Bülent Arınç: Savaş yapmaya niyetimiz yok

Brüksel’de gerçekleştirilen “Medya Buluşması” toplantısına katılan Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, önemli mesajlar verdi. Arınç, Türkiye’nin büyük bir değişim yaşadığını ve bu değişimin her alanda devam ettiğini belirtti.
euronews muhabiri Gülsüm Alan’a mülakat veren Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Türkiye’nin sadece bölgesinde değil, küresel bir güç olma yolunda adım adım ilerlediğini söyledi.
euronews muhabiri Gülsüm Alan:
Sayın Bülent Arınç Avrupa Birliği’ne üye olmak için 50 yıla yakın bir süredir çabalayan bir ülkenin Başbakan yardımcısı ve hükümet sözcüsüsünüz. Doğu Akdeniz’de doğal kaynak arama faaliyetleri gerçekleştiren Rum kesiminin İsrail ile ortak politika geliştirdiği fikrine katılıyor musunuz?
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç:
“Doğu Akdeniz’de petrol arama konusu sadece Güney Kıbrıs ile veya İsrail ile ilgili bir konu değil. Uluslararası hukuktan doğan ülkelerin hakları var. Bunlarlardan birisi de Türkiye’dir. Ancak son zamanlarda ihtilaflı olduğumuz ve bazı konularda ayrı düşündüğümüz iki ülkeyle onların birleşerek özellikle Türkiye’yi ve Kuzey Kıbrıs kesimini rahatsız edecek biçimce petrol arama faaliyetine girişmesinin bir politik anlamı olmalı. Türkiye buna seyirci kalamadı bizde ekonomik menfaatlerimizi bu noktada gördük ve bu sularda petrol arama hakkımızı kullanacağız.”
euronews :
Başbakanan Recep Tayyip Erdoğan Doğu Akdeniz’e savaş gemilerinin gönderildiğini açıkladı. Nereye varacak bu işin sonu? AB’den bu konuda beklentiniz var mı?
euronews :
Türkiye Rum kesimi AB dönem Başkanı olduğunda Brüksel ile ilşkileri donduracağını açıkladı. Dondorulduğu taktirde bunun kapsamı ve şekli ne olacak?
Bülent Arınç :
“Hiç bir şekilde müzakeler devam etmeyecektir. Bugüne kadar Fransa’nın itirazları, bugüne kadar Rum kesiminin itirazlarıyla halen bazı fasılları açamadık. Bu konularda müzakereler yapılmadı. Çok az fasıllar müzakere edildi ve geçici olarak kapatıldı. Bu dönemde meşruiyetini tanımadığımız tartışmalı bir konumda bulunan Rum Kesimi’nin başkanlık etmesi halinde mevcut itirazlarını ve blokajlarını da bildiğimiz için siz önce kendi içinizde bütünleşin tüm kıbrısı temil eder hale gelin ondan sonra sizinle masaya oturacağız diyoruz. Bunu cok acık deklare ettik. Bütün Tüm bu sebeplerle biz Hristofyas ile Eroğlu arasında cereyan eden Kıbrıs’ın bütünleştirilmesi müzakerelerinin bu yıl sonuna kadar bitirilmesi konusunda iki tarafa cesaret verdik, destek verdik. Ama Rum Kesımı anlaşılmaz bir biçimde bu müzakereleri bitirmemek için elinden geleni sarfediyor.”
euronews:
Başbakan Recep tayyip Erdoğan’a Arap ülkelerindeki yoğun ilgi ve dünya kamuoyunun bu ziyareti adım adım takip etmesini neye bağlıyorsunuz?
Bülent Arınç :
“Global ekonomik krizin Yunanistanı ne hale getirdiğini cok iyi biliyoruz. İspanya’yı, Portekiz’i İrlanda’yı, İzlanda’yı, Fransa’yı ne hale getirdiğini çok iyi biliyoruyuz. Bugün Yunanistan’da maaşlar ödenemez hale gelmiştir. Ama Türkiye büyüme üstüne büyüme kaydediyor. İhracatı artıyor. Milli geliri artıyor. Üretim kapasitesi artıyor. Türkiye bugün dünyada küresel bir aktör olma durumuna gelmiştir. Dünyada özellikle mazlum ve mahsum milletlerin hamisi durumunda olması Türkiye’nin onu her zaman guvenilir her zaman iftahar edilir bir noktaya getiriyor.”
euronews:
Son zamanlarda Brüksel’de Türkiye’nin Osmanlıya dönüş özlemi içerisinde oluğu ve problemlerinin çözümünde güç kullanımını öne çıkardığı değerlendirmeleri yapılıyor. Sizce Türkiye gücünün ve potansiyelinin üzerinde roller oynamaya mı soyunuyor?
Bülent Arınç :
“Osmanlıyla olan geçmişteki bağlarımızı inkar etmeden cumhuriyet temelleri uzerinde, demokratik temeller üzerinde, özgürlükler üzerinde ilerleyen, kalkınan bir ülkeyiz. Dolayısıyla bizim Osmanlıcılık gibi bir hayalimiz yok. Yaptığımız işleri o hayale bakarak yapmıyoruz.”
euronews:
Sayın Arınç Türkiye’de kurulan NATO Füze kalkanı İsraili koruma amaçlı mı?
euronews:
Türkiye ile İsrail arasındaki gergin ilişkilerin kırmızı çizgileri nelerdir?
Bülent Arınç :
“Bunu ifade etti Türkiye Biz İsrail Halkıyla düşman değiliz. Biz Musevi vatandaşlarla veya Musevi İsraillilerle hiç bir kavga içinde değiliz. İsrail’i madem ki devlet olarak ilk tanıyan ülke Türkiye’dir bugün İsrail’le bir düşmanlığımızdan kimse bahsedemez. Ama israil’in başında öyle bir hükümet var ki hem kendi içinde barışık değil hem mütecaviz hem de Türkiye’nin dokuz vatandaşına barışcı amaçlarla Gazze’ye doğru yardım götüren bir gemide acımasızca katletmiştir. İsrail hükümetiyle sorunumuz var ama İsrail halkıyla ve Musevilerle hiç bir sorunumuz yok.”