'Dünyada 72 milyondan fazla mülteci var'

'Dünyada 72 milyondan fazla mülteci var'
© 
By Euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

Kızılhaç ve Kızılay Federasyonu ‘Dünya Felaket Raporu’nu yayınladı. Geçen yılki rapor açlık ve yetersiz beslenme üzerinde dururken bu seneki raporun odağında korkutucu bir veri vardı. Dünya genelinde 72 milyondan fazla kişi evlerini zorunlu olarak terketmiş durumda.

Bu rakam dünya üzerinde her yüz kişiden birden fazlasının yerini ve ülkesini terketmek zorunda kaldığı anlamına geliyor. Bunun başlıca sebeplerinin arasında savaşlar geliyor. Örneğin Suriye’den Türkiye’ye kaçan göçmenlerin sayısı 100 bine ulaştı. Doğal afetler de bir diğer önemli neden

İnsanlar çoğu zaman oldukça zorlu ve tehlikeli şartlar altında göç ediyor ve bazen hayatlarını da tehlikeye atıyor. Yolculuk bittiğinde de mülteci kamplarındaki durumsa belirsiz.

Yerlerinden olan insanların yaklaşık yüzde on dördü için yakın gelecekte bir çözüm görünmüyor. Burmalı Kaçinler için de durum böyle. Bu etnik grup Myanmar ve Çin arasında sıkışıp kalmış durumda. 2011 yılının haziran ayında Myanmar ordusu ve Kaçin isyancılar arasındaki çatışmalarda sıkışan halk çareyi Çin’e kaçmakta bukdu. Mültecileri ilk etapta kabul eden Pekin yönetimi şimdi çatışmalar dinmediği halde evlerine geri göndermenin yollarını arıyor.

Bu yıl yirmincisi hazırlanan Dünya Felaket Raporu sorunun ilk ayağında milyonlarca insanın evlerini terketmek zorunda kalmasını gösterirken ikinci ayağında da göç eden insanlara minimum yaşam desteğinin sağlanmasındaki problemlere dikkat çekiyor.

Bunun çözümü için de yenilikçi yaklaşımlara ihtiyaç olduğunun altını çiziyor.

Chris Cummins sorularını raporun editörü Roger Zetter’a yönlendirdi:

Chris Cummins, euronews: Bu seneki rapor, çatışmalar veya doğal felaketler nedeniyle evlerini terketmek zorunda kalan insanlar üzerinde yoğunlaşıyor. Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Federasyonu bu yıl neden özellikle bu konunun altını çiziyor?

Roger Zetter: Çünkü çok önemli. Çatışmalar, doğal felaketler ve kalkınma süreçleriyle yerlerinden olan 73 milyon kişiden bahsediyoruz. Bunun yanı sıra zorunlu göçün gittikçe karmaşık hal alması ve güvenlik ihtiyacı gibi sorunlar da var.

euronews: Raporunuzda politikacıların zorla göç edenlere destek konusuna direndiğinden bahsetmişsiniz. Ama 164 hükümet mültecilerin yasal durumları ne olursa olsun insanca muamele görmesi konusunda sözleşme imzalamış durumda. Bu sözleşme gözardı mı ediliyor? Neden?

Zetter: Sanırım güvenlik konusundaki endişeler ve küresel ekonomik kriz politikacıların işini zorlaştırıyor. Belki de bu nedenle mülteci ve göçmenler konusuna özel olarak eğilmekten kaçınıyorlar.

euronews: Yani bu zor durumdaki bir çok insan için aslında içinden çıkılamaz bir durum. Göç alan toplumlar kendilerini tehdit altında hissederken, zayıf hükümetler de çok sayıda insanı ağırlayacak kaynağa sahip değiller. Yerlerinden edilen insanlara karşı alınan tavrı değiştimek için ne gibi önlemler alınabilir?

Zetter: Mültecilerin kaynakları kullandığı bir gerçek. Ev inşa etmek için malzemeye, beslenmek için gıdaya ve diğer temel maddelere ihtiyaç duyuyorlar. Bunlar en basit düzeylerde bile olsa yerel ekonomiyi hareketlendirebilir. Çiftçiler daha fazla üretim yapabilir, yerel imalatçılar mülteci kampların yapımında kullanılacak malzeme üretimini arttırabilir.

euronews: Evet şu an Suriye’de çok şiddetli bir çatışma var ama ben Sahel bölgesinden konuşmak istiyorum. Durum her geçen gün ciddileşiyor. Şiddet, salgın ve kuraklık on binlerce insanın çok zor şartlar altında göç etmesine yol açıyor. Uluslararası toplumun bu felakete nasıl müdahale ettiğini düşünüyorsunuz?

Zetter: Uluslararası toplumun bir çok nedenden ötürü yavaş müdahale ettiğini düşünüyorum. Küresel olarak ele aldığımızda sanırım konu Ortadoğu’daki kadar siyasi olarak baskılara yol açan bir durumda değil. Yani ululararası boyutta gündemi aynı derecede etkilemediğini düşünüyorum.

euronews: Ama insanlar ölmeye devam ediyor. Tekrar bölgemize dönecek olursak. Avrupa’da hükümetler yeni tasarruf dalgasıyla bütçeleri kısıyor. En çok etkilenen yine fakirler oluyor. Finansal dnegesizlikler Kızılhaç gibi organizasyonların daha etkin görev yapmasına engel oluyor mu?

Zetter: Sanırım cevap genel anlamda evet olacaktır. Sadece Kızılhaç değil tüm insani yardım kuruluşları etkileniyor. Ama bir taraftan da kuruluşların adaptasyonuna da bakmak lazım. Onlar da sabit kalan hatta azalan bütçelerle karşı karşıya.

Federasyonla birlikte yerel organizasyonlar çatışma, salgın ya da doğal felaketle karşı karşıya kalan toplumların dayanma gücünü arttıracak politikaların çoğaltılması için çalışmalar yapıyor. Hazırlıklı olma üzerinde daha fazla duruluyor. Yani bir felaket yaşandığında zorunlu göç ihtimali azaltılıyor.

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

BM: Gazze nüfusunun dörtte biri kıtlık sınırında, yardımlar yağmalanıyor

Sınır Tanımayan Doktorlar: 5 yaşından küçük Filistinli çocuklar yaşamaktansa ölmeyi istiyor

Mısır'dan uyarı: İsrail ordusu Refah'ı işgal ederse Camp David Barış Anlaşması askıya alınır