağırsaklardaki probiyotik denen dost bakterilerin önemine değinerek "uzun ömürlü olma ve sağlığı koruma" açısından probiyotiklerden yararlanılmasının elzem olduğuna vurgu yaptı. Radak, özellikle doğal mayadan yapılan yoğurt, doğal tuzla (deniz ya da kaya tuzu) yapılan ev sirkesi, kefir, turşu, kimçi, doğal mayalı peynir, kombuça vb. gibi mayalanmış (fermente) ürünlerin bağırsak ortamındaki dost bakterileri büyük oranda beslediği ve güçlendirdiğini kaydetti.

Radak, Budapeşte'deki ekibiyle birlikte amatör kürekçilerden oluşan bir grup sporcunun bağırsak mikrobiyom çeşitliliği, normal yaştan farklı olan biyolojik yaş ve bedensel durum arasındaki ilişkiyi inceledi.

Her bir sporcudan bağırsaklarındaki bakterileri analiz etmek için bir dışkı örneği alındı ve kan tahlili yapılarak sonuçlar analiz edildi. Tüm bu çalışmalarda epigenetik, yani kalıtsal olmayan, çevre koşullarının şekillendirdiği bedensel duruma bakıldı ve biyolojik yaş bu yöntemlerle belirlendi.

Epigenetik faktörler kalıtsal DNA'lardan daha önemli

Anne ve babadan gelmeyen, yani tamamıyla çevreye bağlı ortamla ve beslenmeyle oluşan epigenetik etmenler, insan DNA'sındaki belirli genlerin açılıp kapanmasını kontrol edebilen anahtarlar olması bakımından oldukça önemli bir değere sahip. Zira epigenetik unsurlar, bedenin yapıtaşları olan hücrelerin gelişimi, nasıl çalıştığı ve çevreye nasıl tepki verdiğini belirlemede oldukça önemli bir rol oynuyor.

Hücrelerin kalitesini belli bir oranda anne babadan gelen genetik (kalıtsal) unsurlar oluşturuyor. Ancak bebeklik, çocukluk, ergenlik ve yetişkinlik dönemlerindeki bu uzun süreçte aslında yaşam tarzı, beslenme ve çevresel faktörler insan sağlığı ve nasıl yaşlanıldığını belirleyen en önemli diğer unsurlar. Hatta kalıtsal bir rahatsızlık söz konusu değilse, epigenetik faktörler sağlığımız açısından kalıtsal DNA'lardan çok daha önemli.

Bilim insanları epigenetik işaretlere bakarak hücrelerin olumlu ya da olumsuz dönüşümünü kontrol ediyor ve bu da epigenetik saat yani biyolojik yaşımızla ilgili bizlere önemli bilgiler veriyor.

"Spor yapmak yaşlanmayı azaltıyor"

Zsolt Radak Euronews Next'e yaptığı açıklamada, "İltihaba sebep kötü bakterilerin (patojen) aslında yaşlanma sürecini hızlandırdığını bulduk. Yani bağırsaklarınızda daha fazla patojen varsa, daha hızlı yaşlanıyorsunuz anlamına geliyor. Bu da biyolojik yaşınızı, normal yaşınıza göre yükseltiyor." açıklamasında bulundu.

Benzer şekilde, kürekçilerin bağırsak mikrobiyomlarında bulunan belirli bakterileri analiz eden araştırmacılar, bağırsaklarında dost bakterileri (anti-inflamatuar) yüksek olan sporcuların fiziksel kondisyonlarının daha iyi olduğunu ve daha az yaşlanma belirtisi gösterdiğini tespit etti.

Araştırmaya konu olan denek sporcuların yaşları 38 ile 84 arasında değişiyor. Bu kürek ekibi prestijli bir yarışma olan 2019 World Rowing Masters Regatta'ya katılmıştı.

Bağırsakların durumu ve yaşlanma arasındaki büyük bağlantı

Radak yaptıkları araştırmada önceden inanılan "ne kadar fazla bakteri varsa, o kadar iyi" söyleminin yanlış olduğunu ispatladıklarını, yaşlanmayı geciktiren, sağlığı koruyan ana etmenin bağırsaklardaki "dost bakterilerin" (probiyotik) sayısına bağlı olduğunu kaydetti.

"Ancak şunu belirtmekte fayda var. Bağırsaklardaki dost ve düşman bakteriler, kronolojik yaşlanmayla ilişkili değil. Yani insan zaman geçtikçe doğal olarak yaşlanıyor ve bunun önüne geçilemez. Bizim yaptığımız araştırmadaki bulgular, DNA metilasyonu yani dış etmenler sonucu oluşan yaşlanma etkilerini konu alıyor. Yani başka bir deyişle, kötü bakteriler (patojen) bağırsaklarda çoğalırsa biyolojik yaşlanma süreci de hızlanıyor.

"Üst düzey olimpiyat sporcuları daha yavaş yaşlanıyor"

"Bu bulguların önemli olduğunu düşünüyorum, çünkü öncelikle neden ve sonuç bağlantılarını tanımlayabiliyoruz. İltihaba sebep olan patojenleri azaltarak, yaşlanma etkilerini yavaşlatabiliyoruz."

REKLAM

Radak'ın ekibi şu anda bağırsak ortamının biyolojik yaşı doğrudan etkileyip etkilemediğini değerlendirmek için kürek sporcularını altı ay boyunca izlemeye aldı.

Yeni sonuçların 2024 yılı başlarında yayınlanması bekleniyor.

Aynı ekip, 25 ila 102 yaşları arasındaki 60 Olimpiyat şampiyonunu kapsayan ve erken yaşta üst düzey spor yapma ve fiziksel egzersizin yaşlanma süreci üzerindeki etkilerini de inceleyecek.

Radak, elde edilen ilk bulguların  üst düzey sporcuların kronolojik yaşlarından daha genç bir epigenetik yaşa sahip olduklarını ortaya koyduğunu söyledi.

Haberi paylaşın

Bu haberler de ilginizi çekebilir