Uluslararası kurumlardan TBMM'ye çağrı: 'Sansür ve sindirme' amaçlı dezenformasyon yasasına direnin

Basın protestosu
Basın protestosu © OZAN KOSE/This content is subject to copyright.
© OZAN KOSE/This content is subject to copyright.
By Sertaç Aktan
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

Uluslararası kurumlar, Türkiye Büyük Mİllet Meclisi'ne dijital sansürün aracı haline geleceğini ileri sürdükleri “dezenformasyon” yasa tasarısına karşı çıkma çağrısında bulundu.

REKLAM

Uluslararası kurumlar, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne dijital sansürün aracı haline geleceğini ileri sürdükleri “dezenformasyon” yasa tasarısına karşı çıkma çağrısında bulundu.

Yirmi üç uluslararası basın özgürlüğü, ifade hürriyeti ve gazetecilik örgütü, AK Parti ve iktidar müttefiki MHP tarafından 27 Mayıs’ta meclise sunulan “dezenformasyon ve yalan haber” konulu yasa tasarısını yayınladıkları bir ortak açıklamayla kınadı ve planın geri çekilmesini istedi. 

Tasarıda, korku ve panik yaratmaya, ülkenin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini ve Türkiye toplumunun genel sağlığını tehlikeye atmayı amaçlayanlar için üç yıla kadar hapis cezası öngörülüyor. Tasarı ayrıca, bilgilerin anonim kullanıcı hesaplarından yayınlandığı durumlarda herhangi bir hapis cezasını yüzde 50 oranında artıracak.

Yapılan çağrıda şu ifadeler yer alıyor:

" 'Dezenformasyon' ve ‘niyet’ tanımlarının bu kadar muğlak bırakıldığı bir yasa tasarısı, Türkiye’de milyonlarca internet kullanıcısını iktidarın onaylamadığı bilgileri paylaştığı için cezai işlem riskiyle karşı karşıya bırakıyor. Türkiye’nin son derece politize olmuş yargısının ellerine bırakılan yasa, gazetecileri ve aktivistleri taciz etmenin başka bir aracı haline gelebilir ve internette kapsamlı bir otosansüre neden olabilir.

Bu durum internetteki anonimliği ciddi şekilde baltalar ve yolsuzluk ve görevi kötüye kullanmanın kanıtlarını yayınlamak isteyebilecek ancak kamuoyuna açıklanmanın sonuçlarına dair çekinceleri olan kişileri daha da korkutur.

İktidarda bulunan AKP ve MHP ittifakı, tasarının Avrupa Birliği’nin Dijital Hizmetler Yasası ve Genel Veri Koruma Yönetmeliği ile uyumlu olduğunu iddia ediyor, ancak bu yasaların kapsamında böyle bir hüküm bulunmuyor.

Kanun tasarısı, haber sitelerini de Basın Kanunu kapsamına almayı öngörüyor. Bu, internet ortamında faaliyet gösteren mecralara bağlı gazetecilere resmi basın kartı tahsisi sağlayacak ve ayrıca kurumlara da Basın İlan Kurumu (BİK) aracılığıyla kamu reklam fonlarına erişimi mümkün kılacak. Ancak uygulamada bu, iktidarın hükümet yanlısı haber sitelerini finanse etmesine ve dezenformasyon yasasını ihlal ettiği düşünülen eleştirel medyayı kısıtlamasına olanak tanıyacaktır."

"Hükümet kimse ile görüşmeden aceleyle çıkartmak istiyor"

Taslak hazırlanırken hükümetin mevzuattan en çok etkilenmesi beklenen medya temsilcileri, editörler, gazetecilik dernekleri veya sendikalar ile herhangi bir görüşme yapmamış olması da eleştirildi.

Tasarı şu anda Meclis aşamasında ve metnin birkaç gün içinde hızla yasalaşması bekleniyor.

Çağrıda imzası olan kurumlar şunlar:

  • International Press Institute (IPI)
  • ARTICLE 19
  • Articolo 21
  • Association of European Journalists
  • Committee to Protect Journalists
  • Danish PEN
  • English PEN
  • European Centre for Press and Media Freedom (ECPMF)
  • European Federation of Journalists (EFJ)
  • IFEX
  • International Federation of Journalists (IFJ)
  • Media and Law Studies Association (MLSA)
  • Media Research Association (MEDAR)
  • OBC Transeuropa (OBCT)
  • PEN America
  • PEN International
  • PEN Norway
  • Platform for Independent Journalism (P24)
  • Reporters Without Borders (RSF)
  • South East Europe Media Organisation (SEEMO)
  • Swedish Pen
  • The Coalition For Women In Journalism (CFWIJ)
  • Turkey Human Rights Litigation Support Project
  • World Association of News Publishers (WAN-IFRA)
Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Temel dijital beceriler: Türkiye AB’nin çok gerisinde; bilgi ve veri okuryazarlığında sondan üçüncü

Fransa’da yasa dışı at eti ticareti yapan 18 kişi yargılanıyor

AB, Türkiye'ye verdiği mülteci fonunun nasıl harcandığını öğrenemiyor