AK Parti eski milletvekili Kurt: Kürt seçmen "terbiye edici oy" kullandı

AK Parti eski milletvekili Kurt: Kürt seçmen "terbiye edici oy" kullandı
© REUTERS/Sertac Kayar
© REUTERS/Sertac Kayar
By Menekşe Tokyay
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

31 Mart yerel seçimleri hakkında yapılan analizlerde en popüler sorulardan biri, Kürtlerin sandıkta nasıl bir mesaj verdikleri oldu. Euronews Türkçe, bu konuyu etraflıca irdelemek amacıyla, AK Parti Diyarbakır Eski Milletvekili Abdurrahman Kurt ile görüştü.

REKLAM

31 Mart yerel seçimleri hakkında yapılan analizlerde en popüler sorulardan biri, Kürtlerin sandıkta nasıl bir mesaj verdikleri oldu. Bu mesajın doğru okunması, bundan sonraki seçimlerde siyasetçilerin söylem tercihlerini ve eylem stratejilerini belirleyecek nitelikte.

Euronews Türkçe'ye konuşan AK Parti Diyarbakır eski Milletvekili Abdurrahman Kurt'a göre, 'Doğu ve Güneydoğu illerindeki Kürtlerin AK Parti lehine oy kullanmasının ardında bölgede kırsalda güvenliğin tesisinin ardından PKK’ya karşı bir güvence sunulması etkili oldu'.

Çözüm süreci çerçevesinde kurulan Akil İnsanlar Heyeti’nde yer almış olan Kurt, “Bir açıdan bölgedeki Kürt seçmen, özellikle hendek politikaları süresince HDP’nin (Halkların Demokratik Partisi) tavrını sandıkta cezalandırmak istedi” diyor.

HDP’nin kalelerinden biri olarak görülen Hakkari’de sekiz ilçe belediyesinin altısının AK Parti’ye geçmesi ise bunun başlıca kanıtlarından biri olarak görülüyor.

Bazı belediyelerde kayyum etkisi

Öte yandan, HDP, eskiden elinde bulunan ancak çözüm sürecinin bitmesinin ardından kayyum atanan 10 belediyeden sadece 6’sını geri almayı başardı. Geriye kalan iller arasında Tunceli, Türkiye Komünist Partisi’ne geçerken, diğer üç il belediyesinin seçmenleri AK Partili başkanlardan yana tercihini kullandı.

Kurt’a göre, özellikle Antalya, Mersin, İzmir, Ankara, İstanbul başta olmak üzere batıda yaşayan ve “diaspora” sayılabilecek Kürtlerin AK Parti karşıtı oy tercihleri ise içlerine kapanmalarının ve AK Parti’nin “yabancılaştırıcı” adımlarının bir yansıması.

“Bunda ise, hükümet nezdinde, PKK’ya karşı kızgınlık ile Kürtlere karşı tavır arasındaki çizginin kaybolması sebep oldu.”

Kürt oyları, HDP’nin aday göstermeyerek AK Parti ve MHP ittifakına kaybettirmeye odaklı stratejik bir tercihte bulunduğu İstanbul, Ankara, Adana, Antalya, Mersin gibi kentlerde seçim sonuçları üzerinde önemli rol oynadı.

Üç milyon kadar Kürt seçmenin bulunduğu İstanbul’un yeni belediye başkanı Ekrem İmamoğlu ise, 1 Nisan günü yaptığı basın açıklamasında Kürt vatandaşlarıyla samimi ve içten bir bağı olduğunu ifade ederken, “hangi yaralar varsa bunları tedavi etmeye çalışacağız” mesajını vermişti.

Demokrasilerde demografik temsil kuralına göre, bir ilin nüfusunda örneğin ne kadar Mardinli, Trabzonlu, göçmen olduğu dikkate alınır. Ancak seçime giren partilerin tümünün, özellikle demografik temsilde Kürtleri görmezden geldiğini söyleyebiliriz
Abdurrahman Kurt
AK Parti Diyarbakır Eski Milletvekili

“Terbiye edici oy”

Ancak, Kurt, CHP-İyi Parti arasındaki seçim ittifakının Batı illerinde Kürt oylarını almasında CHP’nin Kürtlere yönelik politikalarının değil, hükümete verilen mesajın etkili olduğunu düşünüyor.

“Dolayısıyla bu oylar hükümet tarafından 'terbiye edici oy' olarak okunmalı,” diye ekliyor.

Ankara büyükşehir belediyesinin yeni başkanı Mansur Yavaş ise, seçimlerden önce katıldığı bir TV programında, "HDP'lileri terörist olarak görmüyorum. Topluma kazandırılmalı. Onları PKK'nın pençesinden kurtarmak gerekiyor" diye konuşmuştu. Ankara’da HDP seçmeninin oranının yüzde 6 düzeyinde olduğu belirtiliyor.

Erken seçim senaryolarını bir yana bırakırsak, Türkiye’nin önümüzdeki dört buçuk sene içerisinde ufkunda herhangi bir başka seçim yok. Ancak bundan sonra yapılacak olan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Kürt seçmenin oyu da belirleyici olacak.

Sahada entegrasyon şart

Yerel seçim sürecinde Batı’daki Kürt seçmenle özellikle Mersin, İzmir, Bursa gibi kentlerde temas halinde olan Kurt, sahada entegrasyonu önemli bir sorun olarak görüyor.

“Demokrasilerde demografik temsil kuralına göre, bir ilin nüfusunda örneğin ne kadar Mardinli, Trabzonlu, göçmen olduğu dikkate alınır. Ancak seçime giren partilerin tümünün, özellikle demografik temsilde Kürtleri görmezden geldiğini söyleyebiliriz,” diyor Kurt.

Kurt’a göre, bu durum güneydoğu bölgesinden Batı illerine göç eden insanlar nezdinde bir yabancılaşma doğuruyor, bu da gettolaşmaya yol açıyor.

“Örneğin Mersin gibi bir ilde, meclis üyeliği veya belediye başkanlığı isteyen bir Kürt aday seçime girmek istese, tabandan tepki alınabileceği endişesiyle bu durum teşvik edilmiyor. Öte yandan, birçok Batı kentinde HDP’nin aday göstermeyip oylarıyla desteklemesiyle güçlenmiş olan CHP, seçim sonuçlarına yaptıkları itirazlarında HDP’nin yanında yer almıyor.”

Kurt, bütün partileri, bu aykırı durumu gözden geçirmeye davet ediyor:

REKLAM

“AK Parti, halen bu konuda tabanını eğitemedi. Örneğin İstanbul’da Doğu ve Güneydoğu federasyonlarının başkanları bizzat bana ulaşıp, açık açık 'bizi demografik olarak hak ettiğimiz yerlere getirmeyenler bize oy için gelmesinler' dediler.”

Doğu-Batı arası dengesiz bir durum

Dolayısıyla Kurt’a göre, hiçbir parti Kürt oylarını çantada keklik görmemeli. Öte yandan, Kurt, Doğu ile Batı arasında Kürt seçmenin oy tercihleri arasında dengeli bir durum olmadığı kanısında.

“Hangi tercihin galip geleceğini zaman içerisinde hep birlikte göreceğiz,”

“Demokratik dilin korunması açısından AK Parti birtakım hatalar yaptı. PKK’nın bölgede hegemonya kurarak, iş adamlarının dağlarda kurulan mahkemelerde haraca bağlanmasından kaynaklı uygulamalarla çözüm sürecinin istismar edilmesine izin verildi. Dolayısıyla zamanında bölgede çok oy kaybedildi.”

Öte yandan, Kurt’a göre, Kuzey Irak’ta 2017 yılı Eylül ayında gerçekleşen bağımsızlık referandumu sürecinde ve sonrasında hükümetin söylemine ve düşmanca bazı açıklamalarına yönelik olarak AK Parti’nin kendi muhafazakar Kürt seçmen kitlesi de tepki göstermeye başladı.

REKLAM

“Bu yara onarılabilecek mi? AK Parti’ye yönelik olarak muhafazakar Kürtler nezdinde İslam hukuku ve kardeşliğine yönelik soru işaretleri oluştu,” diyor.

Birçok uzmanın altını çizdiği önemli bir denge daha var: Şayet bundan sonra AK Parti ile MHP’nin ittifakı devam edecekse ve bir yandan da Kürt seçmeni tamamen yalnızlaştırmama istenecekse, AK Parti’nin milliyetçi söylemle arasına mesafe koyması gerekiyor.

“AK Parti, Türklük kimliği üzerinden kurgulanan bir partiye dönüşmemeli. Örneğin HDP ile bazı tartışmalara girmemeli, Türklükle ilgili vurgular yapmamalı, HDP ve AK Parti seçmeniyle ortak payda olan İslam ve insan haklarına vurgu yapıp söylemde kucaklayıcılığı seçmeli,” diyor Kurt.

Kurt’a göre; şu aşamada Kürt meselesiyle ilgili çok acil bir adım gerekmiyor; keza ana dilde eğitim için anayasal değişiklik yapacak güç hiçbir siyasi partide yok. Dolayısıyla, hükümetin Kürt seçmenle arasında “köprüler kurması” için radikal adımlar atacağı bir konjonktür söz konusu değil.

“Bu ortamda AK Parti’nin muhafazakar Kürt seçmeni kendisinden daha fazla uzaklaştırmamak için, kötü bir şey yapmaması, eski psikolojik travmaları anımsatmaması yeter,” diye ekliyor.

REKLAM

HDP’nin 31 Mart yerel seçimlerinde Türkiye geneli oy oranı %4,24. 3 büyükşehrin, 5 ilin, 50 ilçenin ve 12 beldenin yönetimi HDP’li adayların olurken, HDP açısından en yüksek oy oranı %62,93 ile Diyarbakır’da yakalandı.

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Muş'ta HDP ile AK Parti arasında “hile”, geçersiz oy ve yeniden sayım mücadelesi devam ediyor

Kürt nüfusunun yoğun olduğu doğu ve güney doğu illerinin son durum

Kılıçdaroğlu Diyarbakır'da konuştu: Yönetici belediye başkanını alıp yerine kayyum atayamaz.