Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuştu.
REKLAMParti grup toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu'nun konuşmalarından önemli kısımlar:
"Cumhuriyeti demokrasiyle taçlandıracağız"
"Bizim mücadelemiz hak mücadelesidir, bizim mücadelemiz mazlumun hakkını alma mücadelesidir, bizim mücadelemiz zalimin karşısında olma mücadelesidir, siyaseti kirlilikten arındırmak, siyaseti herkesin rahatlıkla konuşabileceği bir alan haline dönüştürmek bizim görevimizdir. Ülkemize nasıl cumhuriyeti getirdiysek o cumhuriyeti demokrasiyle taçlandıracağız."
Özelleştirme konusu
"Türkiye bu kadar zor bir süreçten geçerken parlamentodan bir yasa geçirdiler. Özelleştirme kanununda değişiklik yaptılar, özelleştirme eskiden başka gerekçelerle yapılırdı şimdi devlete gelir sağlamak amacıyla yapılıyor ve 14 şeker fabrikası önümüzdeki süreçte özelleştirilecek. Şimdi bu fabrikada çalışan işçi kardeşlerimize sesleniyorum, CHP dışında sizin hakkınızı savunan bir tek parti gösterin? Biz yargıya başvurmayalım diye yasal düzenlemeler yapıldı. Kardeşim sen niye kendi hakkını savunmuyorsun?"
Çocuk istismarı
"Çocuk istismarlarına karşı en ağır cezaları getireceğimizi iki hafta önceki toplantımızda dile getirmiştim. Şimdi hükumetin böyle bir çalışması olduğunu duyduk. Teşekkür ederiz. Çocuk istismarına karşı en ağır cezayı getireceğiz ve bu konuyu sonlandıracağız. Nasıl sonlandıracağız? Eğitimle, cezayla sonlandıracağız. Çocuklarımızı baş tacı edeceğiz, annelerimizin babalarımızın bütün duyarlılıklarına kulak vereceğiz."
"Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında hiçbir aile ben yoksulum demeyecek. Kesinlikle yoksulluğu tarihe gömeceğiz. Kız çocuklarının okuması için ailelere özel destek vereceğiz."
OHAL
"OHAL yani 20 Temmuz darbesi tüm hızıyla devam ediyor. Pek çok masum insan hala hapiste. İddianamesi bile olmayan çok sayıda masum insan hapiste. Biz tüm bu mağdurların tamamına sahip çıkacağız. Bize oy versin vermesin önemli değil. Adalet sadece bizim için geçerli bir kavram değil. Herkes için geçerli. Biz hakkı ve hukuku bütün dünya için isteyeceğiz."
Altan kardeşler ve Nazlı Ilıcak davası
"İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi altı gazeteci hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Şimdi Ahmet Altan, Mehmet Altan ve Nazlı Ilıcak hangi şiddete başvurdu? Bunların elinde benim bildiğim sadece kalem var silah yok. Birine saldırmadılar, gidip mahkemede insanları taramadı. Peki neden bunlar cebir ve şiddetten dolayı ömür boyu hapis cezasına çarptırılır? Dünya tarihinde bir ilktir, söz ve yazıyla cebir ile şiddeti aynı kefeye koymak bir ilktir."
"Düşünce özgürlüğünün önündeki engelleri kaldıracağız"
"Düşünce özgürlüğünün önündeki tüm engelleri kaldıracağız. Bu kararı asla ve asla doğru bir karar değildir. Karar bir mahkeme kararı değildir, Saray'dan gelen bir talimatla alınan bir karardır. O kararı veren zaten mahkeme değildir. O mahkeme cebir ve şiddet nedir bilseydi daha önce Yargıtay kararlarını verseydi zaten bu kararı vermezdi. O kararları biliyorlar mı? Evet biliyorlar. Peki nasıl böyle bir karar veriyorlar? Bunu hepiniz biliyorsunuz. Çünkü yargı bağımsız değil. Satın alınmış vaziyette. Satılan yargı yargı değildir. Satılan hakim de hakim değildir."
Deniz Yücel
"Almanya'ya 4 bin 500 PKK'lının dosyasını verdiğini söylüyorsun ve hiçbirinin iade edilmediğini söylüyorsun. Peki buna rağmen nasıl olur da ajan, terörist dediğin birisini (Deniz Yücel) serbest bıraktın? Ben bu görevde olduğum sürece asla vermeyeceğiz dedin. Bir gazeteciyi 365 gün iddianamesiz hapiste nasıl tutarsın?"
"İki Rus ajan"
"Alman ve İsveçli olanların yurt dışına çıkışına izin verdiler ama Türk vatandaşlarına hayır dediler. Bu çifte standart hukukun neresinde var? Sadece Almanlar ve İsveçliler değil Ruslar da var. Türkiye'de birden fazla cinayeti organize etmekle suçlanan 2 Rus casusu Rusya'ya iade edildi. Neden iade edildi? İnsanları öldürmüşler neden iade ediyorsunuz? Oturduğu koltuğu beş paralık hale getirdi. İtibarsız hale getiriyor. O koltuk Türkiye Cumhuriyeti koltuğudur. Bizim derdiniz de o zaten."