Hollanda tahtında yeni dönem

Hollanda tahtında yeni dönem
© 
By Euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button
REKLAM

Hollanda yeni bir döneme adımını attı. 33 yıldır tahtta oturan Kraliçe Beatrix annesinden devraldığı ve her yıl kraliçe günü olarak kutlanan 30 Nisan’da görevi oğluna devretti.

123 yıldır kraliçeler tarafından yönetilen Hollanda’da tahta oturan Kral Willem-Alexander, Amsterdam’dak Nieuwe Kerk Kilisesi’nde yaptığı konuşmada ülkedeki demokrasi ortamı geliştirmeye çalışacağını belirtti.

Yemin ettikten sonra seremonide hazır bulunanlar yeni kralı topluca tebrik etti. Daha sonra parlamentonun her iki kanadının üyeleri de kralın yeminine şahitlik etti.

Hollanda’da parlamentonun denetlemesi altında olsa da yürütmede oldukça etkin olan kraliyet makamının yetkileri geçtiğimiz yıl daha da kısıtlanmıştı. Özellikle siyasi konularda yeni kral büyük oranda sembolik bir önem taşıyacak.

Fakat, iki yüz yıldır tahta hakim olan Orange Hanedanı’na halk arasında destek çok yüksek oranda. Nitekim bugün tören için Dam Meydanın’a toplanan ve kraliyet rengi olan turuncular içerisindeki binlerce kişi bu sevginin bir göstergesi niteliğindeydi. Bu yüzden kral ya da kraliçenin belli konularda görüşlerini paylaşması bile kamuoyu oluşturma açısından etkili oluyor.

Yemin töreninden önce ise Kraliçeye tahsis edilen üç saraydan biri olan Amsterdam’daki kraliyet sarayında Beatrix resmi olarak tahttan feragat ettiğini belirten sözleşmeye yeni kral, yeni kraliçe ve ülke yönetiminin önde gelenleriyle birlikte imza atmıştı. Böylece görev ve yetkileri de 46 yaşındaki en büyük oğluna geçmiş oldu.

Willem-Aleksander’ın tahta oturmasıyla ülke yönetiminde bir kısım değişikliklerde olacak. Örneğin Kraliçe Ofisi olarak adlandırılan kraliyet makamının adı Kral Ofisi olarak değiştirilecek. Yine 30 Nisan’da kutlanan Kraliçe Günü’nün adı Kral Günü olarak değiştirilecek ve Willem-Aleksander’ın doğum günü olan 27 Nisan’da kutlanacak.

İmza töreninden sonra saray balkonundan halkı selamlayan Kraliçe Beatrix burada görevi oğluna devrettiğini açıkladı. Willem-Alexander da annesine teşekkür ederek tacı kabul ettiğini halka açıkladı.

Balkonda Willem-Alexander’ın 2002 yılında evlendiği Arjantin doğumlu yeni Kraliçe Maxima da hazır bulundu. Çiftin 2003, 2005 ve 2007 yıllarında doğan üç kızı da balkondan halkı selamladı. Bu üç kızdan en büyüğü Catharina-Amalia yeni veliaht prenses oldu.

euronews:
“Burada Amsterdam’da tarihi bir an yaşıyoruz. Şimdi haftalık Vrij Nederland’dan Max van Weezel ile beraberiz. Max, yeni kralla birlikte yönetim tarzında, önceki kraliçeye göre ne gibi değişiklikler bekleniyor?

Max van Weezel:
“Daha iyi iletişim kurabilen bir monarşi olacağını düşünüyorum. halkla daha güçlü bağlar kuracaklardır. Kraliçe Beatrix saygı duyulan bir kişiydi fakat “Buz Kraliçe” olarak anılıyordu. Mesafeli duruşuyla bilinirdi. Halka ve medyaya uzak dururdu bence kraliyet ailesinin yeni yüzyılda bu yönden büyük bir değişim yaşadığını göreceğiz.”

euronews:
“Ayrıca resmi olarak da monarşinin siyasi rolü azaltıldı değil mi?”

Max van Weezel :
“Artık tam bir güç merkezi değiller. Örnek olarak geçen sene de kraliçe hükümet kuruluşunun dışında bırakıldı ve parlamento bunu tek başına üstlendi. Kral halen yürütmenin bir parçası, tüm kanunlar onun imzasından geçiyor. Fakat Willem Alexander devlet televizyonunda yaptığı bir konuşmada ‘meclis istediği takdirde bunu değiştirebiliriz benim için sorun değil’ demişti. Artık yalnızca sembolik bir konuma sahipler siyasi bir rolleri yok.”

euronews:
“Güçlü bir sembol. Fakat Hollanda son on yılda bölünmüş bir yapı sergiliyor. Avrupa Birliği ve göçmenlik üzerinde büyük tartışmalar oldu. Yeni kral bu ayrışmaları düzeltebilecek mi?”

Max van Weezel :
“Son on yılda Hollanda’nın en büyük sorunlarından biri olan Avrupa Birliği’nde monarşi Avrupa’yla işbirliğinden yana tavır koydu. Üçüncü dünya ülkeleine yardımdan yanaydılar ve siyasetçilerin karşı çıkmasına karşın çevre ciydiler. Buradaki soru şu Willem-Aleksander görüşünü yüksek sesle dile getirecek mi yoksa sessiz mi kalacak.

euronews :
“Peki siyasi bir konumu yoksa kral ne yapabilir?”

Max van Weezel :
“Tabii ki. O toplumun üzerinde biraz soyut ve ahlaki bir konumda olacak. Mesela geçen Noel’de anne Beatrix bir röportaj vermiş ve toplumu hoşgörüye ve Avrupa projesşine inanmaya çağırmıştı. Siyasetçiler bundan hoşlanmamıştı ancak ben kralın da farklı davranacağını sanmıyorum.”

euronews:
“Geniş bir perspektiften bakacak olursak Avrupa’daki kraliyet aileleri skandallarla sarsılıyor. Bu bağlamda Hollanda kraliyet ailesi nasıl algılanıyor?”

REKLAM

Max van Weezel :
“Kraliyet ailesi genel olarak seviliyor ve destekleniyor. Farklı bir monarşinin yönetimi altındayız. Başında taç olan bir cumhuriyet diyebiliriz. Aynı zamanda çok sayıda cumhuriyetçi özellikler de bulunuyor. Willem Alexander ve Maxima’nın Mozambik’te milyonerlerin yanında bir ev satın alması dahi büyük tartışmalara konu olmuştu. Sonuçta da hükümet aileye bu evi alamazsınız dedi. Hanedanın servetinin bir bölümünün Guernesey ve Jersey gibi adalara gidişi da mali tartışmalar getirmişti. Aynı kullandıkları uçağın tartışıldığı gibi. Seçilmişler onların son iki yüz yıla göre daha mütevazı bir hayat sürmesini istiyor.”

euronews:
“Yani parlamento kontrolü altında bir monarşi diyebiliriz.”

Max van Weezel :
“Evet bunu diyebiliriz. Biz başında taç taşıyan bir cumhuriyetiz. Anayasal kurallara saygı gösteren bir monarşimiz var. Gücün merkezinde parlamento bulunuyor kral ya da kraliçe değil.”

euronews:
“İspanya gibi diğer ülkelerde cumhuriyetçi görüşler yükselişte. ‘Artık kral istemiyoruz diyorlar. Hollanda’da da böyle bir durum söz konusu mu?”

Max van Weezel:
“Tam olarak değil. Bunu düşünenler çok küçük bir grup. Benim bildiğim büyük çoğunluk ki buna sol siyasi görüşe sahip olanlar da dahil, monarşi fikrine sıcak bakmasalar dahi Oranje ailesini destekliyorlar. Oranje hanedanı da açık ve demokratik toplumu destekleyip modern akımlara karşı durmadıkları sürece bir problem çıkacağını sanmıyorum.

REKLAM

euronews:
“Hollanda eşitlikçi bir ülke olarak biliniyor ama aynı zamanda da bir monarşi var bu bir çelişki değil mi?”

Max van Weezel:
“Tabii ki bu bir çelişki. Bir kraliçenin oğlu olması ve onun bizim kralımız olması hep geri kalmış fikirler. Fakat Hollanda örneğini ele alırsak, bu olabildi çünkü Oranje ailesi 1940’taki Nazi işgalinde cesur bir şekilde davrandı. Sonrasında da modern akımlara uyum sağladılar ve varlıklarını sürdürebildiler.

euronews:
Üç kraliçe ile geçen 123 yılın ardından ilk defa bir kral başa geçiyor. Bu Hollandalılar için ilginç bir durum olmayacak mı?

Max van Weezel:
“Yine bir kraliçemiz olacak. Maxima Hollanda Kraliçesi olacak. Bence onuçok zaman televizyonda ve uluslararası gezilerde göreceğiz. Tabii ki bir değişim olacak ama çok büyük bir değişim değil.”

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Amsterdam Belediye Başkanı Halsema: Narko-devlete dönüşüyoruz

Hollanda'daki dev çete davasında 'uyuşturucu baronu' Taghi ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı

Wilders: Ukraynalı mülteciler akın akın Hollanda'ya geliyor, Avrupa'nın aptalı biz olduk