Yusuf Halaçoğlu: Biz sol, sağ, mezhep ayrımı yapmıyoruz

Yusuf Halaçoğlu: Biz sol, sağ, mezhep ayrımı yapmıyoruz
By Murat Dinler
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button
Aşağıda yerleştirilen video haber linkini kopyalayın/yapıştırınCopy to clipboardCopied

Almanya'ya ziyarette bulunan İYİ Parti kurucusu Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu, Euronews'ın sorularını cevaplandırdı.

REKLAM

İYİ Parti kurucularından Kayseri Milletvekili Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, hafta sonu Almanya ziyareti kapsamında Köln'deki Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) Camisi'nde düzenlenen kitap fuarını gezdi. Seçim çalışmaları kapsamında Almanya'da temaslarda bulunan Halaçoğlu, Euronews'ın sorularını cevaplandırdı.

"HDP'nin ittifak dışı kalmasının nedeni PKK ile ilgili tutumu"

"Türkiye'de aşağı yukarı 40 yıldır uğraşılan bir terör örgütü var: PKK. Ve bugün de onların kolu olan Amerika’nın desteklediği PYD var. Şimdi söz konusu edilen parti, bunların sözcülüğünü yapan ve bunları destekleyen bir parti. Biz burada herkesi kucaklayacağız derken Türkiye'ye düşmanlığı olmayan ve Türkiye'nin bölünmesini istemeyen insanlar ile birlikte olacağız ve onları kucaklayacağız dedik. Ama maalesef bu parti hiçbir zaman PKK terör örgütünü terör örgütü olarak nitelendirmedi ve bunlara karşı bir söylem içinde de bulunmadı. Dolayısıyla bizim onlarla birlikte olmamız mümkün değildi. Çünkü biz barış istiyoruz ama bu barış ayrıcalıklı değil, kutuplaştıran nitelikli değil. Bunlar belli bir grubun partisi olarak çıkıyorlar. Biz sol, sağ demeden, mezhep ayrımı yapmadan herkesi kucaklayacağımızı söyledik ve nitekim öyle de yapıyoruz. Ama burada Kürt oyları derken toplum içinde ayrımcılık olduğunu düşünüyoruz. Bize oy veren Kürt, Ermeni vatandaşlar var ama biz illaki Kürlerden oy olacağız diye yola cıkmadık. Herkesten oy almayı bekliyoruz. Dolayısıyla da bu söylem içerisinde bulunan, yani farklılığı ortaya koyan sadece belli bir grubun partisi olan hiçbir partiyle işbirliği yapmak istemedik."

"Tek adam rejimine karşı parlamenter demokrasiyi savunuyoruz"

"24 Haziran aslında Turkiye’de seçim açısından ve Türkıye’nin geleceği açısından bir milat olarak nitelendirilebilir. Tabii iki turlu bir cumhurbaşkanlığı seçimi var. Birinci turda yüzde 50'nin üzerinde oy alınmadığı taktirde, ikinci tura en fazla oy alan iki kişi kalıyor. Tekrar 8 Temmuz'da da bununla ilgili ikinci bir oylama başlayacak ama 24 Haziran'da siyasi partiler tarafında gösterilen milletvekili seçimleri yapılacak ve milletvekilleri yani parlamento belirlenecek. Ancak Türkiye’de bizim zaten İYİ Parti'yi kurmadaki hedefimiz şu: Biz tek adam yönetimine karşıyız ve parlamenter demokratik sistemi savunuyoruz. Şimdi şu an halihazırda kabul edilmiş bir Anayasa ve o Anayasa'ya göre yapılan seçim tek adam yönetimini ortaya koyan yasamayı yürütmeyi ve yargıyı tek kişide toplayan bir sistem. Bunun adına demokrasi dememiz mümkün değil. Hepimizin bildiği gibi kuvvetler ayrılığını ortadan kaldıran biçimde... Haliyle Turkiye’nin geleceği bu seçime bağlı gerçekten. Ya Turkiye parlamenter demokratik sistemde yönetimini devam ettirecek, yahut tamamen bu demokratik sistemden vazgeçerek tek adam rejimine devam edecek. Buna başkanlık sistemi de dememiz mümkün değil. Çünkü başkanlıklarda yine yargı denetim organı olarak bulunuyor. Amerika'yı düşünün. Almanya'yı düşünün. Başkanlıklarda muhakkak ki yargı, başkanı bile yargılayabilir. Ama Türkıye’de başkan sıfatını taşıyacak cumhurbaşkanını yargılamak için meclisin üçte iki çoğunluğunun onayı gerekiyor. Aynı zamanda partinin genel başkan olan cumhurbaşkanını yargılamak mümkün değil. İkinci olarak, yargılayacak organ olan Anayasa Mahkemesi üyelerinden 15’inden 12’si Cumhurbaşkanı tarafından atanıyor. Bu da adil bir yargılamanın olmayacağını ortaya koyuyor. Biz bunlara karşı cıkıyoruz. Türkiye artık gerçekten bütün dünyanında kabul ettığı kuvvetler ayrılığını içeren bağımsız hukuk’un yer aldığı, yürütmenin ve yasamanın kendi içinde bağımsız fakat denetlenebilir olduğu, adil bir hukuk sistemi olan bir yapıda yönetilmesini istiyoruz."

"İlk turda tek aday göstermeyi kabul etmedik"

"Her parti ayrı bir aday çıkarsın istedik ama cumhur ittifakı altında Adalet ve Kalkınma Partisİ ve Milliyetçi Hareket Partisi tek aday, çatı adayı gösterdi. Biz İYİ Parti, CHP ve Demokrat Parti veya Saadet Partisi tek aday göstermeyi kabul etmedik. Çatı aday şu an için uygun değildi. Bütün kesimlerin oy kullanabileceği, katılımın çok olacağı bir seçim olsun istedik. Türkİye’de 59 milyon seçmenin oy kullanmasını ve böylece daha geniş tabana yayılan bir cumhurbaşkanı seçimi olsun istedik. Nitekim istediğimiz tarzda oldu. Ortaya çıkacak cumhurbaşkanı adayları içerisinde sona kalan, yani ilk iki sırayı alan iki aday daha sonra zaten tekrar bir ikinci oylamaya tabi tutulacak. Bu oylamada kendiliğinden oluşacak bir ittifak söz konusu olabilir. Bu da halkın, milletin ittifakı olur. Çünkü millet bu iki adaydan hangisini tercih ediyorsa onu destekleyecektir. Bu da daha geniş tabana oturmuş bir cumhurbaşkanlığı seçimi olmasını sağlayacaktır.

"İkinci turun tarihi sembolik bir öneme sahip"

"8 Temmuz önemli bir tarih. Tesadüf mü bilmiyorum. Böyle bir zamana oturdu. 8 Temmuz'un geçmişle alakalı olarak baktığınızda şöyle bir yapı görürsünüz. Şimdi biliyorsunuz Kurtuluş Savaşı'mızda Milli Mücadele'de Kuvayı Milliye, Atatürk ve arkadaşları, 16 Mayıs'ta Samsun'a hareket ettiler. Bandırma vapuruyla 19 Mayıs'ta da Samsun'a çıktılar. O tarihten itibaren Atatürk'ün vatanı kurtarmak için başlattığı çalışmaları hepimiz biliyoruz. Ancak Atatürk’ün oraya fevkalade yetkilerle gitmiş olması İngiliz Komiserliği tarafından hoş karşılanmayıp derhal İstanbul’dan Atatürk’ün görevden alınması istenmişti. Bununla ilgili yazışmalar başlayıp 19 Mayıs'ın hemen arkasında 20 Mayıs'tan itibaren bu yazışmalar 8 Temmuz'a kadar sürdü. Yine 8 Temmuz'da padişahtan gelen telgrafla Atatürk’ün İstanbul'a dönmesi İstendi. Atatürk ise bu isteği kabul etmedi. Nitekim, gece 23:30'du, veya 45'di. Bizzat Atatürk’ün başında bulunduğu telgraftan şu mesaj geçildi : 'Benim buradan ayrılmamın doğuracağı sonuçları hepiniz taktir edersiniz. Sizin baskı altında kalmanızı istemediğimden bugüne kadar şerefle bulunduğum askerlik görevinden istifa ediyorum.' dediği tarihti 8 Temmuz. Aslında 8 Temmuz, Türk Kurtuluş Savaşı'nın en önemli günlerinden biridir. Atatürk’ün tüm rütbelerini terk ettiği ve sivil olarak Türkiye’nin kurtuluşuyla ilgili gerçek mücadelenin başladığı tarihtir. Ve dolayısıyla 8 Temmuz’da cumhurbaşkanı seçiminin ikinci turunun yapılması aynı tarihe denk gelmektedir. İnşallah Türkiye Cumhuriyeti bu seçimle Türkiye’yi en iyi şekilde temsil edecek bir cumhurbaşkanına kavuşur."

"Almanya'da seçim çalışması yapmak Türkiye'de daha rahat"

İYİ Partİ İstanbul İkinci Bölge Milletvekili Adayı Ali Aker : "Elbette zorluklar oluyor. Türkiye’ye nispeten biz burda biraz daha rahatız. Ama bu demek değil ki, küreselleşen dünyada, bugün sanal alem yoluyla haberleşme yoluyla Filipinler’de, Costa Rica’daki vatandaşla sorunları paylaşan bir zamanda, kendi geldiğimiz topraklardaki olaylardan kaygısız kalmamız mümkün değil tabii. Biz bundan dolayı uzun zamandır, hatta şunu söyleyebilirim ki, İYİ Parti kongresini yapmadan önce Köln ve çevresinde birçok arkadaşla harekete geçtik ve İYİ Parti'nin altyapısını kurduk. İYİ Partiyi iyi bir yerlere getirdiğimizi düşünüyoruz. Bugün de saat 14’te yapacağımız toplantıda basının olumsuz yorumlarına rağmen buradayız, beraberiz. Konu vatandaşımızsa gerisi teferruattır sözüyle, tekrar arkadaşlarımızın adına kendisine teşekkür ediyorum."

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

İmamoğlu, Akşener'in 'partimize operasyon var' sözleri sonrası konuştu: 'Eski dost düşman olmaz'

Özgür Özel ve Meral Akşener 'yerel seçimde ittifakı' görüştü

İYİ Parti'de ne oluyor: Milletvekili Dikbayır kendisi hakkında suç duyurusu yaptı