BM'den plastik kirliliğine karşı 'iddialı' adım: Uluslararası sözleşme 2024'te imzaya açılacak

Birleşmiş Milletler Çevre Meclisi oturumu
Birleşmiş Milletler Çevre Meclisi oturumu © AFP
By Euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

Dünyada, Paris İklim Sözleşmesi’nden bu yana en iddialı çevre projesi olarak değerlendirilen, plastik kirliliğin ortadan kaldırılmasına yönelik uluslararası bağlayıcı bir anlaşmanın imzalanmasını öngören karar Birleşmiş Milletler (BM) tarafından kabul edildi.

REKLAM

Dünyada, Paris İklim Sözleşmesi’nden bu yana en iddialı çevre projesi olarak değerlendirilen, plastik kirliliğin ortadan kaldırılmasına yönelik uluslararası bağlayıcı bir anlaşmanın imzalanmasını öngören karar Birleşmiş Milletler (BM) tarafından kabul edildi.

BM Çevre Meclisi’nin, Kenya'nın başkenti Nairobi'de düzenlediği ve 175 ülkeden bakan ve temsilcinin katıldığı üç günlük toplantı sonunda plastik kirliliğini tümüyle ortadan kaldıracak uluslararası bir anlaşmanın 2024 yılı sonu itibarıyla imzaya açılması kararlaştırıldı.

Toplantıda, kurulacak Uluslararası Müzakere Komitesi’nin 2022'de çalışmalara başlaması ve bağlayıcılığı olan bir anlaşma taslağının 2024'te tamamlanmasını öngören karar onaylandı.

Birleşmiş Milletler Çevre Programı İcra Direktörü Inger Andersen, kararın, Paris İklim Anlaşması'ndan bu yana görülen en önemli uluslararası çevre anlaşması olduğunu belirtti.

BM Çevre Meclisi Başkanı Espen Barth Eide ise yaptığı konuşmada, “Bugün burada hep birlikte tarih yazıyoruz. Hepiniz gurur duymalısınız. Plastik kirliliği bir salgın haline geldi. Bugünkü kararla resmen bir biz buna bir tedavi bulma yolundayız.” diyerek duygularını dile getirdi.

BM anlaşması neyi içeriyor?

Anlaşma, plastik ürünlerin üretimden dönüşüme tüm sürecinin kontrol edilebilmesini ve çevre kirliliğine yol açmasının önlenmesini amaçlıyor.

1950'lerde 2 milyon ton olan plastik üretimi, tek kullanımlık ürünlerin tüketiminin artmasıyla 2017'de 348 milyon tona çıktı. Uzmanlar, mevcut tüketim trendinin değişmemesi halinde bu rakamın 2040'ta 2 katına çıkacağını tahmin ediyor.

Anlaşma, özellikle plastik üretiminde dünyanın önde gelen ülkeleri arasında yer alan ABD, Çin, Japonya, Hindistan ve Suudi Arabistan’ın ekonomilerini önemli ölçüde etkileyecek.

Ben Curtis/Copyright 2018 The Associated Press. All rights reserved.
Plastik atıklarBen Curtis/Copyright 2018 The Associated Press. All rights reserved.

Plastik atık üretimi konusunda herkes aynı fikirde mi?

BM yetkilileri alınan kararı kutlarken, plastik üretimi sektörünün bundan hoşnut olmadığı bilinen bir gerçek. Dünyanın önde gelen plastik üretimi sanayi temsilcilerinin uzun bir süredir üzerinde anlaşma sağlanması gereken sözleşmeyi kendi istedikleri yönde değiştirmek için lobi yaptıkları biliniyor.

Sözleşmeye kim karşı?

Dünyadaki büyük petrol ve kimya şirketleri için plastik üretimine getirilecek kısıtlama ciddi bir sorun. Petrol ve kimya sanayi gelecek 20 yıl içinde dünya çapında plastik üretimini ikiye katlamayı hedefliyor.

ExxonMobil, Royal Dutch Shell ve Dow gibi bu alanda söz sahibi şirketler plastik üretiminin kısıtlanmasını öngörecek küresel bir anlaşmaya destek veriyor gözükseler de kapalı kapılar ardından bunun tam tersi bir kampanya yürüttükleri biliniyor.

Sözleşmeyi istemeyenlerin başını kim çekiyor?

Amerika Birleşik Devletleri'ndeki (ABD) petrol ve kimya sanayi şirketlerini bünyesinde barındıran Amerika Kimya Konseyi (ACC), bu alandaki lobi çalışmalarına adeta öncülük ediyor.

TONY KARUMBA/AFP or licensors
Plastik atıklarTONY KARUMBA/AFP or licensors

Merkezi Washington’da bulunan ACC, plastik üretiminin kısıtlanmasına yönelik bir sözleşmeden uzaklaşılabilmesi için büyük şirketlerden oluşan karşı bir cephe oluşturmayı hedefliyor.

ACC, plastik üretiminin kısıtlanması yerine plastiğin faydaları konusunda hükümetleri ikna ederek, sözleşmenin odak noktasını değiştirmeye çalışıyor.

Plastik modern hayatın artık vazgeçilmez bir parçası ve başta otomobil sektörü olmak üzere mutlaka kullanılması gereken bir ürün.

Tek kullanımlık plastiklerin toplam üretimdeki payı ne?

2017 yılındaki bir araştırmaya göre tek kullanımlık plastikler, tüm plastik üretiminin yaklaşık yüzde 40'ını oluşturuyor.

ACC uzun bir süredir tek kullanımlık plastiklerin, daha ağır olan ve taşınması için daha fazla fosil yakıt gerektiren cam ve karton gibi seçeneklere oranla dünya için daha yararlı olduğunu savundu.

Bazı iklim bilimcileri, bu görüşün hatalı olduğuna dikkat çekerek, geri dönüştürülmesi zor, bozulması yavaş ve toplaması, gömmesi ve yakması pahalı olan plastik çöpleri yönetmenin çok büyük bir toplumsal maliyeti olduğu uyarısında bulunuyor.

REKLAM

Sözleşme istemeyenlerin lobi faaliyetleri son aylarda hızlandı

ABD’deki ACC ile Avrupa’daki “Plastics Europe” hükümet yetkilileriyle görüşerek plastik üretiminin kısıtlanmasının önüne geçebilmek için yoğun lobi faaliyetleri gerçekleştiriyor.

Karşı lobinin başlıca gerekçeleri neler?

ACC lobi faaliyetleri çerçevesinde plastik üzerindeki potansiyel üretim sınırlamalarına karşı tavrını açık bir şekilde dile getirirken, başlıca şu gerekçeleri öne sürüyor:

“Kısıtlamalar yürürlüğe girerse, artan gıda israfı ve gelişmekte olan dünyada temiz suya daha az erişim yüzünden küresel eşitsizlik daha da artacak”.

Buna karşılık büyük tüketici markaların, gelirlerini artıran ancak plastik atık kirliliğini de yükselten bir adım olarak, son yıllarda yoksul ülkelerde temel malları satmak için tek kullanımlık plastik ambalajlar kullandıkları biliniyor.

Covid-19 salgını nasıl gerekçe gösteriliyor?

Bu arada, Covid-19 salgınını da gerekçe göstermeyi ihmal etmeyen “Plastics Europe”, halk sağlığını bahane ederek BM delegelerinin atılabilir plastiklere yönelik üretim sınırlaması veya yasaklama yapmaması yolunda lobi faaliyetleri yürütüyor.

REKLAM

AB yetkililerine 16 Aralık’ta yapılan bir sunumda, Covid-19 salgınında tek kullanımlık maskeler, eldivenler ve su şişeleri için yüksek talep göz önüne alındığında, bu tür kısıtlamaların "istenmeyen sonuçlar" doğurabileceği iddia edildi.

Plastik üretiminin kısıtlanmasını istemeyen bu sektörün temsilcileri, sözleşmeyi hazırlayacak BM delegelerinin bunun yerine atık toplama, geri dönüşüm ve yeni ortaya çıkan atıktan yakıt teknolojisi elde edilmesi gibi konulara yoğunlaşmasını savunuyor.

AP Photo
Plastik atıklarAP Photo

Plastiğin yüzde kaçı geri dönüştürüldü?

2017 yılındaki bir araştırmaya göre, şimdiye kadar üretilen tüm plastiğin sadece yüzde 9'u geri dönüştürülebildi. Geri kalanı yakılarak ya çöplüklere atıldı veya çevreyi kirletmeye bırakıldı.

2019’da Ipsos tarafından 28 ülkede 20 bin kişi arasında düzenlenen bir ankete katılanların yüzde 70’i tek kullanımlık plastiklerin yasaklanması yolunda görüş bildirdi.

Denizlerdeki plastik kirliliği, hayvanların yaşam alanlarını tehdit ederken, plastikle kontamine olmuş deniz ürünlerini yiyen insanlar için oluşan riskin tehlikesi ise hala bilinmiyor.

REKLAM

Denizlere yayılan plastiğin çoğu nereden geliyor?

Diğer yandan denizlere yayılan plastiğin çoğu nehirlerden geliyor. 2017 tarihli bir rapora göre yüzde 95'e varan oran, sekizi Asya'da olmak üzere yalnızca 10 nehir sisteminden geliyor.

Bunların çoğunun ise plastikleri geri dönüştürmek veya elden çıkarmak için gelişmekte olan ülkelere gönderen gelişmiş ülkelerden kaynaklandığı belirtiliyor. Öte yandan Çin, yıllarca dünyanın plastik atıklarının neredeyse yarısını ithal ettikten sonra 2018'de çöp ithalatını yasakladı.

Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF), plastik atıkların okyanusların her köşesine ulaştığını belirterek, mikroskobik boyuttaki tek hücreli planktonların en küçüğünden, en büyük balinalara kadar denizdeki canlılarda artık plastik atık görüldüğü uyarısında bulundu.

WWF raporuna göre, her yıl 19 ila 23 milyon ton plastik atık dünya sularına bırakılıyor. Rapor, tek kullanımlık plastiklerin, denizlerdeki kirliliğin yüzde 60’ını oluşturduğunu ortaya koydu. 2021 yılında 555 balık türünde yapılan araştırmada bunlardan 386 türün içinde plastik atık görüldü.

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Araştırma: 2019 yılında her altı ölümden birine kirlilik kaynaklı hastalıklar neden oldu

Yeşil Gelecek Endeksi: Türkiye 76 ülke içinde 63. sırada

ABD, İsrail'i ‘soykırım’ ile suçlayan BM raporunu reddetti; raportör tehditler aldığını söyledi