Avrupa terörizmi kendini bir kaleye dönüştürerek yenebilir mi?

Avrupa terörizmi kendini bir kaleye dönüştürerek yenebilir mi?
© 
By Euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button
Aşağıda yerleştirilen video haber linkini kopyalayın/yapıştırınCopy to clipboardCopied

Terörizm tehdidi küresel, daimi ve öngörülemez.

REKLAM

Terörizm tehdidi küresel, daimi ve öngörülemez. Bu da yeni bir hayat tarzına adapte olmayı gerektiriyor. İşte Brüksel’de Crans Montana Forumu kapsamında düzenlenen Küresel Güvenlik Konferansı’nın teması bu.

Terörizmle savaş aynı zamanda kriz yönetimi, yolsuzlukla savaş, göç ve insan hakları düzeylerinde yeni politikalar geliştirme zorunluluğu anlamına geliyor.

Avrupa Komisyonu’nun terörist saldırılara karşı önlem planını sunmasından bir hafta sonra düzenlenen konferansın temel hedefi kamu alanlarının korunması ve terörist saldırıları engellemek adına yeni çözümler üretmek.

Uluslararası terör saldırıları uzmanı Georges Fenech’e göre Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un önerileri bu anlamda önemli bir adım. Fenech, “Umarım Avrupa Birliği Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un, Avrupalı bir istihbarat örgütü ve terörizm soruşturmalarını bir araya getirmeyi sağlayacak bir Avrupa mahkemesi kurma önerisini kabul eder. Ocak ayında, Fransa’da terörizmin finansmanı üzerine yine büyük bir uluslararası konferans düzenlenecek. Bu paranın takibi ve nasıl aklandığının anlaşılması için yeni kurumların yürürlüğe konması gerekli.” diyor.

Işid ve diğer terörist grupların kullandıkları propaganda araçlarını tespit etmek ve gençlerin radikalleşmesinin önüne geçmek öncelik verilen konulardan biriydi. Ekonomi ve Barış Enstitüsü analistlerinden Serge Stroobants’a göre terörizm adil ve eşitlikçi bir dünyanın inşasıyla sona erecek:

“Terörizmi durdurmanın iki yolu var. İlki elbette, teröristi takip etmek ve saldırıya geçmeye karar verdiğinde o düğmeye basmasına engel olmak. Ya da, o düğmeye ilk siz basarak saldırıya geçme fikrini ortadan kaldırabilirsiniz. Bunu yapmanın tek yolu ise daha kapsayıcı bir toplum yaratmak, sadece burada Avrupa’da değil, tüm dünyada. Daha adil ve eşitlikçi bir dünya yaratmalıyız.”

Çözüm için diyaloğu geliştirmek adına sivil toplum örgütleri ve insan hakları aktivistleri de konferansta yer aldı. Libya’lı Farida Allaghi onlardan biri.

Allaghi’ye göre ise çözüm, herkesi bu savaşın bir parçası yapmaktan, diyaloğu geliştirmekten geçiyor:

“Yeniden düşünebilmek, neyin yanlış gittiğini görebilmek, bir değerlendirme yapmak, bilgi alışverişi yapabilmek için birinin bu sürece dur demesinin zamanı geldi de geçiyor. İnsanları dinlemeli, onlara saygıda kusur etmemeli, oyuna yeni oyuncular getirmeliyiz. Gençlik. Benim odaklandığım şey bu. Şu anda Libya’da gençler ve kadınlarla yoğun bir şekilde çalışıyorum.”

Birçok uzman, Avrupa’nın terörizmi sınırlarını kapatıp kendini güçlü bir kaleye dönüştürerek yenemeyeceği kanısında.

Araştırmalar, 2050 yılına kadar yaklaşık 200 milyon insanın daha savaş, yoksulluk ve iklim değişikliği nedeniyle göç edeceğini gösteriyor. Göçün daha iyi yönetimi, önümüzdeki yıllarda Avrupa’nın vereceği önemli sınav olacak.

Habeshia Gelişim Koperasyonu Başkanı Mussie Zerai ise birliğin gözünü kapadığı suçların kanının üstüne bulaştığına dikkat çekiyor:

“Avrupa, insani değerlerin, yardımlaşmanın, insan haklarına saygının krizini deneyimliyor. Bugün kendimize sormamız gereken soru şu: Komşularının sistematik insan hakları ihlallerine göz yummduğu göz önüne alındığında, Avrupa bugün kendini hala bir demokrasi olarak görebilir mi?”

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Japonya, Ukrayna'nın toparlanması için uzmanlığını nasıl kullanıyor?

Özbekistan'ın pamuk endüstrisi boykotun ardından yeniden yükseliyor

Japonya’nın Tohoku bölgesinde geyikler ve kediler turizmi nasıl canlandırıyor?