Türkiye'nin önündeki barış yolculuğu

Türkiye'nin önündeki barış yolculuğu
© 
By Euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

Abdullah Öcalan’ın açıklamalarıyla otuz yıldır terör örgütü PKK ve Türk ordusu arasında süren silahlı mücadelede yeni bir döneme girildi.

Yapılan operasyonlara, girilen silahlı çatışmalara ve can kayıplarına rağmen bu sorunun silahlı mücadeleyle değil siyasi ve barışçıl yollardan çözülebileceği gerçeği her geçen gün daha fazla kabul gördü.

Fakat bu süreçte 40 binden fazla kişi hayatını kaybetti. Türk Devleti terör örgütünün faaliyetleri ve bölgede yaşayan Kürt vatandaşların sorunlarını hep ayrı tuttu. Nitekim Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de İsveç‘te bu konunun altını çizdi.

“Terörizm ayrı bir konu. Bugüne kadar hep savaştık. Umarım terör örgütü artık bu işin silahla çözülemeyeceğini anlamıştır. Türkiye, demokrasisini geliştirmek konusunda kararlıdır. Bu da bize yöneltilen eleştirileri de ortadan kaldıracaktır.”

Şiddet ve ölümlerle anılan bu sürecin sona ermesi Türkiye’nin iç huzurunu sağlamanın yanı sıra uluslararası arenada da elini güçlendirecek

Çünkü bu konu Ortadoğu’da yaşanan değişimde söz sahibi olmak isteyen Türkiye’nin en hasas noktası..

“Türkiye’nin sınırları ötesinde de emelleri var, bölgesel bir güç olmak istiyor, özellikle mevcut hükumet Sünni dünyasının lideri olmak istiyor. Yani Ortadoğu ve bölgesel güç olmakla ilgili büyük hedefleri varken böyle kanayan bir iç sorun olması çok kötü bir görüntü ortaya koyuyordu.”

Atılan adımın büyük siyasi riskleri bulunuyor ama ülkede yaşayan herkes yeterince kanın aktığı konusunda hemfikir.

“Bence hükumetin bu son adımı çok yerinde ve pozitif. Bu çatışma herkesi gerdi, anneleri, babaları askerlerimizi, Türk ve Kürt vatandaşları herkesi..Hepimiz birlikte büyüdük. Halkın büyük bir kısmı da mevcut süreci destekliyor.”

Bölgede yaşanan olumlu ya da olumsuz her gelişmeden anında etkilenen Diyarbakır’da yeni bir heyecanın baş gösterdiğini ve hareketlenmenin yaşandığını fark etmek hiç de zor değil.

Her ne kadar geleceğe dair bir çok belirsizlik devam etse de yıllardır süren karmaşadan bıkmış halk barış süreciyle ilgili iyimser tutumunu koruyor

Euronews muhabiri Bora Bayraktar, Kürt aydını Enver Sezgin ile Abdullah Öcalan’ın tarihi ateşkes çağrısının Türkiye’nin geleceği için ne anlama geldiğini konuştu.

Bora Bayraktar: Bundan sonraki adım ne olacak yani süreç hangi yönde ilerleyecek.?

Enver Sezgin: Eğer çekilme sağlanırsa elbette parlamentonun da bir karar alması gerekiyor. Olur mu olmaz mı bilmiyorum ama burada en önemli faktör çekilen silahlı grupların can güvenliğidir. Bu can güvenliğinin teminatı hükumet olmalıdır. Burada çok hassas olunmalı çünkü 1999 yılındaki çekilme sırasında güvenlik güçleri çekilenlere ateş açmış ve çok sayıda kişi ölmüştü. Burada bir güvensizlik var. Bu güvensizliğin giderilmesi gerekiyor. Başbakanı teminatı biziz diyor ama bunu pekiştirmek lazım. Bundan sonra çekilen güçlerin önemli bir bölümünün Türkiye’ye dönmesi ve bunların hayata yeniden adapte olmaları için yeni bir planın uygulanması üzerinde çalışılacak ve PKK yöneticilerinin de belli bir süre sonra Türkiye’ye dönmeleri aşamasına geçilecek diye düşünüyorum. Bu sadece silahların bırakılması meselesi değil. Aynı zamanda bir çözüm sorunumuz da vardır. Yani Kürt meselesini demokrasi içinde barışçıl bir şekilde çözmemiz gerekiyor diye düşünüyorum.

Bora Bayraktar: Kürt sorununun çözümü için hangi adımların atılması gerekiyor?

Enver Sezgin: Bu bir anayasa meselesi. Şu an parlamento yeni bir anayasa için çalışıyor. Anayasanın demokratik ve halktan yana bir anayasa olması gerekiyor. Aynı zamanda Kürt meselesinin çözümüne zemin hazırlaması lazım. Vatandaşlık tanımının yeniden tarif edilmesi, bütün etnik gruplara aynı uzaklıkta olması ve anadilin önünde engel olmaktan çıkması gerekiyor. Bütün bu adımlar Kürt meselesinin çözümünün önünü açacaktır. Daha da önemlisi Türkiye’de bütün insanların karar alma süreçlerine katılması ve halkın bir anlamda kendi kendini yönetmesi meselesidir.

Bora Bayraktar: Bu Nevruz’da ‘Öcalan’a Özgürlük Kürtlere Statü’ sloganı vardı. Bu sürecin sonunda Öcalan’ın kişisel durumuyla ilgili bir değişiklik olur mu?

Enver Sezgin: Tutanaklardan da anladığımız kadarıyla Öcalan şimdilik kendi konumunun gündeme getirilmesini istemiyor. Bu konunun daha sonra görüşülebileceği anlaşılıyor ama ilerde bu sorun da gündeme gelebilir. Abdullah Öcalan dediğiniz kişi 14 yıldır cezaevinde. Dolayısıyla toplum yeniden pek çok şeyi düşünmeye başlayacaktır. O zaman da Öcalan’ın cezaevindeki konumu ve sonrası çok rahatlıkla toplumun gündemine gelebilir ve toplum bunu çok rahatlıkla çözebilir.

Bora Bayraktar: Bu sürecin sonunda Kürt meselesi kesin olarak biter mi?

Enver Sezgin: Barış dediğimiz şey çok zor bir şey. Barışmak bir kaç kişinin bir masanın etrafından oturup anlaşmasıyla olabilecek bir şey değildir. Biz burada toplumun barışmasından söz ediyoruz. Bu barış süreci bir süre devam edecek. Çünkü ne yazık ki araya kan girdi ve bu üç beş ayda temizlenemez. Bu bir süreçtir. Bu süreci iyi yönetmemiz lazım. Bu süreç sonunda bizler de Türkiye’de insanları barış içinde kavga etmeden yaşayacağını göreceğiz.

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Kobani davasında konuşan Demirtaş: Tüm arkadaşların özgürlüğünü istiyorum

Dünya Bankası, Türkiye'ye ilave 18 milyar dolar finansman sağlayacak

HRW'den Ankara'ya suçlama: Suriye'de Türkiye'nin kontrolündeki bölgelerde hak ihlalleri yaşanıyor