New START anlaşması, yükümlülüklere uyumu denetlemek için kapsamlı yerinde incelemeler öngörüyordu. Ancak bu denetimler 2020’den beri yapılmıyor.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, pazartesi günü yaptığı açıklamada, Şubat ayında sona erecek olan ABD ile imzalanmış son nükleer anlaşmadan sonra da Moskova’nın bir yıl daha nükleer silah sınırlarına bağlı kalacağını söyledi.
Putin, New START anlaşmasının sona ermesinin küresel istikrar için olumsuz sonuçlar doğuracağını belirtti. Güvenlik Konseyi üyeleriyle yaptığı toplantıda, “ABD’nin de Moskova’yı örnek alarak anlaşmanın sınırlamalarına uymasını bekliyoruz,” dedi.
2010’da dönemin ABD Başkanı Barack Obama ve Rusya Devlet Başkanı Dmitriy Medvedev tarafından imzalanan New START, her ülkenin konuşlandırılmış nükleer savaş başlığı sayısını 1.550 ile, fırlatma sistemlerini ise 700’le sınırlandırıyor. Anlaşmanın sona yaklaşması ve yeni bir mutabakat için diyaloğun olmaması, silah kontrolü savunucularını endişelendiriyor.
Anlaşma, yükümlülüklere uyumu denetlemek için kapsamlı yerinde incelemeler öngörüyordu, ancak bu denetimler 2020’den beri yapılmıyor. Şubat 2023’te Putin, Washington ve NATO müttefiklerinin Ukrayna savaşında Moskova’yı hedef gösterdiğini söyleyerek Rusya’nın anlaşmaya katılımını askıya almıştı. Kremlin, buna rağmen anlaşmadan tamamen çekilmediklerini ve belirlenen silah sınırlarına saygı göstermeyi sürdüreceklerini vurgulamıştı.
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, “Durum ne kadar üzücü olursa olsun, Washington’la diyaloğun en azından bazı izlerini korumak gerekiyor,” dedi. Peskov, New START’ın devamını “son derece önemli” olarak nitelendirerek, “Aksi halde, ABD’nin silah kontrolü için hukuki çerçeveyi fiilen yok ettiğini görüyoruz,” ifadelerini kullandı.
Rusya ve ABD, dünyadaki nükleer savaş başlıklarının yaklaşık yüzde 90’ını elinde bulunduruyor. New START’ın geleceği, Moskova’nın Ukrayna’yı tam kapsamlı işgaliyle birlikte iki ülkeyi son 60 yılın en tehlikeli karşı karşıya gelişine sürüklemişken daha da kritik hale geldi.
Geçen yıl eylülde Putin, Moskova’nın nükleer doktrinini revize ederek, bir nükleer gücün desteğini alan ve bu silahlara sahip olmayan bir ülkenin konvansiyonel saldırısının Rusya’ya yapılmış ortak bir saldırı sayılacağını ilan etmişti. Bu tehdit, Ukrayna’nın Batı desteğiyle Rusya topraklarına uzun menzilli silahlarla saldırmasını engellemeyi hedefliyordu ve Moskova’nın nükleer silah kullanma eşiğini önemli ölçüde düşürmüş görünüyordu.
Putin, revize edilen doktrinin böyle bir saldırıya nükleer karşılık verip vermeyeceğini netleştirmedi, ancak Rusya’nın “egemenliğimize kritik bir tehdit” oluşturan konvansiyonel saldırılara nükleer silahla yanıt verebileceğini vurguladı.