İran: Savaş mı barış mı?

İran: Savaş mı barış mı?
© 
By Euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button
REKLAM

İran her zaman nükleer faaliyetlerinin barışçıl olduğunu ve İslam’ın bir atom bombası üretmeyi yasakladığını söyledi. Fakat bu açıklama batılı ülkelerin şüphelerinin giderilmesine yetmedi. Batı, İran’ın Uranyum zenginleştirme faaliyetinin şeffaflık kazanmasını ve durdurulmasını istiyor. Acaba İran ve Batı’nın nükleer enerji konusunda bir çatışmadan kaçınma ihtimali var mı?

Dünya ne nükleer bir İran, ne de onunla bir savaş istiyor. Bu krizin sona ermesi için Amerika Birleşik Devletleri İran’ı bir yandan tehdit edip diğer yandan da bir diplomatik çözüm üzerinde duruyor:

“Hedeflerimize ulaşmak için gerekli tüm seçenekler masada. İran’ın nükleer silahını engellemek için Amerika ne gerekiyorsa yapacak.”

Batılı ülkeler özellikle de ABD, İran’ın iki can damarını baltalamış durumda. Bunlardan ilki ülke gelirinin yüzde 80’ini oluşturan petrol ihracatı diğeri ise İran’ın dünya piyasalarındaki finansal işlemleri.

Tahran ise bu yaptırımların dayanılmaz bir hal alması durumunda Hürmüz Boğazı’nı kapatabileceğini açıkladı.Dünyanın en stratejik 7 noktasından biri konumunda bu dar boğazdan her gün dünya petrol taşımacılığının yüzde 20’si gerçekleştiriliyor.

Eğer İran boğazı kapatma kararı alırsa bölgeye misil yerleştirme, mayın döşeme, denizaltıları ile tankerleri batırma gibi seçeneklere başvurabilir.

Petrol tankerlerine ve limanlara saldırılması durumunda İran’ın başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere dünyanın dört bir yanından gelecek misillemelere hazırlıklı olması gerekiyor.

2011’de Irak’tan çekilen, 2014’te ise Afganistan’dan çekilmeyi planlayan ABD ve müttefikleri yeni ve pahalıya mal olacak bir savaşa çekimser yaklaşıyor. Terörizme karşı savaşta Amerika Birleşik Devletleri’nin harcadığı miktarın sadece 10 yılda 4 trilyon Dolar olduğu tahmin ediliyor.

Bu çerçevede savaşa en yakın ülke İsrail olarak görülüyor. Başbakan Binyamin Netanyahu, kırmızı çizgileri aşıldığını geçtiğimiz eylülde Birleşmiş Milletler’de açıkladı. Ayrıca İran’ın 2013 yazında kendi nükleer silahını üretmiş olacağı konusunda da uyarılarda bulundu.

İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney ise İsrail’i sert dille uyardı:

“Küçük bir hata bile İslam Cumhuriyeti’nin Tel Aviv’i ve Hayfa’yı haritadan silmesine yeter.”

Mesud İmani, euronews:
“Bir savaş durumunda İran, ABD ve müttefiklerinin elinde hangi kartlar bulunuyor? Bu kartlardan ilk ikisi nüfuz ve lobi faaliyetleri.”

Amerika Birleşik Devletleri ve müttefikleri önemli uluslararası kurumlarda kuvvetli lobilere sahip. İran ise Rusya ve Çin’ne ek olarak bölgesel Şii grupların ve Afgan mücahitlerin desteğini arkasında bulunduruyor.

Amerika Birleşik Devletleri, İran’ın düşmanı Saddam Hüseyin’i ve Afganistan’da Taliban’ı düşürerek, Tahran’ın bölgedeki etkisini artırmasına katkıda bulundu.

Arap Baharı ise Suriye dışında İran rejiminin çıkarlarını beklenilenin aksine bir tehlikeye sokmadı. İran savaş zırhlıları Süveyş kanalını geçerek Akdeniz’e açıldı. Bunun Hüsnü Mübarek rejiminde gerçekleştirilmesi imkansızdı.

Sanılanın aksine İran, Pakistan ve Afganistan’daki şiddet yanlısı Vahabilere karşı doğal bir tampon bölge rolü oynadı. Bu yüzden de İran’a saldırılması Batı’nın baş düşmanları El Kaide ve Taliban’ın daha serbest hareket etmesine yol açabilir.

Peki İsrail İran’ın yer altındaki nükleer tesislerine saldırabilir mi? Bu saldırıyı düzenlemeye yetecek silahlara sahip ülke, Suriye’deki ve Irak’taki bir çok yerleşkeyi bombalayarak bu konuda ne kadar ciddi olduğunu kanıtladı. Fakat İsrail’in İran’da birçok tesisi bombalaması gerekecek. Ayrıca Tahran’ın elindeki El Şebab füzeleri Tel Aviv’e ulaşabilecek kapasitede. İsrail’in olası bir İran saldırısı Suriye’nin de devreye girmesine yol açabilir.

Ayrıca bu saldırı Hamas’ın, İslami Cihad’ın ve Hizbullah’ın İsrail’e karşı mücadeleye girmesine neden olabilir.

REKLAM

Diğer yandan nükleer yerleşkelerdeki dört bilim insanının öldürülmesi ve internet sitelerine yapılan siber saldırılar iki ülke arasındaki gerginliği daha da artırdı. Bu saldırıların devam etmesi durumunda İran bölgedeki etkisini de kullanarak Orta Doğu’daki barış sürecini sekteye uğratabilir.

Üstelik bir savaşın patlak vermesi ülke içinde rejime olan desteğin artmasına ve reformcu muhalefetin güç kaybetmesine neden olabilir.

Amerika’nın baskıları yüzünden Avrupa Birliği İran’dan ithal edilen petrolü yüzde 20 oranında düşürdü.

Ülkenin en büyük müşterileri Çin, Hindistan ve Güney Kore’ye yapılan ihracat yüzde 45 oranında düştü. Bu yüzden İran her gün 5 milyar Dolar kaybediyor. Öte yandan uluslararası bankalarda İran’a ait hesaplardaki milyarlara da ülke ulaşamıyor. İran’a karşı alınan son yaptırımlar bu yüzden halkı adeta felç ediyor.

Mesud İmani, euronews:

REKLAM

“ABD’nin ve müttefiklerinin askeri alandaki üstün olsa da mali nedenler savaş ihtimalini düşürüyor. İran’ın yeni cumhurbaşkanının Batı ile savaştan çok bir orta yol bulmayı tercih etmesi muhtemel görünüyor. Fakat bu notada akıllara gelen soru son kararı kimin vereceği. Hükümet mi, dini lider mi yoksa halk mı?”

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

CERN'deki bilim insanları evrenin gizli ya da 'hayalet' parçacıklarını inceleyecek

Rusya, nükleer kapasiteli hipersonik füzesini fırlatma deposuna yerleştirdi

Rusya'dan nükleer denemeleri yasaklayan anlaşmadan çekilmek için ilk adım