Mısır’da muhalefetin önde gelen seslerinden Kongre Partisi Genel Başkanı Amr Musa, euronews’in sorularını yanıtladı. Musa, cumhurbaşkanlığına aday olmak için istifa edene kadar Arap Birliği Genel Sekreterliği görevini sürdürüyordu.
Muhammed Shalkhibrahim, euronews:
“Sayın Amr Musa, Cumhurbaşkanı Mursi ile fikir ayrılığına düşmenizin ardından muhalefetle birlikte Ulusal Kurtuluş Cephesi’ni kurdunuz. Bu cephenin amacı nedir?”
Amr Musa:
“Bu cephe, aynı düşüncede olan tüm gruplar, partiler ve politikacılarla birlikte çalışıp onları organize ediyor. Elbette, gücümüz yaşadığımız kötü şartlar altında yapılabileceklerle sınırlıdır. Bu Cephe, 21 Kasım’da muhalefetin anti-demokratik bularak reddettiği anayasal bildirinin ardından doğdu.”
euronews:
“Sizce bu, Müslüman Kardeşler’in devlet güçlerinin tüm kontrolünü eline almak için önceden tasarladığı bir plan mıydı?”
Musa:
“Seçimleri kazanan her parti, kendi yandaşlarını önemli kademelere getirmek ister. Bu anlaşılabilir, Mısır’da da Amerika’daki herhangi bir eyalette de böyledir. Ancak yandaşlarınızı bu görevlere getirmekle, devletin tüm yapısını değiştirmek veya saklamak arasında fark vardır.”
euronews:
“Neden siz muhalefet olarak cumhurbaşkanına programını gerçekleştirmesi için bir şans vermiyorsunuz?”
Musa:
“Biz ona bir şans verilmesinin onun hakkı olduğunu kabul ediyoruz. O seçilmiş bir cumhurbaşkanı ancak programından hiçbirşey göremedik. Anayasa referandumu gerçekleştirmedik veya bir anayasa hazırlamadık. Biz sadece farklı siyasi partilerden bir araya gelmiş vatandaşlarız. Fakat yetki cumhurbaşkanında ve kararlar onun kararı. Biz otoritesine meydan okumadık. Biz sadece onun anayasa referandumunda ortaya çıkan bazı politikalarına karşı çıkıyoruz. Onun ayağını bağlamak istemiyoruz, aksine muhalefet olarak ona yardımcı olmaya hazırız.
Ben onun rakiplerinden biri olarak Müslüman Kardeşler’den veya herhangi partiden bir cumhurbaşkanına, demokrasi planını hayata geçirmek için yardım etmeye hazırım.”
euronews:
“Mısır Cumhurbaşkanı sizi ulusal diyalog programına çağırdı, neden bu çağrıya cevap vermediniz?”
Musa:
“Bu bizim arzu ettiğimiz veya ihtiyacımız olan türde bir diyalog değil. Biz konuşmak veya beyanatlar vermek için yapılan genel bir daveti değil, özellikle daha önce bahsettiğim konuları ele almayı istiyoruz. Birlik istiyoruz ancak bu, karşılaştığımız problemler hakkında oturup konuşup, anlaştıktan sonra mümkündür. Biz ulusal diyaloğa karşı olduğumuzu söylemedik, prensipte diyalog kabul edilebilir. Ancak meseleleri muhalefetin önüne atıp, karar verme ve harekete geçme süreci oldukça hızlı oldu. Bu konular hakkında düşünmeye zamanımız olmadı.”
euronews: “Muhalefetin destekçileri cumhurbaşkanının devrilmesini istiyor. Bu sizin isteğiniz mi?”
Musa:
“Ulusal Kurtuluş Cephesi buna çağrı yapmadı, bunu düşünmedi de. Bu konu bizim iş çerçevemizin dışında. Ancak evet onun gitmesini isteyen sesler yükseliyor, bunu protestolarda atılan sloganlarda duyduk. Çevrede çaresizlik içinde birçok kişi var, onları analiz etmeye çalışmanın bir anlamı yok.”
euronews:
“Siz kişisel olarak anayasa referandumuna karşıydınız ama muhalefetin büyük bir çoğunluğu referanduma katıldı. Bu konuda ne diyeceksiniz?”
Musa:
“Ben anayasa referandumunu reddedenlerden biriyim. Burada iki düşünce var, oylamayı boykot etmek veya katılıp hayır oyu vermek. Muhalefetin büyük çoğunluğu katıldı ve hayır oyu kullandı. Ben daha önce de muhafeletin oyunun hayır olacağını söylemiştim. Katılım da muhalefet de Mısır’ı ileri götürmek ve demokrasiyi inşa etmek için çok önemli. En önemlisi ise katılım, oyunun kuralı bu değil mi? Öyleyse kabul etmeliyiz.
Ancak eğer muhalefet köşeye sıkıştırılırsa, veya ülkeyi kötü etkileyecek etmenler ortaya çıkarsa eskisinden daha büyük tepkiler verilir. Umarım bunu da herkes anlar. Tüm dünya ve Mısır, Muhammed Mursi’yi böyle bir durumda tolere edemez.”
euronews:
“Sayın Musa, sizce Mısır’ı şu an Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi mi yoksa muhalefetin iddia ettiği gibi Müslüman Kardeşler mi yönetiyor?”
Musa:
“Bence Müslüman Kardeşler yönetiyor, Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi de ofisinde oturmuş onlardan talimat bekliyor. Ben böyle düşünüyorum ancak Müslüman Kardeşlerin yönetim şekliyle ilgili pek bilgim yok. Müslüman Kardeşler içinde büyük bir grup, özgürlük adına yargı ve yürütmenin birlikte yönetilmesini savunuyor. “