RÖP | Çiğdem Toker: Kamu ihalelerine taraf olan şirketler gazetecilere gözdağı vermek istiyor

Çiğdem Toker
Çiğdem Toker
© 
By Tuluhan Tekelioğlu
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

Araştırmacı ekonomi gazetecisi Çiğdem Toker, euronews Türkçe'nin söyleşi programı Röp'te Tuluhan Tekelioğlu'na konuştu. Toker, “Muhalif diyerek sizi siyasi bir rakip gibi tanımlıyorlar. Bu birinci etap. İkinci etap ise gazeteciliği ve gazeteciyi suçlu gibi göstermek" diyor...

REKLAM

“Sizi siyasi bir kavram olan muhaliflik ile bir yere koyduklarında siyasi bir rakip gibi tanımlıyorlar. Bu birinci etap. İkinci etap ise gazeteciliği ve gazeteciyi suçlu gibi göstermek.”

Türkiye’de gazeteciliğin kuşatma altında olduğunu, zor koşullarda hayli daraltılmış bir alanda yapıldığını söylüyor Çiğdem Toker. Sedat Simavi gazetecilik ödülünü bu yıl ikinci kez aldığı gün bir yazısı nedeniyle hakim karşısına çıkan Toker, euronews Türkçe’nin söyleşi programı RÖP’te Tuluhan Tekelioğlu’na konuştu.

“Ödüle değer görülen yazılarımın konusu kamu ihaleleriyle ilgili. Benden yaklaşık 500 bin Euro (3 milyon TL) istenen davalar da yine ihalelerle ilgilli. Aslında bana dava açılan konularla ilgili ödül aldım; tersinden söyleyelim, ödül aldığım konularla ilgili tazminat isteniyor benden.”

Araştırmacı ekonomi gazetecisi Toker, “Benim anladığım kadarıyla, kamu ihalelerine taraf olan şirketler bu tür yüksek tazminat davalarını benim şahsımda açarak hem bir dokunulmazlık kazanmak istiyor hem de bütün gazeteciler üzerinde bir gözdağı saiki güdüyor.” diyor.

Gazetecilik doğası gereği eleştirel bir meslek

Cumhuriyet Gazetesi’nden ayrıldıktan sonra Sözcü’de yazmaya devam eden Çiğdem Toker’e göre gazetecilik doğası gereği eleştirel bir meslek: “Güç kaynaklarının, bizi yöneten iktidarların nasıl gücü kullandığını sorgulamaya dönük bir meslektir gazetecilik. Dünyanın her yerinde evrensel standartlar gereği eleştireldir. Bunu muhaliflik diye tanımlamak üç dört yıllık bir adet. Benim buna itirazım var.”

Toker, gazeteciliğin bir kutsallığı olmadığını ama halkın haber alma hakkı adına yönetenlere soru sorduğu için kesinlikle bir kamusal sorumluluğu bulunduğunu vurguluyor.

“En iyi bildiğim işi yapıyorum, ne kahramanım ne bi cesaret timsaliyim” diyen araştırmacı gazeteci, mevcut koşullarda gazetecilik yapılamaz hale geldiği için öyle görüldüğünü düşünüyor.

Gerçek gazetecilik yapmak isteyenlere de bir mesajı var ödüllü gazetecinin: “Gazetecilik ekmek parası için yapılan bir iş değil. Bulunulan ortam gazetecilik yapmıyorsa, bulunduğumuz mecra, gazeteciliğin asgarisine bile tahammül edilemeyen bir ortamsa ve dahası haberi saklayan, çarpıtan özel olarak bunu yapan bir mecra ise ben orada durulmaması gerektiğini düşünüyorum."

"Sorgulamak gazetecinin temel görevidir. Bu büyük kuşatma altında gazetecilik suç değildir demek bile benim zoruma gidiyor" diyen Çiğdem Toker ile söyleşimizi RÖP videosunda izleyebilirsiniz.

Görüntü editörü • Mert Can Yilmaz

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Anayasa Mahkemesi, dezenformasyon yasasının iptali istemini oy çokluğu ile reddetti

Gazetecilerin tutuklanmasına neden olan 'Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma' suçu nedir?

MİT'in 'yargı raporunu' yazan gazeteci Tolga Şardan tutuklandı