Newsletter Haber Bülteni Events Etkinlikler Podcasts Video Africanews
Loader
Bize Ulaşın
Reklam

Slovenya, Doğu Avrupa’da ötanaziye izin veren ilk ülke oldu

Slovenya'da ölümcül hastalığı olan hastalar artık kendi yaşamlarına son verme seçeneğine sahip olacak.
Slovenya'da ölümcül hastalığı olan hastalar artık kendi yaşamlarına son verme seçeneğine sahip olacak. ©  Canva
© Canva
By Euronews & AP
Yayınlanma Tarihi
Haberi paylaşın Yorumlar
Haberi paylaşın Close Button

Slovenya Parlamentosu geçen ay ötanazi yasasını onayladı, ancak muhalifler yürürlükten kaldırmak için çalışmalarını sürdürüyor.

REKLAM

Slovenya, Avrupa’da giderek yaygınlaşan ötanaziyi tanıyan ilk Doğu Avrupa ülkesi oldu.

Artık ölümcül hastalığı olan kişiler, yaşamlarını sonlandırma hakkına sahip olacak.

Slovenya’da uygun koşulları taşıyan hastalar, kendi başlarına ağız yoluyla ya da enjeksiyonla ilaç alarak uygulanan yardımlı ölüme erişebilecek. Yerel medyaya göre, bu hastalar önce doktorlarına niyetlerini iki kez ifade edecek, ardından resmi başvuru yapacak.

Başvurunun bağımsız bir doktor tarafından onaylanması gerekecek. Ayrıca hastanın karar verme yeterliliği bir psikiyatrist tarafından değerlendirilecek.

Sağlık çalışanları, bu uygulamaya katılmayı reddetme hakkına sahip olacak.

Geçen yıl Slovenya’da yapılan referandumda seçmenlerin yüzde 55’i ötanaziye “evet” demişti. Teklif çeşitli engellerle karşılaşsa da temmuz ayında parlamentoda yapılan tekrar oylamaları sonucunda yasalaştı.

Ancak yasanın onaylanmasının ardından tepkiler sert oldu; kararı destekleyenler, yasa yürürlüğe girmeden önce bile düzenlemeyi savunmak zorunda kaldı.

Slovenya'da yaşlılara yönelik bir yardım kuruluşu olan Society Silver Thread'de çalışan Andrej Pleterski, “Bu, herhangi bir cinayet vakası değil, yani kötü niyetli bir eylem değil,” dedi.

“Bu yasa, kişinin kendi hayatını sonlandırmasına yardım edilmesini düzenliyor. İnsanlara, yaşamlarının sonunu kendi istekleri doğrultusunda belirleme hakkı tanıyor. Kimisi yaşamını kısaltmak için yardım isteyebilir, kimisi ise doğal bir ölüm tercih edebilir. Yasa, her iki seçeneğe de imkan veriyor,” diye ekledi.

Slovenya’da karışık tepkiler

Tina Vuga, iki ay önce hayatını kaybeden babasının son günlerinde palyatif bakım gördüğünü ancak ölünceye kadar şiddetli acılar çektiğini söyledi.

Vuga, insanların acılarını azaltacak şekilde yaşamlarını sonlandırma hakkına sahip olması gerektiğine inanıyor.

“21. yüzyılda artık insanlara bu fırsatı –altını çiziyorum, fırsatı– tanıyacak kadar ilerlemiş olmamız çok önemli. İnsanlar kendi hikayelerini ne zaman ve nasıl bitireceklerine kendileri karar verebilmeli,” dedi.

“Bu karara saygı göstermeliyiz. En önemlisi de insanların, kendi istedikleri şekilde ve onurlarını koruyarak bu dünyadan ayrılabilmesini sağlamalıyız,” diye ekledi.

Yasanın mevcut hali, prosedürün masraflarının Slovenya vatandaşları ve sağlık sigortası olan daimi sakinler için kamu sağlık sigortası tarafından karşılanmasını öngörüyor.

Fakat yasa karşıtı “Hastaların Zehirlenmesine Karşı Koalisyon” adlı grup, düzenlemeyi durdurmak için 15 bin imza topladı. Eğer 35 gün içinde bu sayı 40 bine ulaşırsa, yasanın iptal edilip edilmeyeceğini belirlemek için bağlayıcı bir referandum yapılacak.

Bazı Slovenya vatandaşları, kırılgan durumdaki hastaların ötanaziyi seçmeye zorlanabileceğinden veya böyle bir yasanın ruh sağlığı ve palyatif bakım desteğini azaltmak için kullanılabileceğinden endişe ediyor.

Slovenya Tabipler Birliği Başkanı Dr. Bojana Beovic, “Bu yasa ile birçok kişi cesaret bulacak. Hayatlarının sonuna gelmiş, yaşlı, kendini toplumda faydalı hissetmeyen kişiler, en iyisinin bu dünyadan ayrılmak olduğuna karar verebilir,” dedi.

“Yasa, hastanın sıkıntılarını hafifletecek ve durumunu iyileştirecek başka kabul edilebilir bir yöntem sunmuyor,” diye ekledi.

Beovic, yasanın tıp camiasında da bölünmelere yol açacağını düşünüyor: “Birçok doktorun vicdani ret hakkını kullanması muhtemel. Sonunda İsviçre’deki gibi, bu işlemin sadece belirli bir grup doktor tarafından yapılabildiği bir durum ortaya çıkabilir.”

Öte yandan Pleterski, ölümcül hastalığa sahip kişiler için ötanazinin diğer tıbbi bakım seçenekleri arasında yer alan bir alternatif olarak görülmesi gerektiğini savunuyor.

“Palyatif bakım elbette çok önemli, ancak en iyi şartlarda bile herkesin acısını dindiremiyor. İşte bu nedenle bu yasa, kimseyi zorlamadan ek bir seçenek sunuyor,” dedi.

Avrupa’da ötanazi

JAMA Internal Medicine dergisinde bu yıl yayımlanan bir araştırmaya göre, dünyada yaklaşık 282 milyon insan, tıbbi yardımla ölüme (MAID) izin veren ülke veya bölgelerde yaşıyor. Bu uygulamanın, tüm ölümler içinde oranı yüzde 0,1 ile yüzde 5,1 arasında değişiyor.

MAID birkaç farklı şekilde uygulanabiliyor. Aktif ötanazi ile yardımlı ölüm arasındaki fark, doktorun hastanın ölümüne ne kadar dahil olduğuyla ilgili. Pasif ötanazi ise hastanın veya ailesinin isteği üzerine yaşamı sürdüren tedavilerin durdurulması ya da uygulanmaması anlamına geliyor.

İsviçre, 1942’den beri yardımlı ölüme izin veriyor, ancak aktif ötanazi yasak. Ayrıca kişisel çıkar amacıyla birine ölümü konusunda yardım etmek yasa dışı.

Avrupa’da Belçika, Hollanda, Lüksemburg, İspanya ve Avusturya, yardımlı ölümün bazı biçimlerine izin veriyor.

Son yıllarda Fransa, İrlanda, İtalya, İzlanda ve İngiltere'de yardımlı ölüm politikaları üzerine tartışmalar yapıldı.

Görüntü editörü • Roselyne Min

Erişilebilirlik kısayollarına git
Haberi paylaşın Yorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Estonya 'devlete karşı işlenen suçlar' gerekçesiyle Rus diplomatı sınır dışı etti

ABD'de gümrük gelirlerindeki artış, Temmuz'da rekor harcamalarla yükselen bütçe açığını frenleyemedi

İsrail ordusu, Gazze'yi işgal planının 'ana çerçevesini' onayladı