Euroviews. Merkez Bankası döviz-mevduat zorunlu karşılık oranını neden artırdı?

Merkez Bankası döviz-mevduat zorunlu karşılık oranını neden artırdı?
© Anadolu Ajansı
By Yalçın Karatepe
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button
Yorum sayfamızda yayınlanan makaleler, euronews'in editoryal görüşünü yansıtmaz.

TCMB, yabancı para mevduata/katılım fonlarına uygulanan zorunlu karşılık oranlarını tüm vade dilimlerinde 200 baz puan artırdı. Bu kararla birlikte bankalar Merkez Bankası'na yaklaşık 4,2 milyar dolar daha karşılık yatırmak zorunda kalacak. Peki bu adımın arkasında yatan sebepler ne?

REKLAM

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) yabancı para mevduata/katılım fonlarına uygulanan zorunlu karşılık oranlarını tüm vade dilimlerinde 200 baz puan artırdı. Bu kararla birlikte bankalar Merkez Bankası'na yaklaşık 4,2 milyar dolar daha karşılık yatırmak zorunda kalacaklar. TCMB yaptığı açıklamada bu kararı finansal istikrarın korunması gerekçesiyle alındığını duyurdu.

Bu artış mayıs ayı içerisinde yapılan ikinci artış oluyor. Daha önce 9 Mayıs tarihinde TCMB aldığı bir karar ile önce rezerve opsiyon mekanizması aracılığıyla aldığı dövizlerin yaklaşık 2,8 milyar dolarını serbest bıraktı ve bunun karşılığında bankalardan TL aldı. Aynı gün döviz tevdiat hesaplarının zorunlu karşılık oranlarını 100 baz puan artırarak serbest bırakmış olduğu dolarları bankalardan geri aldı. Böylece Merkez Bankası TL'de sıkılaşmaya gitmiş oldu.

Şimdi döviz tevdiat hesaplarının zorunlu karşılık oranını 200 baz puan daha artırarak mayıs ayı içerisinde yapmış olduğu toplam artış oranını 300 baz puana çıkarmış oldu. TCMB böylece 9 Mayıs'taki 3 milyar dolara 4,2 milyar dolar daha ekleyerek son bir ay içerisinde piyasadan 7,2 milyar doları çekip rezervlerine dâhil etmiş oldu. Bu karar bankanın döviz rezervi sorununun büyüdüğünün bir göstergesi olarak yorumlanıyor.

Merkez Bankası buna neden ihtiyaç duydu?

Merkez Bankası'nın rezervlerine ilişkin genellikle toplam, brüt ve net olmak üzere üç sınıflama yapılır.

Toplam rezerv Merkez Bankası'nın sahip olduğu altın ve brüt döviz rezervlerinden oluşur. Brüt rezerv ise TCMB'nin sahip olduğu döviz ile emanet olarak aldığı (karşılıklar üzerinden) dövizlerden oluşur. Ancak Türkiye’de bir de buna son zamanlarda "swap işlemleri hariç net rezervler" tanımlaması eklendi. Çünkü TCMB bir süredir TL/döviz swap işlemleri üzerinden TL ihtiyacı olan bankalara TL verip karşılığında döviz alıyor. Böylelikle bankalar ihtiyaç duydukları TL’ye takas işlemi üzerinden ulaşabiliyorlar. Bunun karşılığında da MB’ye döviz teslim ediyorlar. Swap işlemleri süreli işlemlerdir. Vadesi dolduğunda alınmış olan paralar karşılıklı olarak iade edilir. Dolayısıyla MB’nin swap işlemleri üzerinden temin ettiği dövizler aslında geçici bir süreliğine MB’ye "emanet edilmiş" döviz anlamına gelmektedir. Bankanın kendi parası olarak kabul edilemez.( swap işlemlerine ilişkin detaylı bilgi için tıklayınız)

Merkez Bankası'nın rezervleri uzun zamandan beri tartışma konusu oluyor. Bankanın rezervlerinin çok düştüğü, özellikle net rezervlerinin piyasalar açısından tedirgin edici seviyelere indiği biliniyor.

TCMB'nin net döviz rezervi 17 Mayıs itibariyle 24,9 milyar dolar seviyesine gerileyerek Ekim 2018’den beri en düşük seviyesine gerilemişti. Ama özellikle swap işlemler aracılığıyla elde ettikleri dövizi de kendi rezerv hesaplarına dahil etmesi TCMB'nin gerçek anlamda net rezervlerinin daha da düşük olduğunu gösteriyor.

Merkez Bankası kararı kurları nasıl etkiler?

Şimdi almış olduğu bu kararla birlikte TCMB bankalardan alacağı 4,2 milyar doları da rezerv hesaplarında gösterecektir. Bankanın brüt rezervleri artmış olacaktır. Oysa biz biliyoruz ki emanet olarak verilen paralar Merkez Bankası'nın kendi kaynağı gibi değerlendirilemez. Zamanı geldiğinde ödenecek olan bu kaynaklar üzerinde bankanın kalıcı tasarrufta bulunması TCMB ilkeleriyle bağdaşmaz.

Karar açıklandığında 6,07 lira seviyesinde işlem gören dolar önce 6,03’e kadar geriledi ancak yeniden yükselerek karar öncesi seviyelere döndü. Kararın kurlar üzerindeki etkisi çok sınırlı oldu. Çünkü piyasalar biliyor ki alınmış olan bu karar TCMB'nin rezerv ihtiyacını karşılayacak bir karar değildir. Merkez Bankası TL’nin değerini koruma konusunda başarısız olduğu için mayıs ayı içerisinde yaptığı iki karşılık artışı kararıyla döviz üzerinden TL’yi korumaya çalışmaktadır. Döviz işlemlerine ilişkin bu ay içerisinde iki karar daha alınmıştı: (a) binde bir oranında kambiyo vergisi ve (b) 100 bin dolar üzeri döviz alımlarında bir iş günü valör uygulaması. Dövize ilişkin alınan 'tedbirler' Türkiye’de ekonomi yönetiminde olanların döviz işlemleri üzerinde artan oranda sınırlamaya gitmeye çalışacaklarının işareti olarak yorumlanıyor ve piyasalarda tedirginliğin artmasına yol açıyor.

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Karatepe: Türkiye'nin S-400 krizindeki 'uzlaşı politikası' TL'yi korudu

İki kez devre kesen Borsa İstanbul günü yüzde 7'lik düşüşle kapattı

Ekonomideki 'U dönüşü' sonrası Merkez Bankası'nın rezervleri artıyor