Depremzedeler yıkımın ikinci ayında anlatıyor: 'Sağ kurtulduk ama travma yaşıyoruz'

Depremin ikinci ayında depremzedeler psikolojik olarak ne durumda?
Depremin ikinci ayında depremzedeler psikolojik olarak ne durumda? © Anadolu
© Anadolu
By euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button
Aşağıda yerleştirilen video haber linkini kopyalayın/yapıştırınCopy to clipboardCopied

‘’İnsanlar önce geriye dönebileceklerini düşündüler ama zamanla gördüler ki geriye dönecekleri bir Hatay, Maraş yok. Belki kurulacak ama şimdi yok. Tüm sosyal çevrelerini kaybettiler. Bir yalnızlık hissi var.’’

REKLAM

Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat'ta meydana gelen ve 10 ili etkileyen depremlerin üzerinden iki ay geçti.  İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından yapılan açıklamaya göre depremlerde yaşamını yitirenlerin sayısı 50 bin 399. Hala kimliklendirme çalışmaları devam ettiği için bu sayı önümüzdeki günlerde artabilir.

Depremden sağ kurtulanlar ise ayakta kalma mücadelesi içinde. Yakınlarını, evlerini ve şehirlerini kaybeden depremzedelerin bazıları gelen yardımlarla devam etmeye çalışırken, bir kısmı da başka şehirlere göç etmek durumunda kaldı.

6 Şubat’ta yıkılan evimizle hayallerimiz de yıkıldı. Geleceğimiz de yıkıldı. Evimiz, geleceğimiz kalmadı. Mülteci durumuna düştük.
Halit Demir
Depremzede

Halit Demir, Antakya’daki depremde evini ve arkadaşlarını kaybeden bir depremzede. Eşi ve dokuz aylık bebeği ile Adana’ya göç etti. Bir hayırsever vasıtasıyla daha yeni bir ev kiralayabildi, iki bin TL’ye.

Adana’ya yerleşmeden önce Halit Demir eşini ve bebeğini, önce Antalya’ya, sonra Erzincan ve Şanlıurfa’ya akrabalarının yanına göndermiş fakat rahat edemedikleri için son olarak Adana’ya yerleşme kararı almışlar.

‘’Bütün hayalim bir ev sahibi olmaktı. Düğün sonrasında kredi borcu çektik, altınları ortaya koyduk ve bir ev aldık. Otuz bin ödemesi kalmıştı evimizin. 6 Şubat’ta yıkılan evimizle hayallerimiz de yıkıldı. Geleceğimiz de yıkıldı. Evimiz, geleceğimiz kalmadı. Mülteci durumuna düştük. Toparlayabilir miyiz bilmiyorum. Devlet bize bir ev verecek mi, yeniden bir evimiz olacak mı kısa vadede toparlar mıyız bilmiyorum.’’

Gazeteci Halit Demir ve ailesini en çok üzen ise çocukluk arkadaşlarını, yakınlarını kaybetmiş olmaları…

‘’Eşim lise arkadaşlarını kaybetti. Eşimin arkadaşları kısa süre önce sırf kira ödememek için harabe bir eve taşındı. Ve enkazda öldüler. Hayallerimiz vardı, çocuklarımız aynı okula gidecekti. Olmadı. Eşim gizli gizli ağlıyor…’’

''Biz depremden sağ kurtulduk ama travma yaşıyoruz. Kaygılarımız var''

‘’Gelecek kaygımız var artık, bir gelecek düşünemiyoruz’’ diyor Halit Demir ve hayatı artık günübirlik yaşadıklarını, yaşama dair bir planlarının olmadığını söylüyor.

‘’Eşim bebeğin doğum gününü nerde kutlayalım diye sorduğunda bilmiyorum dedim. Hatta hayal de kurma dedim çünkü yarın ne olacağımız belli değil. Biz depremden sağ kurtulduk ama psikolojik travma yaşıyoruz. Kaygılarımız var. İnsanlar enkaz altındakilerin kurtarılması için o kadar bekledi ve feryat etti ki, evlerimizi kaybetmek çok önemli görünmedi... Çok fazla yakınımızı kaybettik.’’

Halit Demir, içinde bulunduğu ruh halini ‘çaresizlik’ olarak tarif ediyor.

‘’Her zaman bir çıkış yolu bulurdum, hep bir planım olurdu. Savaş muhabirliği yaptım ben ve hep bir çıkış yolumuz oldu bombardıman altında. Ama bu kez o kadar çaresiz ve kimsesiz kaldık ki söyleyecek cümle bulamadık. Gördüklerim karşısında bir şey yapamamak çok zordu.’’

Oğlum depremden bir süre sonra yatağında yatamadı. Kendini korumaya aldığını düşünerek bir süre cenin pozisyonunda yerde uyudu. 17 yaşında kendisine ait bir odası yok, psikolojik olarak iyi değil. Onun bu ülkeden gitme arzusu, umutsuz olması beni çok üzüyor.
Özlem Gürcü
Depremzede

Depremzede Özlem Gürcü’nün ise Malatya’daki evi ağır hasar aldı, kullanılmaz halde. Şimdi hayırseverlerin yardımıyla İstanbul’da yaşıyor. Depremin özellikle çocuklarının psikolojisini olumsuz etkilediğini anlatıyor.

‘’Evinizden ayrılıyorsunuz bir valizle. Bir bilinmezliğe gittik. Ama en çok çocuklarım etkilendi. Büyük oğlum uyuyamadı bir süre, sürekli sallandığını hissediyordu. Oğlum depremden bir süre sonra yatağında yatamadı. Kendini korumaya aldığını düşünerek bir süre cenin pozisyonunda yerde uyudu. 17 yaşında kendisine ait bir odası yok, çalışma masası yok ve psikolojik olarak iyi değil. Onun bu ülkeden gitme arzusu, umutsuz olması beni çok üzüyor.’’

Kısa vadede eski şartlarına dönebileceklerine inanmıyor Özlem Gürcü. Ve tek maaşla İstanbul’da yaşamanın zor olduğunu ifade ediyor.

‘’Evimizin bize teslim edilmesi üç yılı bulacak, eşim çalışıyor sadece. Tek maaş ile İstanbul’da geçinmek zor. O nedenle ben artık bir gelecek göremiyorum. Malatya’ya dönsek bir yer kiralasak yer yok, depo kiralamaya kalksak fiyatlar çok yüksek. Şimdi bu eve de kira vermiyorum, yardımlarla kira ödeniyor.’’

''Depremzedeler, unutulmuş hissi içinde...''

Depremin yaşandığı Hatay’a giden Psikolog İnci Becerik, depremin ilk anlarında insanların kaygılı ve şok halde olduğunu ifade ediyor. İlerleyen günlerde ise depremzedelerin şok halinin, hayal kırıklığı ve güven kaybına dönüştüğünü söylüyor. Şimdilerde de depremzedelerin unutulmuşluk hissi içinde olduğunu özellikle vurguluyor Psikolog Becerik.

‘’Güven kaybı ve güven alanını kaybetme içindeler. İnsanlar her şeylerini kaybettiğinde arkalarında duracakları bir yönetim olduğunu düşünür ama bu da enkaz altında kaldı. Çoklu yıkım ve geç müdahale sebebiyle insanlar genel güvenlik algısını da kaybetti. Sadece deprem kaygısı değil, bir yalnızlık süreci içindeler. Şimdi ise bu durum bir öfkeye, tepkiselliğe döndü.’’

Aynı zamanda depremden kurtulanların ‘ait hissetmeme’ duygusu içinde olduğunu anlatıyor Psikolog İnci Becerik.

REKLAM

‘’İnsanlar önce geriye dönebileceklerini düşündüler ama zamanla gördüler ki geriye dönecekleri bir Hatay, Maraş yok. Belki kurulacak ama şimdi yok. Tüm sosyal çevrelerini kaybettiler. Bir yalnızlık hissi var.’’

Psikolog İnci Becerik: İnsanlar kaybettikleri ile vedalaşamadı, yas süreci olmadı

Psikolog İnci Becerik, depremzedeleri içinde oldukları ruh halinden çıkarabilmek için evrensellik ilkesinin bir araya gelip toplu çalışmaların yapılması gerektiğini dile getiriyor.

Bununla birlikte sadece depremzedeler için değil depremzedelerle birlikte çarpanlar için de yani yakınları, aileleri ya da bu süreci yakından takip edenler için de bir çalışma yürütülmesi gerektiğini sözlerine ekliyor.

‘’Depremi bire bir yaşamamış ama deprem kaygısı ile karşılaşanlar var. Üniversitelerin kapanmasıyla üniversite öğrencileri de depremzede oldu. Bunlar da hayal kırıklığı ve yalnızlık hissi yarattı. Bunun yanı sıra insanlar kaybettikleri ile vedalaşamadı, yas süreci olmadı. Bu da yetersizlik hissine, öfkeye neden oldu.’’

Depremzedelerin şimdilerde tanıdıkları ve bildikleri yakınları kalmadığından ya da hazırlık süreci olmadan şehir değiştirmek durumunda kaldıklarından ötürü 'mülteci' hissi taşıdıklarını dile getiriyor psikolog İnci Becerik. 

REKLAM

Bu noktada psikolojik ve istihdam desteğinin yanı sıra birliktelik sağlayacak çalışmalara da ihtiyaç olduğunun altını çiziyor.

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

İsrail ordusu: Lübnan’dan 34 roket atıldı en az 5’i topraklarımıza düştü

BM: Depremler Türkiye'nin tarım üretiminin yüzde 20'sinin zarar görmesine neden oldu

Hindistan: Çöken tünelde mahsur kalan 41 işçinin tamamı kurtarıldı