İtalya'da kendine Covid-19 teşhisi koyan Türk doktor: Türkiye'de hastalığın kazandığı ivme korkutucu

Türk doktor Oğuz Öksüz
Türk doktor Oğuz Öksüz © Euronews
By Burak Ortahamamcilareuronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button
Aşağıda yerleştirilen video haber linkini kopyalayın/yapıştırınCopy to clipboardCopied

İtalya'da kendine Covid-19 tehşisi koyan Türk doktor: 30 saat mesai ardından önce yorgunluk sandım

REKLAM

Covid-19 hastalığı nedeniyle en çok can kaybının yaşandığı İtalya'da sağlık çalışanları, toplam koronavirüs vakalarının yaklaşık yüzde dokuzunu oluşturuyor. Milano'da görev yapan Türk doktor Oğuz Öksüz de hastalığın semptomlarını gösterince kendi kendine teşhis koydu ve kendini karantina altına alarak tedavi uyguladı.

Yaşlılara hizmet veren bir hastanede çalışan ve tedavi ettiği pek çok hastanın yanı sıra bazı mesai arkadaşları da Covid-19 pozitif çıkan Dr.Oğuz Öksüz, test yapılmaması nedeniyle kendi kendine koyduğu teşhisi, Türkiye'de hastalığın ilerleyişini ve İtalyan sağlık sisteminin durumunu euronews'e anlattı.

'İlk belirtileri, 30 saatlik mesainin ardından yorgunluk sandım'

Dr.Oğuz Öksüz, hafif olarak geçirdiğini belirttiği Covid-19'un ilk belirtilerini öksürük ve ateş olarak gösterdiğini anlattı. Pratisyen hekim, hastalığın başlangıç sürecini “30 saatlik mesaiden sonra eve geldiğimde yorgunluk olabileceğini düşündüm ve uyumaya gittim. Gece terleyerek ve halsizlikle uyandım, akabinde ateşim olduğunu fark ettim.” sözleriyle anlattı.

Ertesi gün hastaneyi arayarak durumunu anlattığını belirten Dr.Öksüz, iki haftayı aşkın süredir ev karantinasında bulunuyor. Meslektaşlarının da tavsiyeleri ile kendi kendine tedavi uygulayan genç doktor, zaman zaman aldığı ateş düşürücünün haricinde ilaç kullanmadığını ancak doğru beslenmeye ve bol su içmeye çok dikkat ederek bolca uyuduğunu söyledi.

'Çok sayıda arkadaşım pozitif çıktı, test yapılmadığı için kendim teşhis koydum'

Solunum yetmezliği ve başka ağır semptomlar göstermediği için kendisine test yapılmadığını belirten Dr.Öksüz, “İlk belirtileri gösterdiğimde, yoğun bakıma girmiş ve testleri pozitif çıkmış çalışma arkadaşlarımdan kapmış olabileceğimi düşündüm ve kendimi karantina altına aldım. Test yapılmadığı için kesin olarak Covid-19 hastasıyım demem yanlış olur. Kendime teşhis koydum diyebilirim. Hastalığı benim gibi hafif geçirenlerin teste ulaşımı daha zor.” dedi.

'Bütün personele test yapılması önerimiz ciddiye alınmadı'

Çalıştığı kurumda en riskli grup olan yaşlı ve hasta bireylere bakılması nedeniyle hastane içinde kendi önlemlerini aldıklarını belirten Dr.Öksüz, ancak tüm personele test yapılması taleplerinin ciddiye alınmadığını söyledi.. Pratisyen hekim, “Semptonları gösterdiği halde işe gelenler olduğunu da duyduk maalesef. En azından semptom gösteren kişilerin kesinlikle işyerlerine alınmaması ve bu konuda inisiyatifin bireylere bırakılmaması gerekirdi diye düşünüyorum.” şeklinde konuştu.

'Malzeme eksikliğinden tek kullanımlık maskelerin defalarca kullanıldığına şahit oldum'

Koruyucu malzeme eksikliği nedeniyle sağlık çalışanlarının bazı malzemeleri 'yanlış kullanmak' zorunda kaldığını anlatan Dr.Oğuz Öksüz, “Sipariş verilmesine rağmen tedarikçide malzeme kalmamasından dolayı kısıtlı miktarda dezenfektan ve koruyucu malzeme ile idare etmek zorunda kaldığımız günler oldu. Bir çok sağlık çalışanının tek kullanımlık maskeyi defalarca kullandığına, hatta temizleyip kullanmaya devam ettiğine şahit oldum” dedi.

Öksüz, İtalya'da 3 Nisan itibariyle 71 doktorun Covid-19 nedeniyle hayatını kaybettiğini hatırlattı ve en çok kaybın hastaların ilk aşamada başvurduğu aile hekimleri arasında yaşadığını belirterek, “Onlara ne bir yönerge, ne gerekli bilgi, ne de koruyu malzeme sağlanmadı.” diye konuştu.

'Lombardiya'dan ABD'ye yarım milyon test satıldı, kapasite bölge içinde kullanılmadı'

Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) yaygın test uygulanması önerisine rağmen İtalyan devletin bu yönde hareket etmediğini vurgulayan Dr.Oğuz Öksüz, bölgesel düzeyde organize olan sağlık sisteminde farklı uygulamalar olduğunu da ifade etti. Dr.Öksüz, görev yaptığı Lombardiya bölgesinde yaygın test yapılmadığını belirtti ve “Bu bölgedeki bir firmadan ABD'ye yarım milyon adet test satıldı. Böyle bir kapasite olmasına rağmen testlerin bölge içinde kullanılmaması çokça eleştirildi.” ifadesinde bulundu.

'Test sayısı, taranan birey sayısını vermiyor'

Dr.Oğuz Öksüz, İtalya'da açıklanan test sayısının taranan birey sayısına tekabül etmediğine “Bir kişi için yapılan birden fazla test de bu rakamlara dahil ediliyor.” sözleriyle dikkat çekti.

Sadece ağır semptom gösterenlere test yapılmasının ölüm oranlarını olumsuz etkilediğinin altını çizen Dr.Oksüz, “Evlerinde iyileşmeyi bekleyen hastaların birçoğu toplam vaka sayısına dahil edilmediği için toplam enfekte birey sayısını kestirmek güç.” dedi.

'Bu çapta bir hasta akının karşılanması hiçbir ülke için kolay olamazdı'

İtalya'nın, benzer gelişmiş ülkelere nazaran sağlık harcamalarına bütçesinden daha az pay ayırdığını ancak buna rağmen Avrupa'nın en iyi sağlık sistemlerinden birine sahip olduğunu vurgulayan Türk doktor, sisteminin salgın karşısında yetersiz kalma nedenlerini “Özellikle benim de bulunduğum Lombardiya bölgesi, donanım ve kapasite açısından en gelişmiş bölge. Fakat enfekte sayısının artışıyla hastane ve yoğun bakımlarda yığılma oldu. Haliyle hastaneler cihaz, koruyucu ekipman, yer ve uzman personel bakımından doyuma ulaştı ve yetersiz kalmaya başladı. Ülke sağlık sisteminin hazırlıksız yakalandığını söylemek yanlış olmaz ama bu çapta bir hasta akının karşılanması hiçbir ülke için kolay olamazdı.” sözleriyle anlattı.

'Salgını takip etmek yerine önüne geçme stratejisi izlenebilirdi'

Pratisyen hekim Öksüz, İtalyan devletinin salgının karşısında 'ani ve topyekûn' önlemler uygulamak yerine tedbirleri vaka ve ölüm sayılarının artışına paralel olarak kademeli arttırma yoluna gitmeyi tercih ettiğini söyledi. Öksüz önlemleri, “Bazı önlemler daha önce alınsaydı tablo bu kadar kötü olmayabilirdi. Salgını takip etmek yerine önüne geçme stratejisi izlenebilirdi. Özellikle salgının ilk döneminde birçok tercih vatandaşa bırakıldı. Bir çok işyeri teşvik edilen evden çalışma yönetime ya uygun değildi ya da hemen adapte olamadı. Bu da insanların işyeri ya da yolda teması sürdürmelerine neden oldu ve böylece virüs de iyice yayıldı.” sözleriyle yorumladı.

Dr.Öksüz, salgının ilk aşamasında Lombardiya bölgesinde sadece vakaların görüldüğü 11 kentin karantina alınma kararını,“30-40 kilometre ötedeki salgının bize sıçramayacağını düşünmek büyük bir yanlıştı.” sözleriyle değerlendirdi.

'Yakınlarını kaybederken bir veda bile edemeyenlerin ne kadar büyük acılar çektiğini tahmin bile edemiyorum'

Salgını İtalya'da ilk kez görülmesinin ardından çalıştığı hastanede giriş-çıkışlara kısıtlama getirildiğini anlatan Öksüz, çalıştığı hastanede yaşananları “Hastalar, henüz salgın çok yayılmamışken yakınları ile görüşememekten yakınmaya başlamışlardı. İlerleyen zamanlarda aldığımız önlemler sertleşti. Hastalarımızın camın öteki tarafından yakınlarıyla birbirlerine bakıp telefon aracılığıyla iletişim kurduğunu gördüm. Benim için bu kadarını bile görmek oldukça üzücüyken içeride yakınlarını kaybederken bir veda bile edemeyenlerin ne kadar büyük acılar çektiğini tahmin bile edemiyorum.” sözleriyle ifade etti.

'Türkiye savaşın başında'

Türkiye sağlık çalışanları için alınan önlemleri gelinen aşamada yeterli bulduğunu ifade eden Dr.Oğuz Öksüz, “Anladığım kadariyla şimdilik Türkiye'de malzeme kısıtlaması yok gibi gözüküyor. Fakat Türkiye şu anda savaşın başında diyebiliriz. Bu durum ileride nasıl seyreder, bunu hep birlikte göreceğiz. Umarım işler çığırından çıkmadan her şey kontrol altına alınabilir.” şeklinde konuştu.

'Türkiye'de hastalığın kazandığı ivme korkutucu'

Koronavirüs vakalarının Türkiye'deki seyrinin İtalya'dakiyle ile karşılaştırılırken demografik yapının ve test yapma oranının göz önüne alınması gerektiğini vurgulayan Dr.Öksüz, “İtalya'da ölüm oranları yüzde 10'un üzerinde. Gerçekte resmi rakamlara göre pozitif çıkan birey sayısının 4 ila 10 kat arasında olduğu düşünülüyor.” dedi.

Lombardiya bölgesinde Mart ayının ilk 20 gününde ölüm oranlarının normale göre iki,hatta Bergamo şehrinde dört katına çıktığını belirten Öksüz, verileri “Bu da, kayıtlara Covid-19 olarak geçmeyen çok sayıda ölüm vakası olabileceğini gösteriyor.” sözleriyle yorumladı.

REKLAM

Türkiye'deki salgın verilerinin, İtalya'dakiler ile karşılaştırınca 3 hafta geriden geldiğini söyleyen Dr.Öksüz, “Türkiye maalesef farkı kapatarak ilerliyor. Türkiye'de hastalığın kazandığı ivme gerçekten korkutucu.” dedi.

'Bir doktorun hastalanması yüzlerce hastanın doktorsuz kalmasına sebep oluyor'

Dr.Oğuz Öksüz, İtalya'da yaşadığı tecrübe üzerine Türkiye'deki meslektaşlarına ve sağlık çalışanlarına 'en kötü manzaralara' hazırlıklı olmaları ancak umutsuzluğa kapılmamalarını tavsiye etti.

Sağlık çalışanlarının fiziksel ve psikolojik sağlığının önemine dikkat çeken Öksüz, “Bir doktorun hastalanması yüzlerce hastanın doktorsuz kalmasına sebep oluyor.” ifadesinde bulundu.

'Hasta ve yaşlıların sağlık kuruluşlarına mümkün olduğunca erken müracaat etmesi gerekiyor'

İtalya'da yaşlı ve hasta bireylerin sağlık kuruluşlarına hastalığın ilerleyen aşamalarında başvurmasının ölüm oranlarını olumsuz yönde etkilediğini söyleyen Dr.Oğuz Öksüz, bu kategorideki kişilerin hastanelere erken müracaat etmelerinin önemine değindi.

İtalya'da Covid-19'a karşı ülke çapında uygulanan bir tedavi protokolünün olmadığı belirten Dr.Öksüz, uygulanan tedavi türlerini “Kullanılan tüm ilaçlar endikasyon dışı. Bu gruba dahil edebileceğimiz sıtma ilacı da, klorokin ve hidroksiklorokin, tüm dünyada çok yaygın şu anda.” sözleriyle anlattı

REKLAM

Dr.Öksüz, Ebola virüsüne karşı geliştirilen ancak satışa sunulmayan bir ilacın yoğun bakımda olan bazı hastalarda kullanıldığını ve durumu daha az kritik olan hastalarda da yakın zamanda klinik deneylerde kullanılacağını söyledi.

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Türkiye'de son 24 saatte Covid-19 nedeniyle 98 kişi öldü, 4 bin 93 yeni vaka tespit edildi

Covid-19: İtalya'nın limanlarını kapatma kararına sivil toplum örgütlerinden tepki

AB Komisyonu Başkanı İtalyanlardan özür diledi; üye ülkelere 100 milyar euroluk kredi önerdi