Hava kirliliği konsantrasyonlarının yaşam beklentisi üzerindeki etkilerini inceleyen Hava Yaşam Kalitesi Endeksi’nin (AQLI) yayımladığı son veriler, özellikle Avrupa’da hava kirliğine karşı alınan önlemlerin ne derece başarılı olduğuna dair ipuçları verdi.
Avrupa’da yaşam beklentisi hava kirliliğiyle mücadele kapsamında alınan önlemler sayesinde ortalama dokuz ay uzadı.
Hava kirliliği konsantrasyonlarının yaşam beklentisi üzerindeki etkilerini inceleyen Hava Yaşam Kalitesi Endeksi’nin (AQLI) yayımladığı son veriler, Avrupa’da hava kirliğine karşı alınan önlemlerin ne derece başarılı olduğuna dair ipuçları verdi.
Avrupalılar, yirmi yıl öncesine göre yüzde 41 daha az partikül kirliliğine maruz kalıyor
Chicago Üniversitesi (UoC) tarafından düzenlenen endekste, Özellikle Avrupa Çevre Ajansı'nın kuruluşundan bu yana varılan emisyon hedefleri sayesinde, Birlik vatandaşlarının yirmi yıl öncesine göre yüzde 41 daha az partikül kirliliğine maruz kaldığını ortaya kondu.
AQLI'yı oluşturan bilim insanlarının raporda, kirli havadaki partiküller üzerinde durmasının en büyük nedeni ise insan sağlığı üzerindeki ‘inanılmaz’ etkisi.
'Kirli havadaki partiküller AIDS gibi hastalıklardan daha yıkıcı bir etkiye sahip'
Öyle ki uzmanlar “insan vücudunun içinde görünmez” olduklarını söyledikleri partiküllerin, yaşam beklentisi üzerinde tıpkı AIDS gibi hastalıklardan veya sigara kullanımına bağlı risklerden "çok daha yıkıcı bir etkiye sahip olduğunu” söylüyor.
Chicago Üniversitesi Enerji Politikaları Enstitüsü Müdürü Micheal Greenstone de Avrupa'da yakıt emisyonu standartlarının getirilmesinin ve temiz hava adına atılan adımların kirliliğin azaltılmasında büyük ölçüde yardımcı olduğunu belirtiyor.
Peki temizlenen hava yeterli mi ?
Avrupa genelinde hava kirliliği seviyelerinde iyileşmeler olmakla birlikte, nüfusun yaklaşık dörtte üçü ise hala Dünya Sağlık Örgütü'nün belirlediği ‘temiz hava’ ölçütlerine uymayan bölgelerde yaşıyor.
Raporda ayrıca Avrupa kıtasındaki tüm ülkelerin bu kurallara uyması halinde, yaşam beklentisinin 3 ay daha artacağı belirtiliyor.
Polonya Avrupa’nın en kirli havasına sahip
AQLI'ya göre Polonya, Avrupa'da en kirli havaya sahip ülke. Son yıllarda özellikle rüzgar enerjisine yönelik bazı ‘küçük’ adımlar atılmış olsa da kömür ülkenin enerji üretiminde kullandığı temel yakıt olmayı sürdürmekte.
Avrupa’daki bir başka yoğun kirlilik noktası ise Milano şehrinin de içinde bulunduğu Po Vadisi.
Bölgede koronavirüs tedbirleri kapsamında sokağa çıkma yasağının uygulandığı sıralarda hava kirliliğinin ciddi şekilde azaldığı belirtilmiş, yapılan tarama sonucunda elektrik santralları, araba ve fabrikalar tarafından yayılan nitrojen dioksit (NO2) gazı emisyonlarında gözle görülür bir düşüş yaşandığı açıklanmıştı.
Avrupa dışında durum nasıl?
Avrupa 1990'lardan bu yana çok yol kat etmiş olsa da, diğer ülkeler için aynı şey pek geçerli değil.
Raporda, Orta ve Batı Afrika'nın bazı bölümlerindeki hava kirliliği tehdidinin “tıpkı ciddi bir sağlık tehdidi gibi” olduğu vurgusu yapılıyor. Ayrıca bu bölgelerdeki kirliliğin küresel yaşam beklentisini iki yıl azalttığı söyleniyor.
Kömür tüketiminin Afrika'da atmosferi gelecek yirmi yılda üç katı daha fazla kirletmesi de raporda yer alan tahminlerden.
Çin halkı artık yaklaşık yüzde 40 daha az kirli parçacık soluyor
Tabi iyi tahminler de yok değil.
Greenstone, "İyi haber şu ki, harekete geçmeye karar veren ve havayı temizlemeyi başaran ülkelerin izleri var" diyor.
Onlardan biri de Çin. Sadece kendi hava sahasındaki değil, dünya genelindeki kirliliğin de sorumlularından biri olan Çin’de görülen iyileşmelerin oldukça belirgin olduğu belirtiliyor.
Verilere göre, Çin halkı şu anda yaklaşık yüzde 40 daha az kirli parçacık soluyor ve bu yüzden ömürlerine iki yıl daha katmaları bekleniyor.