Letonya Başbakanı: Kriz Euro'dan kaynaklanmıyor

Letonya Başbakanı: Kriz Euro'dan kaynaklanmıyor
© 
By Euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

Letonya Euro’ya geçiş için Brüksel’e resmi başvurusunu geçen yıl yaptı. Baltık bölgesinin bu küçük ülkesinin kısa bir süre içerisinde Euro Bölgesi’ne dahil olması bekleniyor.

Avrupa Birliği üyelerinden 17’si Euro’yu kullanıyor. Bunlardan sonuncusu olan Estonya, Euro Bölgesi’ne 2011’de girdi. Letonya’nın hedefi de 2014 yılı başında yerel para birimi Lats’ı Euro’yla değiştirmek. Avrupa Birliği’nin nihai kararı ise bu yaz açıklanacak

Euronews başkent Riga’da Letonya Başbakanı Valdis Dombrovskis’le bir araya geldi.

Hans von der Brelie, euronews: Sayın Başbakan, ortak para birimi derin bir krizin içerisinde. Peki, Letonya neden Euro’ya geçmek istiyor?

Valdis Dombrovskis, Letonya Başbakanı: Ocak 2014 hedefini yıllar önce koyduk. Mastricht kriterlerini de yerine getirdiğimiz için şimdi ilerlemeye devam ediyoruz. Ayrıca bu krizi Euro krizi olarak tanımlamıyorum. Krizde olan para biriminin kendisi değil. Eğer para birimi olarak bakarsanız Dolar gibi Yen gibi diğer küresel para birimleri kadar istikrarlı. Rezerv para birimi olarak da Euro’nun payı sabit duruyor. Açıkçası bu bazı Euro ülkelerindeki finansal ve ekonomik krizdir.

euronews: 2008 ve 2010’da Letonya ekonomik zenginliğinin beşte birini kaybetti. Ekonomiyi canlandırmak için devalüasyon seçeneği tercih edilebilirdi ama siz tasarrufa yöneldiniz. Bu bir çok insan için yüksek bir fatura olmadı mı?

Dombrovskis: Öncelikle devalüasyonun ekonomik sorunlarımıza bir cevap olduğunu düşünmüyorum çünkü çok küçük ve açık bir ekonomiyiz. Yani paramızın değerini düşürseydik ithal enerji ve sanayi parçalarının fiyatları birden yükselecekti. Devalüasyonla kazanacağımız rekabetçiliği yüksek enflasyon nedeniyle kaybedecektik.

Bu açıdan baktığınızda devalüasyon bütçe açığına da çözüm olmuyor. Her halükarda kemerleri sıkmamız gerekiyordu. Örneğin mali önlemlere başladıktan sonra bile 2009’da bütçe açığı milli gelirin yüzde onuna çıkmıştı. Şimdiyse bu oran yüzde 1,4’e düşmüş durumda ve bu gayet makul bir seviye. Ama bu seviyeye bir şekilde çekilmesi gerekiyordu.

euronews: Letonya’da halkın çoğu Euro’ya karşı. Çoğunluğun itirazına rağmen neden Euro’ya geçme kararı verdiniz?

Dombrovskis: Öncelikle yabancı yatırımı arttıracak çünkü herhangi bir yatırımdan önce hesaplanması gereken kur risklerini elimine edecek. Aynı nedenle faizlerin düşmesine de yardımcı olacağını düşünüyoruz, hem kamu hem özel sektör için. Ayrıca kur değişim maliyetleri de düşecek çünkü Avrupa’ya zaten çok bağlı olduğumuz için sadece Lats’dan Euro’ya; Euro’dan Lats’a geçişler için bile yüzlerce milyon dolar harcıyoruz.

Kredilerin yüzde sekseni Euro cinsinden ve tasarrufların neredeyse yarısı da öyle. Para birimimiz Lats da Euro’ya endekslenmiş durumda. Yani Euro’ya ne olursa olsun bu Lats’ı da etkileyecek zaten.

euronews: Euro bölgesi’nin parçası olmak üyeler arasında birlik kurulması da demek bir anlamda. Örneğin Yunanistan gibi ülkeler için para yardımında bulunmaya hazır mısınız?

Dombrovskis: Evet, öncelikle Euro Bölgesi üyesi olmanın birliktelik anlamına geldiğini, Avrupa İstikrar Mekanizması’na katkıda bulunmak olduğunu biliyoruz ve buna hazırız. Siz bu ödemeleri bir harcama kalemi olarak görebilirsiniz ama biz bunu daha çok bir sigorta mekanizması olarak kabul ediyoruz ve bir gün bize de lazım olabilir. Öte yandan sadece harcama kalemi olarak görülse bile getirisi maliyetinden çok daha büyük olacaktır.

euronews: Üye olduktan sonra sizin sözleriniz de diğer üyeler tarafından dikkate alınacak. Letonya’nın tecrübelerinden ne gibi dersler alınabilir?

Dombrovskis: Yani dengeli bir yaklaşımımız olmalı. Letonya örneğinde krizi aşabilmek için önümüzde üç ana basamak vardı: İlki finansal tablolarımızı dengelemek için gerekli mali düzenlemelerdi. İkincisi ekonomiyi canlandırmak için atılması gereken adımlardı. Biz de bunu ağırlıklı olarak Avrupa Birliği fonları ve idari harcamalardaki kesintilerle yaptık. Son olarak da krizin neden olduğu sosyal hasarı azaltmak için bazı koruyucu kalkanlar oluşturduk.

Ben artık Avrupa’nın da bu yönde ilerlediğini düşünüyorum. Evet mali düzenlemelere ve finansal istikrara ihtiyacımız var. Ama aynı zamanda ekonomik olarak büyümemiz de gerekli ve bunun yolları araştırılmalı. Tabi ki sosyal problemlerle de ilgilenilmeli.

Sonuç olarak 27 üye arasında en fazla tasarruf yapan ülke olmakla birlikte şu an en hızlı büyüyen ekonomi konumundayız.

euronews: Genel olarak baktığımızda mali önlemler nedeniyle Bulgaristan, İtalya gibi ülkelerde siyasi krizler patlak verdi. Siz de tasarrufu destekliyorsunuz. Siyasi geleceğinizle ilgili endişeleriniz yok mu?

Dombrovskis: Açıkçası Letonya olarak artık kemer sıkma politikaları uygulamıyoruz. Aslında 2013 bütçesi bazı yeni fonların oluşturulduğu harcamaların arttırıldığı ilk bütçemiz oldu. Görevde olduğum dört yılda iki parlamento seçimi gördüm ve uyguladığımız sert tedbirlere rağmen yerimi korumayı başardım. Aynı zamanda kemer sıkmadan kaynaklanan bir yorgunluk da gördük. Yıllarca tasarruf tedbiri uygulamanız zaten mümkün değil.

euronews: Euro karşıtı birisini ikna etmek için en önemli, en güçlü argümanınız nedir?

Dombrovskis: Euro, Letonya’nın mali ve ekonomik istikrarı hakkında olumlu bir gösterge olacaktır ve büyümeyi hızlandıracaktır.

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Yüksek enflasyonla boğuşan Zimbabve altın ve dövize endeksli yeni para birimini tanıttı

Euro Bölgesi enflasyonu beklentilerden fazla düştü, AMB faizleri indirecek mi?

Yunanistan, asgari ücreti yüzde 6,4 artırarak 830 euroya çıkardı