"Ergenekon, üstünlerin hukukundan, hukukun üstünlüğüne geçmek için önemli bir adım"

"Ergenekon, üstünlerin hukukundan, hukukun üstünlüğüne geçmek için önemli bir adım"
By Euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button
REKLAM

Türk yargısı bu pazartesi ülke tarihinde eşi benzeri görülmemiş ve bir o kadar da karmaşık bir davada son noktayı koydu. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, “Silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek, silahlı terör örgütüne üye olmak, silahlı terör örgütüne yardım etmek, cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmak veya görev yapmasını engellemeye teşebbüsten” suçlu bulunan 16 kişiyi müebbet hapis cezasına çarptırdı.

2008 ile 2010 arasında Genel Kurmay Başkanlığı görevinde bulunan Orgeneral İlker Başbuğ, darbeye teşebbüsten müebbetle cezalandırılan eski ordu komutanlarından biri oldu.

Gazeteci ve siyasetçi Mustafa Balbay ise 34 yıl 8 ay hapis cezası aldı. Ayrıca 11 kişi hakkında yakalama kararı verildi.

Aralarında İlker Başbuğ, Hurşit Tolon ve Mustafa Balbay’ın da bulunduğu bazı sanıklar, mahkemeye itiraz dilekçesi sundu.

Bakanlar kurulu sonrasında açıklamada bulunan ve gazetecilerin sorularını yanıtlayan Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç “hukukun gereğinin yapıldığının” altını çizdi:

‘‘Şüphesiz bu da hukukun bir gereği. Kimsenin suç işleme imtiyazı yok. Yargı kendine göre en doğru kararı verdi. Bundan sonrasını, aşamalarda hep birlikte göreceğiz.”

Davanın karar günü nedeniyle geniş güvenlik önlemlerinin alındığı Silivri Cezaevi’ne çevre illerden çok sayıda toma, panzer ve polis araçları geldi. Cezaevi giriş yolunda gelen sivil araçlar ise tek tek kontrol edilerek içeri alındı.

  • Ergenekon trial protests

Anadolu agency

Tarlalardan mahkeme salonuna doğru yürümek isteyen bazı gruplara basınçlı su ve gaz bombalarıyla müdahale edildi.

Ergenekon soruşturması 12 Temmuz 2007’de Ümraniye’de bir gecekonduda bulunan 27 el bombasıyla başladı.

6 yıl süren mahkeme sürecinin ardından açıklanan kararlar ise halkta görüş ayrılıklarına yol açtı. Bir taraf kararı “demokratik bir zafer” olarak yorumlarken diğeri ise “muhalifleri sindirmek için yürütülen bir siyasi operasyon” yaşandığını belirtti.

Ergenekon davasının ne anlama geldiğini anlamak amacıyla euronews muhabiri Bora Bayraktar, gazeteci ve yazar Markar Esayan ile görüştü.

Bora Bayraktar, euronews: “Öncelikle, bu Ergenekon davası Türkiye için neyi ifade ediyor? Bu neyin davası?”

Markar Esayan:
“Ergenekon sadece darbe hazırlığı ve teşebbüsü değil, aynı zamanda bu darbeyi mümkün kılacak ve darbenin öncesinde toplumu ikna etmek üzere yapılan cinayetler, süikastler ve toplumsal ayaklanmaların bütününü organize eden derin devletin
yargılanması davasıdır. Bu anlamda Türkiye’nin aslında belki tarihinde ilk defa gerçekleştirebildiği bir yargılama olmuştur. Bu anlamda siyasi olarak da çok ciddi bir miladı ifade ediyor. Bu yüzden de çok ciddi bir tartışmaya neden oldu. Başlangıcından itibaren kamuoyunda medyada çokça tartışıldı. Hatta kamuoyu ikiye bölündü denebilir. Ama bu çok normaldi. Çünkü gerçekten üstünlerin hukukundan hukukun üstünlüğüne geçme yönünde atılmış önemli bir adımdı. Dokunulmayan, bugüne kadar yargılanmasının hayal bile edilemeyeceği kudretli paşalar, genel kurmay başkanları, rektörler, iş dünyasından, medya dünyasından tanınmış insanlar, askerler, siyasiler bu davada yargılandı ve dünkü (5 Ağustos) kararla da ciddi cezalara çarptırıldı.”

euronews:
“Bir de işin bu siyasi boyutundan dolayı kimilerine göre bir rövanş algılaması var. Bu, geçmişte baskılanan siyasilerin ve bürokratların askerden bir rövanş alması gibi değerlendiriliyor. Buna katılıyor musunuz?

Markar Esayan:
“Katılmıyorum, katılamıyorum. Aslında bu dava ve Balyoz sayesinde Türkiye devlet aklını değiştiriyor. Ergenekon dediğiniz zaman, diyelim ki bu son davada yargılanan insanlardan oluşmuş, yerin yedi kat altındaki hücrelerinde toplanıp da suç planları yapıp bunu uygulayan bir dar örgüt anlamamalıyız. Ergenekon dediğimniz şey, diyelim ki 50’li yıllarda ismi ‘Gladio’ idi, daha sonrasında Kontrgerilla ve JİTEM oldu, Susurluk’tan sonra Ergenekon ismi uygun görüldü. Bunu tek bir döneme sıkıştırmak konuyu anlamamak durumunu doğurabilir. Ergenekon dediğimiz şey benim tanımımca, 1913 yılında İttihatçıların, parti içindeki Liberal Osmanlılara yaptığı darbe ile ve süikastlerle başlayan bir derin devlet ve aslında bir devlet yapılanmasındır. Yani Ergenekon dediğiniz şey aslında sadece bir örgüt değildir. Türkiye’nin aslında 80 yılına damga vurmuş devletin kendisidir. Yani devletin rutin dışına çıkan, sık sık devletin gücünü, imkanlarını ve yetkilerini kullanarak kendi vatandaşlarını hedef alan, darbeler döneminde başbakanları asan, darbe yapan, Kürt sorununda 17 bin faili meçhulü yaratan, pek çok şüpheli cinayeti organize eden bir devlet yönetme biçimidir.”

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Ergenekon davasında karar açıklandı

Servet dağılımı adaletsizliği: Türkiye'de yüzde 1’lik kesim servetin yüzde 40’ını alıyor

8 Mart Dünya Kadınlar Günü: Türkiye'de geçen yıl 403, son iki ayda 71 kadın cinayeti işlendi