Koronavirüs nedeniyle sokağa çıkma yasağı ilan edilen Hindistan'da yüzlerce kilometre mesafedeki köylerine dönmeye çalışan yüz binlerce Hindistanlı işçi, günlerdir aç susuz yollarda
Birçoğu aç ve susuz. Günlerdir yemek yiyemediler. Sadece su ve bisküvi ile hayatta kalmaya çalışıyorlar.
Yüzlerce kilometre yol yürüdüler..
Ailelerin arasında yaşlılar, kadınlar ve çocuklar da bulunuyor.
Günlerdir yollardalar.
Koronavirüs nedeniyle sokağa çıkma yasağı ilan edilen Hindistan'daki göçmen işçilerin köylerine dönmeye çalışmasından bahsediyoruz.
Bazılarının ayaklarında sadece parmak arası terlik var.
Kimileri çantalarını başlarında taşıyor.
Ebeveynler ise çocuklarını omuzlarına almış durumda.
Hindistan'da 25 Mart'ta ilan edilen sokağa çıkma yasağının ardından ulaşım askıya alındı, iş yerleri kepenk kapattı ve üretim durdu.
Hal böyle oldunca büyük şehirlerde çalışan işçiler ise köylerine dönmek için yola koyuldu.
Ancak bu durum beraberinde koronavirüsün kırsal kesime yayılması ihtimalini de getirdi.
'1947'den bu yana yaşanan en büyük trajedi'
Hindistan'da bu denli büyük insan seli, İngiliz sömürge döneminin sona ermesinin ardından, 1947'de Müslümanların Pakistan'a Hinduların da Hindistan'a doğru yürüdüğü ayrılık sürecinde yaşanmıştı.
Yeni Delhi hükümeti 25 Mart'ta koronavirüsle mücadele kapsamında 21 günlük karantina sürecini başlattı.
1,3 milyar insanın yaşadığı dünyanın nüfus bakımından en kalabalık ikinci ülkesindeki uygulanan sokağa çıkma yasağından sadece marketler ve eczaneler hariç tutuldu. Ayrıca hükümet, sokağa çıkma yasağını, sadece 4 saat önceden vatandaşlara haber verdi.
Dünyanın en büyük karantinasına sahne olan Hindistan'daki işgücü, insani bir krize dönüştü.
Büyük şehirlere göç eden işçiler, genellikle gettolarda yaşıyor.
Günlük kazançları kesilen ve herhangi bir birikimleri de bulunmayan işçiler, marketlerden alışveriş yapabilecek maddi güce sahip değiller.
Hayatta kalmak için zor da olsa köylerine dönmeleri gerekiyor.
Ülkede tren hizmetleri askıya alındı, taksiler işçilerin ödeyebileceği meblağların çok üstünde bir ücret talep ediyor ve Yeni Delhi'ye getirilen otobüslerde de kendilerine yer bulamadılar.
İşçilerin yapabileceği tek şey yürümekti. Onlar da bu yolu seçti.
Hindistan hükümeti, üst mahkemeye verdiği izahatta 500 ile 600 bin göçmen işçinin şehirlerden köylerine doğru yürüdüğünü bildirdi.
Yollarda dayanamayıp ölenler, trafik kazaları ve polis şiddeti..
Kriz derinleştikçe yetkililer, işçiler için ulaşım, barınma ve gıda yardımı yapmaya çalıştı.
Zaman zaman otobüs ve kamyonlar ayarlandı.
Ancak çok geç kalınmıştı.
Zor şartlarda yüzlerce kilometre yürümeye çalışanlardan bazıları çetin şartlara dayanamayarak hayatını yolda kaybetti, kimileri ise trafik kazalarında yaşamını yitirdi.
Bazıları ise eyalet sınırlarındaki polisler tarafından feci şekilde dövüldü.
Polis, 'kalabalıkları düzene sokmak isterken güç kullanıldığı' sözleriyle kendini savundu.
Ülkenin kuzeyindeki Haryana eyaletinde çalışan ve yaşayan 50 yaşındaki Shiv Kumari, ev sahiplerinin kendisini evinden zorla atıldığını dile getirdi.
Çaresiz kaldığını belirten Kumari, durum böyle olunca 28 yaşındaki oğluyla birlikte çantalarını toplayıp 900 kilometre uzaklıktaki evlerine gitmek için zorlu bir yolculuğa çıktığını ifade etti.
Bitkin bir şekilde oğluyla birlikte yoluna devam eden Kumari, Hindular tarafından kutsal kabul edilen Yamuna Nehri üzerinde bir köprüde soluklandıktan sonra şöyle konuştu:
"Son 5 gündür yoldayız ve yürüyoruz."
Önlerinde yürümeleri gereken daha uzun bir yol vardı.