REKLAMTürkiye pazar günü yapılacak yerel seçimlere hazırlanırken ülkedeki siyasi tansiyon da yükseliyor.
Liderler seçim meydanlarında mitinglerine devam ederken en çok merak edilen soru ise AK Parti’nin bu seçimde ne kadar oy alacağı.
Seçimin kaderini İstanbul ve Ankara’dan çıkan sonuçlar belirleyecek. Ana muhalefet partisi CHP, Kemal Kılıçdaroğlu’nun liderliğinde değişim rüzgarını oya çevirmeyi hesaplıyor.
CHP, İstanbul’da mevcut başkan Kadir Topbaş‘ın karşısına Mustafa Sarıgül’ü aday gösterirken, Ankara’da da Melih Gökçek’e rakip olarak eski MHP’li Mansur Yavaş‘ı çıkarttı.
Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi bu pazar yapılacak yerel seçimlerin sonucu Başbakan Recep Tayyip Erdoğan için oldukça belirleyici olacak.
Başbakan Erdoğan, meydanlarda AK Parti’nin oy oranının yüzde 45-50 aralığında olduğunu ifade ediyor.
Ancak siyasi uzmanlar sonucun yüzde 38 – 40 aralığında çıkması halinde Başbakan Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda elini zayıflatacağını belirtiyor.
euronews Türkiye muhabiri Bora Bayraktar seçimler öncesi, Milliyet gazetesi yazarı Aslı Aydıntaşbaş ile görüştü.
euronews: ‘‘Türkiye, hafta sonunda bir yerel seçime gidecek. Ama ülkede adeta bir genel seçim havası var, bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?’‘
Aslı Aydıntaşbaş: ‘‘Aynen öyle, tam bir genel seçim atmosferi var, doğruyu söylemek gerekirse, bu yerel seçimin çok daha ötesinde Türk demokrasisi için önemli bir kavşak noktasındayız. Bir anlamda seçimler bir insanla ilgili, Tayyip Erdoğan ile ilgili, yani Türkiye’de önümüzdeki süreçte, önümüzdeki günlerde oylanacak olan şey Tayyip Erdoğan’ın yönetimi tarzına ve Tayyip Erdoğan’ın temsil ettiği Türkiye’ye inanıyormusunuz? İnanmıyormusunuz ? Tabi ki tabi yerel adaylar da önemli, özellikle küçük yerlerde insanlar aldıkları hizmet göre memnunlar mı değil ona göre oy verecekler, ama özellikle büyük şehirlerde, Türkiye nüfusunun büyük çoğunluğu büyük şehirlerde, Tayyip Erdoğan ile ilgili güven oylaması olacak.’‘
euronews: ‘‘Seçimde taraflar bu oylamayı varoluşsal bir oylama gibi görüyorlar, masada ne var? Niçin gerek, iktidar gerek muhalefet sert söylemler kullanıyor?’‘
Aslı Aydıntaşbaş. ‘‘Bence masada olan temel hak ve özgürlükler ve nihayetinde demokrasi, doğruyu söylemek gerekirse benim durduğum yerden Twitter’ı kapatan, kızdığı şirketlere vergi cezası uygulayan, gazetecilerin gözaltına alındığı, işadamlarının sürekli tehdit edildiği, sokak gösteri yapanların biber gazı ile tomalarla kovalandığı bir ülke demokrasi değil, benim gibi hissedenler bu gidişata bir dur demek hissiyatında olanlar için bu varoluşsal bir mücadele.’‘
euronews: ‘‘Uluslararası tepkiler açısından bakıldığında twitter çok ön plana çıktı, öte yandan Gezi olaylarının etkisi var. Türkiye’nin seçim sonuçlarına göre bu çizgisini devam ettirmesi sizce Türkiye’yi nasıl bir noktaya taşır?’‘
Aslı Aydıntaşbaş: ‘‘Türkiye’de zaten biz yeterince tartışmıyoruz ve okuyamıyoruz ancak maalesef Türkiye uluslararası dünya nezdinde küme düştü, Twitter’ın kapatılması bardağa taşıran son damla oldu. Twiter’a gelene kadar uzunca bir süredir biriken ve Türkiye ile ilgili bozulan bir imaj var, Gezi olaylarının yurt dışında ne kadar menfi bir etkisi olduğu İstanbul’un göbeğinde kendi parklarını sahip çıkmayan isteyen insanları kovalayan hükümetin batı açısından nasıl otoriter bir rejim olarak görüldüğünü hükümet anlayamadı. Aynı şekilde Twitter’ın kapatılmasının ne kadar vahim olduğunu, Türkiye’ye yatırım yapmak isteyenler için Türkiye’nin müttefikleri için batı için, Türkiye’nin hala teknik olarak üye olmaya çalıştığı AB için ne kadar önemli olduğunu anlayamadı. ‘’
euronews: ‘‘Yolsuzluk iddialarının seçimler sırasında oy verirken seçmenin davranışını etkileyebileceğini düşünüyor musunuz ?’‘
Aslı Aydıntaşbaş:’‘Ekonomin iyi gittiği gelişmekte olan ülkelerde, seçmen yolsuzluk iddialarını o kadar önemsemiyor, önemsese bile ona göre oyunu vermiyor. Ekonominin kötü gittiği yerde yolsuzluk iddialarını ciddiye alıyor, cezalandırıyor, zaman zaman bu işin yayılması, duyulması ve bir imaj olarak oturması, zaman alabiliyor. Ben, Türkiye’de herkesin bütün iddiaları duyduğunu düşünmüyorum. Ancak zamanla özellikle cumhurbaşkanlığı seçimleri ve 2015 seçimleri öncesi bu konular masada olmaya devam edecek ve bu konuları Türkiye tartışılmaya devam edecek .