Berlin'de "Demokrasi ve Hoşgörü" seminerleri

Berlin'de "Demokrasi ve Hoşgörü" seminerleri
By Euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

Berlin’deki “Katledilen Avrupalı Yahudiler Anıtı”,
II. Dünya Savaşı’nın derin izlerini günümüze yansıtıyor.

Birçok genç için bu, tarihin tozlu sayfalarında kalan bir olayken Bosna Hersekli Haris Kusmic, dinler ve milletler çatışmasına oldukça aşina. Kusmic’in babası Yugoslavya’nın dağıldığı savaş döneminde hayatını kaybetti. Kusmic, bu türden katliamların bir daha yaşanmamasını temenni ettiğini dile getirdi: “Ne yazık ki insan aklı unutmaya meyilli. Unuttukları zaman da aynı hataları tekrarlıyabiliyor. Yahudilere yapılan soykırım dünyanın her yerinde olabilirdi; ki bundan 50 yıl sonra Bosna’da Srebrenitsa katliamına tanık olduk. Bir gün sıranın kime geleceğini bilemeyiz.”

Haris, Berlin’de 10 gün süren “Demokrasi ve Hoşgörü Seminerleri“ni düzenleyen 7 gençten biri. 7 organizatör ile birlikte katılımcılar, Yunanistan, Belçika, Norveç, Lüksemburg, Almanya, Ermenistan ve Bosna Hersek’ten geliyor. Ermenistan’dan gelerek seminerlere katılan Narine Lalafaryan, farklı ülkelerden gelen katılımcılarla birlikte yürüttükleri tartışmaların verimine işaret ediyor: “Tüm organizatörler farklı kişiliklere sahip. Bazen belirli konularda fikir ayrılığına düşüyoruz. Ancak çalışma süreci bizi birbirimize karşı daha hoşgörülü kıldı. Uluslararası bir ekiple çalışmak harika bir deneyim.”

7 farklı ülkeden gelen 7 danışman, uluslararası bir değişim programı kapsamında birlikte bir organizasyon yapmaya karar verdi ve Türkiye’de üniversitelerde “Gençlik Programı” adıyla anılan “Youth in Action“ın fon desteğine başvurdu.
Her bir organizatör belirli bir konu üzerine hazırlık yaptı. Yunanistan’dan gelen Katerina, topluluğa hitap etme konusunda alıştırmalar hazırladı. Katerina, kendini ifade etme yeteneğinin gelişmeisnin önemine vurgu yapıyor: “Gençlerin özgüvenle kendilerini ifade etmeleri için çalışıyoruz. Farklı bir görüşe sahip olup azınlık olduklarında dahi kendilerini ifade edebilmeliler ve bundan dolayı korku duymamalılar. Çünkü belki de çoğunluk yanlış düşünürken azınlık doğru fikirdedir. Bunu bilemezsiniz.”

Organizatörler, dinler hakkında yanlış anlaşılmaları ve kalıplaşmış fikirleri kırmak için Bosna Hersek’ten bir İmam ile birlikte Rum Ortodoks ve Ermeni Kiliselerine bağlı iki din görevlisini seminerlere davet etti.

Seminere Norveç‘ten katılan Norveç İşçi Partisi Gençlik Kolu Lideri Ida Knudsen , geçtiğimiz yıl meydana gelen Utoya adası katliamının tanıklarından biri. Ida, yaşadığı kötü deneyimin kendisine bir artı kazandırdığı görüşünde: “Utoya’daki kötü deneyim üzerinden hoşgörüyü ve hoşgörülü olmayı biliyorum ve insanların farklılıklaırnın da tanıyorum. İnsanlar, farklı kültürlere ve dinlere mensup olabilirler.Bu çok önemli. Çünkü herkesin sizinle aynı olmasını isteyemezsiniz. “

Kültürler ve coğrafyalar arasında hoşgörünün gelişimi anlamında kuşkusuz bir takım farklılıklar göze çarpıyor. Kültürel çeşitliliğin göze çarptığı ülkelerde “öteki“ni tanıma ve anlama eğilimi, doğal bir mekanizma olarak gelişebiliyor. Haris Kusmic, kendinden veridği örnekle bu fikri destekliyor: “Bosna Hersek, yalnızca 51.000 kilometrekarelik küçük bir coğrafyada 4 farklı dini barındırıyor. Bu nedenle benim için dinler arası hoşgörü çok doğal bir durum. Farklı birini anlayabilmek için çok çaba harcamıyorum. Sadece tanıyorum ve anlıyorum.”

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Utoya katliamı tanığı: "Bir saatte büyüdüm".

Tercüme ile yeniden hayat bulan kitaplar

Erasmus öğrencileri iş hayatında daha avantajlı