Sağlık uzmanları, kış aylarında susuzluğun çoğu zaman gözden kaçtığını belirterek, yorgunluk, zihinsel bulanıklık ile daha ciddi böbrek sorunları riskini artırdığı konusunda uyarıyor.
Kış aylarında yeterince su tüketmek şaşırtıcı derecede zor olabiliyor. Ancak sağlık uzmanlarına göre kış ayları, en az yaz ayları kadar, hatta bazı durumlarda daha da önemli.
Purdue Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi’nde klinik yardımcı doçent ve aynı zamanda aile sağlığı hemşiresi olarak görev yapan Yadira Santiago Banuelos, havalar soğuduğunda hidrasyonun (gerekli miktarda su tüketimi) cilt sağlığından bağışıklığa kadar birçok alanda kritik rol oynadığını söylüyor.
Banuelos, “Vücudumuz içten iyi şekilde nemlendiğinde, dıştan da daha iyi nemlenmiş olur; bu da kuru ciltle mücadeleye yardımcı olur. Ayrıca eklemlerimiz arasındaki kayganlığı artırır ki bu, özellikle kar küreği yaparken kesinlikle istediğimiz bir şey,” dedi.
Hidrasyon, soğuk algınlığı ve grip mevsiminin yoğun olduğu kış döneminde bağışıklık sistemini de destekliyor.
Banuelos, “Mukozalarda nemli bir tabakanın oluşmasına yardımcı olarak virüsler, bakteriler ve benzeri etkenlere karşı kış boyunca koruma sağlar,” diye ekledi.
Kışın susuz kalmak neden kolayca fark edilmez?
İnsanların soğuk aylarda susuz kalma riskini çoğu zaman hafife aldığını belirten Banuelos, “Kış aylarını genellikle susuz kalmayla pek ilişkilendirmiyoruz. Bu yüzden bu dönemlerde yeterince su içmeyi aktif olarak düşünmüyoruz,” ifadelerini kullandı.
Aynı zamanda vücudun susuzluk tepkisi de zayıflıyor. Banuelos, “Susuzluk reseptörlerimiz aslında yaklaşık yüzde 40 oranında azalıyor,” diyerek, kişilerin susadıklarını hissettiklerinde zaten susuz kalmış olabileceklerini belirtti.
Soğuk hava, daha az fark edilen başka etkenlerle de etkili oluyor. Kuru hava ciltteki nemi çekiyor, insanlar kışın daha sık idrara çıkıyor ve terleme devam ediyor ancak bu durum çoğu zaman fark edilmiyor.
Banuelos, “Hâlâ terliyoruz ama soğukta ter çok daha hızlı buharlaştığı için çoğu zaman bunu fark etmiyoruz,” dedi.
Susuzluğun sağlık riskleri neler?
Banuelos’a göre susuz kalmak, şiddetine bağlı olarak baş dönmesi, kuru cilt, çatlamış dudaklar, baygınlık ve dalgınlık hissi ile yorgunluk gibi çok çeşitli belirtilere yol açabiliyor.
Daha uzun süreli susuzluk ise çok daha ciddi sonuçlar doğurabiliyor. Banuelos, “Böbrek yetmezliği gibi böbrek sorunları ve böbrek taşı riskinin artması da dahil olmak üzere daha ağır yan etkileri kesinlikle artırabilir,” dedi.
Gerçekte ne kadar suya ihtiyacınız var?
Günde sekiz bardak su içilmesi yönündeki yaygın öneri, herkes için yeterli olmayabilir.
Banuelos, “Erkeklerin genellikle günde yaklaşık 13 bardak ya da 104 ons (yaklaşık 3 litre) suya ihtiyacı olur. Kadınlar içinse ortalama olarak günde yaklaşık dokuz bardak ya da 72 ons (yaklaşık 2 litre) su öneriliyor,” diye konuştu.
Hamilelik veya emzirme dönemlerinde bu ihtiyaç artabiliyor. Bu süreçte kadınların, erkeklere benzer miktarlarda su tüketmesi gerekebiliyor.