Ölüm orucundaki avukat Aytaç Ünsal'ın annesi: Oğlum gözümün önünde ölüme gitmekte

Ölüm orucundaki avukat Aytaç Ünsal'ın annesi ve eşi
Ölüm orucundaki avukat Aytaç Ünsal'ın annesi ve eşi © euronews
By euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button
Aşağıda yerleştirilen video haber linkini kopyalayın/yapıştırınCopy to clipboardCopied

‘Adil Yargılanma’ talebiyle ölüm orucunda olan avukat Aytaç Ünsal’ın annesi avukat Nermin Ünsal ve eşi avukat Didem Baydar Ünsal euronews'e konuştu.

REKLAM

'Adil Yargılanma' talebiyle ölüm orucunda olan avukat Aytaç Ünsal’ın annesi avukat Nermin Ünsal oğlunun hızla ölüme gittiğini belirterek günlerdir gözüne uyku girmediğini söyledi.

On gündür oğlunun yanında refakatçi olarak kalan anne Ünsal, oğlunun bedeninin giderek zayıfladığını anlatıyor ve acilen bir adım atılmasını istiyor.

Oğlunun ellerinde uyuşmalar, parmaklarında acı, ayak tabanlarındaki ağrılar nedeniyle uyuyamadığını belirten anne Nermin Ünsal, "Bulunduğu durum nedeniyle ses, koku, ışık duyarlılığı hayli artmış olup, uyuyamamakta. Bazen bir saat uyuyup beş saat uyanık kalmakta ve bağışıklığı hızla çökmekte. Oğlum hücre hücre gözümün önünde erimekte." diyor.

Nermin Ünsal, İstanbul Adli Tıp Kurumu'nun oğlunun sağlığı nedeniyle cezaevinde kalamaz raporu düzenlemiş olmasına rağmen il sağlık müdürlüğünün bu raporu 23 gün elinde tuttuğunu söyledi:

"Ve sonra bunu mahkemeye gönderdi. Simdi dosya Yargıtay’da. Acilen somut bir adım atılmasını istiyorum. Bu adım atıldığı takdirde, Aytaç ölüm orucunu bırakıp bağımsız hekimler vasıtasıyla tedaviyi kabul edecektir. Ebru’nun arkasından Aytaç’ın da ölmesi de gerekmiyor."

Günlerdir uykusuzum, gözüme uyku girmiyor. Oğlum hücre hücre gözümün önünde hızla ölüme gitmekte
Av. Neriman Ünsal
Ölüm orucundaki avukat Aytaç Ünsal'ın annesi

''Yaptıkları hukuksuzluğun üstünü örtmek için bu bilgi kirliliğini yaratıyorlar''

Avukat Ebru Timtik’in vefatının ardından büyük bir bilgi kirliliği yaratıldığını düşünen anne Nermin Ünsal: "Yaptıkları hukuksuzlukların üstünü örtmek için bu açıklamaları yapıyorlar" diyor:

"Bu dava dosyasında Mehmet Selim Kiraz dosyasından yargılama yapılmamıştır. Böyle bir iddia yoktur. Şu ana kadar susan Adalet Bakanı Timtik’in ardından, beğenirsiniz beğenmezsiniz yerel mahkeme bir karar vermiştir, kabul etmek zorundasınız dedi. Oysa bu dosya karar aşamasındadır. Sayın bakan bu tavrı ile müdahele etmiştir ve buna devam etmektedir. Bu dosyadaki bütün hukuksuzluklar raporlandı ve mahkeme sunuldu. Bu avukatların tek istediği ‘’Adil Yargılanmak’’. Bu nedenle bedenlerini ölüme yatırdılar. Tam 3 yıldır tutsaklar ve her aşamada bu dosyaya müdahele edildi. Adil yargılanma hakkı bir gün onlara da lazım olacak."

Bülent Arınç bana Allah yardımcınız olsun, yapabileceğim bir şey yok şeklinde yanıt verdi
Av. Neriman Ünsal
Ölüm orucundaki avukat Aytaç Ünsal'ın annesi

Aytaç Ünsal’ın annesi Nermin Ünsal, şimdiye kadar hükümet kanadından konuyla ilgili kendilerine ulaşan ismin Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyesi Bülent Arınç olduğunu söyledi:

"Kendisi beni aradı, daha önce tecrit için ölüm orucuna yatan Behiç Aşçı’yı kendisinin bu işten vazgeçirdiğini ve bu avukatları nasıl vazgeçirebileceğimizi bana sordu. Ben de dosyanın tarafsız bir şekilde ve hızla okunması halinde ölüm orucunun sonlanacağını söyledim. Bunun üzerine Bülent Arınç, biz o mahkemeye güveniyoruz şeklinde bir açıklamada bulundu. Hatta durumlarının kötüleşmesi üzerine ben kendisini aradım. Bana Allah yardımcınız olsun, yapabileceğim bir şey yoktur şeklinde yanıt verdi."

Bu avukatlar haksız yere yargılandı. Hak arama hürriyetinin tıkandığı bir yolda başka bir yol bırakmadılar. Başka bir yolu olsaydı tercih etmezlerdi.
Av. Didem Baydar Ünsal
Ölüm orucundaki avukat Aytaç Ünsal'ın eşi

Avukat Ünsal’ın meslektaşı ve aynı zamanda eşi olan avukat Didem Baydar Ünsal ise meslektaşlarının üç yıldır adil yargılanma talebiyle her yola başvurduklarını ancak ellerinde böyle yıkıcı bir eylemden başka çare kalmadığını ifade ediyor:

"Avukat faaliyetlerimiz gerekçe gösterilerek tahliye edilmiştik. Bu tarihsel kararı geri almak istediler. Ülkemizde siyasallaşmış bir yargı var, yargı bağımsız değil. Bunu herkes biliyor ve kabul ediyor. Ama bunu bu şekilde kabul etmek ve kanıksamak, bunun daha çok kurumsallaşmasına, yaygınlaşmasına neden oluyor. Buna karşı çıkmadıkça, daha doğrusu sindikçe adil olmayan bu yargılamalar devam ediyor. Bizim arkadaşlarımızın ölüm orucu ile dikkat çekmek istedikleri şey buydu. Neden ölüm orucu diye soranlara cevabımız açık ; tüm yolları denemedik mi? Yürüyüşler yapıldı, basın açıklamaları yapıldı, imza kampanyaları yapıldı. Bu avukatlar haksız yere yargılandı denildiler. Hak arama hürriyetinin tıkandığı bir yolda başka bir yol bırakmadılar. Başka bir yolu olsaydı tercih etmezlerdi. Bir yanı yargılamanın ne kadar hukuksuz olduğuna dikkat çekmekse, bir yanı da değerli meslektaşlarımıza ve ülkedeki demokratik kitle örgütlerine, kendisine demokrat solcu diyen herkese bir çağrıydı. Bu hukuksuzluğa dur deyin çağrısıydı."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın; "Şehit savcımızı katleden terör örgütü mensuplarına destek için açlık grevine giden avukatları vazgeçirmek için devlet üzerine düşeni yapmıştır" açıklamasına da şu sözlerle tepki gösteriyor Avukat Ünsal:

"İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz olayı ile ilgili birçok şey muallakta. Siyasi iktidar bir yenilgiye uğradı. Kamuoyuna rehin alma olayı olarak yansıyan olayda siyasi iktidar, savcısını da koruyamadı. Açık bir siyasi yenilgi var ve açıklayamadıkları bir şeyler var. Bunu bizler üzerinden temize çıkarmaya çalışıyorlar. O yüzden ısıtıp ısıtıp karşımıza çıkarıyorlar. Ancak bizim alnımız ak."

''Ortadaki kayıtsızlık acıma öfkemi katıyor...''

Ölüm orucundaki avukat Aytaç Ünsal’ın eşi avukat Didem Ünsal öfkeli. "Ortadaki kayıtsızlık ve suçlu olmalarına ve bunu biliyor olmalarına rağmen yaptıkları açıklamalar acıma öfkemi de katıyor" diyor Ünsal.

Avukat Didem Ünsal’ın eşinin yaşamına dair umudu büyük. Aksini düşünmek istemiyor ama diyor ki; "Ola ki Aytaç’ı kaybedersek bu adaletsizlik bir isyana gebedir. Bu durumda bile adaletsizlik ve hukuksuzluğa uğruyoruz. Ben ah ediyorum artık."

Ne olmuştu?

Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) davasının 20 Mart 2019’daki duruşmasında kararını açıklayan mahkeme, avukatlara 18 yıl 9 ay ile 3 yıl 1 ay 15 gün arasında değişen hapis cezaları verdi.

REKLAM

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi, itirazları reddederek dosyayı Yargıtay’a gönderdi.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise, Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) davasında verilen 159 yıldan fazla cezanın, avukat Barkın Timtik’e verilen ceza hariç onanması yönünde görüş bildirdi.

Ayrıca savcılık, "örgüt kurmak ve yönetmek" suçundan 18 yıl 9 ay hapse mahkum edilen avukat Barkın Timtik’in cezasının bozulmasını ve onun da diğer avukatlar gibi “örgüt üyeliğinden” cezalandırılmasını istedi.

Savcılığın tebliğnamesi Yargıtay 16. Ceza Dairesine gönderildi. Bunun üzerine dernek yöneticilerinden avukat Ebru Timtik ile ÇHD üyesi avukat Aytaç Ünsal “adil yargılanma hakkı” için ölüm orucuna başladı.

Ayrıca kısa süre önce, Anayasa Mahkemesi, 14 Ağustos’ta ölüm orucundaki avukatlar Aytaç Ünsal ile Ebru Timtik’in tahliye talepli tedbir başvurusunu, “Maddi veya manevi bütünlüklerine yönelik ciddi bir tehlike yok” gerekçesiyle reddetti.

REKLAM
Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

AB, Ebru Timtik’in ölümünden üzüntü duyduğunu açıkladı, Türkiye’ye yargıda reform çağrısı yaptı

Adil yargılanma için 238 gündür ölüm orucundaki avukat Ebru Timtik yaşamını yitirdi

Belçikalı avukatlar ölüm orucundaki Türkiye'deki meslektaşlarını desteklemek için açlık grevinde