"Avrupa entegrasyonunun her alanda kuvvetlendirilmesine İtalya derinden inanıyor" 

"Avrupa entegrasyonunun her alanda kuvvetlendirilmesine İtalya derinden inanıyor" 
© 
By Euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

Mali kriz, Avrupa entegrasyonu ve Arap Baharı’nın ardından Arap ülkeleri ile olan ilişkiler. İtalya Dışişleri Bakanı Giulio Terzi bu konular hakkındaki sorularımızı yanıtladı.

euronews Luigi Spinola:
“İtalyan diplomasisinin merkezi Farnesina’da euronews’u ağırladığınız için teşekkürler. Size göre haziran sonunda Avrupa Konseyi’nin vardığı anlaşma Euro Bölgesi’nde bir istikrar sağlanmasına ve acil duruma karşı tedbir alınmasına mı yoksa başka bir şeye mi yarayacak?”

İtalya Dışişleri Bakanı Giulio Terzi:
“Bu yeterli bir anlaşma. İtalya ve Başbakan Monti Avrupa Konseyi’nde alınan tüm kararlara çok büyük katkılarda bulundu. Bizim önemli gördüğümüz bu kararları doğal olarak Eurogroup ve Avrupa Birliği Ekonomi ve Finansal İşler Konseyi (Ecofin), uygulamalı ve aynı zamanda bu güvenlik duvarı için bir kullanım kılavuzu belirlemelidir. Çünkü bu güvenlik duvarı borçlar arasındaki farkların aşırı şekilde dalgalanmasını engellemek için özellikle yaratıldı. Bu dalgalanmalar İtalya’yı çok yakından ilgilendiriyor. Biz alınan tedbiri ikna edici buluyoruz. Bunun tek sebebi bir müdahale hakkı yaratması değil aynı zamanda da bu kalkanın var olması. Finansal piyasaların yatırımcıların ve spekülatörlerin beklentileri konusuna çok önem verdiğini biliyoruz. Dolayısıyla da kısa sürede işleme konacak bir kararın alınabilmesi bile ikna edici bir adım.”

euronews:
“Krize karşı mücadelede ve Avrupa yapısının kuvvetlendirilmesi konusunda İtalya’nın takip edeceği başlıca yol haritası nedir ve ne olmalıdır?”

İtalya Dışişleri Bakanı Giulio Terzi:
“Avrupa entegrasyonunun her alanda kuvvetlendirilmesine İtalya derinden inanıyor.
Siyasi entegrasyon, finansal entegrasyon ve mali entegrasyon. Bu, kamuoyunda, parlamentoda kökleşmiş bir siyasi çizgi durumunda. Kuvvetli bir federalist harekete ve çok açık ve net olarak belirlenmiş entegrasyon hedeflerine sahibiz. Bunun yanında Avrupa kurumlarının meşruluklarını da artırma taraftarıyız. Bu yüzden de Lizbon Antlaşması’nın, meşruluğunun ve Avrupa Parlamentosu’nun rolünün büyümesini sağlayan şartları yaratmasından dolayı memnuniyet duyuyoruz. Ama diğer yandan kurumların güçlendirilmesinin rekabetçi ve gerçekten önemli bir rol oynayabilecek Avrupa için gerekli olduğuna
derinden inanıyoruz.”

euronews:
“Avrupa kıtasını geride bırakalım ve güneye doğru ilerleyelim. Arap dünyası çok büyük bir değişim ve dönüşüm dönemi yaşıyor. Sizce yeni bir düzene varacak bu geçiş dönemini etkilemek için Avrupa neler yapmalıdır?”

İtalya Dışişleri Bakanı Giulio Terzi:
“Monti hükümeti, toplumlarda ve kurumlarda büyük değişimleri öngören bir Akdeniz politikasında en başından beri kararlı bir şekilde sorumluluk alıyor. Bu politika özellikle Tunus, Libya, Mısır ama aynı zamanda da Cezayir, Fas ve gelecekte umarız Suriye’de fırsatları ortaklıklara dönüştürecek, yeni sosyal ve kültürel yaklaşımları ortaya çıkaracak ve Adeniz’in güney kıyısında büyüyen muhafazakar siyaset gibi yeni bir olguya bakış şeklimizi değiştirecek. Bu çabaların ilk sonuçlarının olumlu ve cesaretlendirici olduğunu görüyoruz. Zira bu ülkelerde düzenlenen seçimler yüksek bir katılım olduğunu gösterdi. Ayrıca bu toplumlarda siyasi alanda bazen marjinal bir rolde kalan kadınların, sürece büyük bir katılım gösterdiklerini gördük.”

euronews:
“Sayın Bakan, Akdeniz’den gelen ulaşılması gereken büyük bir hedef söz konusu. Ülkelerinden küçük teknelerle kaçarak göç etmeye çalışan insanlar. Sizce Arap Baharı, göçün ilk durağı olan İtalya’nın ve Avrupa’nın genelinin bu göç baskısını daha farklı yönetmesini ve farklı bir bakış açısı getirmesini sağlayabilir mi?”

İtalya Dışişleri Bakanı Giulio Terzi:
“Bu zaten gerekli. Bence İtalya, denizin öteki tarafına ulaşmak için çabalayan yardıma muhtaç kişilerin korunmasında, güvenliklerinin sağlanmasında en çok çaba gösteren ülkelerin başında geliyor. Bu yılın ilk altı ayında, İtalyan sahil güvenlik güçleri gemilerdeki 800 göçmen için devreye girdi. Yılın ilk çeyreğinde binlerce kişilik bir göç yaşandı. 2011’de Tunus ve Libya konusunda kaydedilen rakamlarla şu anda kaydedilenler arasında büyük farklar var. Bu iki ülkeden 28 ve 29 bin kişilik bir göç olmuştu. Fakat bu durumu bir sorundan çok Avrupa’nın ulaşması gereken büyük bir hedef olarak görmeliyiz. Biraz önce bahsettiğim ülkelerle ortaklıklarını daha da ileriye taşımaya çalışmalıyız. İkili planda birçok şeyi gerçekleştirmeyi başardık. Umarız ki Avrupa seviyesinde de yer değişimini sağlayan ortaklık antlaşmaları, yeniden kabul antlaşmaları ve ayrıca bu ülkelerin sınırlarını korumalarında ve kimlik tayini konularında gerekli çalışmalara devam edilir. Bunun yanında demografik nedenlerden ya da Suriye’deki gibi sorunlardan dolayı göç etmek zorunda kalan halkların entegrasyonu konusunda çalışmalar da sürdürülmelidir.“

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

2009 yılında 'çöken' Yunan ekonomisi eski günlerini yakalama yolunda

Yüksek enflasyonla boğuşan Zimbabve altın ve dövize endeksli yeni para birimini tanıttı

Euro Bölgesi enflasyonu beklentilerden fazla düştü, AMB faizleri indirecek mi?