Beşar Esad rejiminin devrilmesinin ardından ülkede geçiş dönemini görüşmek üzere yapılan ilk uluslararası toplantıda Suriyeli temsilciler yer almadı.
Türkiye, ABD ve Arap Birliği ülkelerinden üst düzey diplomatlar, Suriye'de Beşar Esad yönetiminin devrilmesinden sonra geçiş sürecine yardımcı olacak plan ve hedefleri görüşmek üzere Ürdün'de Cumartesi günü yapılan ilk uluslararası toplantıda bir araya geldi.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan dahil olmak üzere yaklaşık 12 dışişleri bakanının yanı sıra AB ve BM'den üst düzey yetkililer Ürdün'ün Akabe kentinde bir araya gelerek Suriye'deki yeni yönetimin öncelikleri konusunda bir fikir birliği oluşturmaya çalıştı.
Ancak toplantıya hiçbir Suriyeli temsilci katılmadı.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, bölgesel ortaklar arasında Suriye'nin yeni hükümetinin kapsayıcı olması, kadın ve azınlık haklarına saygı göstermesi, terörizmi reddetmesi ve Esad dönemine ait olduğundan şüphelenilen kimyasal silah stoklarını güvence altına alıp imha etmesi gerektiği konusunda geniş bir fikir birliği olduğunu belirtti.
Orta Doğu'da üç ülkeyi kapsayan bölgesel bir tura çıkan Blinken, bu hafta içinde Türkiye, Irak ve Ürdün'ü ziyaret etti. Perşembe gecesi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Ankara'da görüşmesinin ardından cuma günü Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani ile bir araya geldi.
BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen ile bir araya gelen Blinken, Suriye'nin önündeki zorlukları ve "özellikle yardım sağlanması ve azınlıkların korunması söz konusu olduğunda Birleşmiş Milletler'in kritik bir rol oynadığı Suriye liderliğindeki bir geçişi desteklemek için birlikte çalışma kararlılığını" konuşmayı beklediğini söyledi.
Pedersen de bu görüşe katılarak, "Suriye'de çok kritik olan şey, ülkedeki tüm toplulukları bir araya getiren güvenilir ve kapsayıcı bir siyasi süreç görmemizdir," dedi.
"İkinci nokta ise devlet kurumlarının çökmediğinden emin olmamız ve mümkün olduğunca hızlı bir şekilde insani yardım ulaştırmamız gerektiğidir. Eğer bunu başarabilirsek, belki de Suriye halkı için yeni bir fırsat doğacaktır."
Esad ailesinin onlarca yıllık iktidarının geçen hafta çökmesi, zaten istikrarsız olan bölgede istikrarsızlık ve kargaşa korkularının yeniden alevlenmesine yol açtı.
Bölge, Gazze'de devam eden İsrail-Hamas çatışması ve Lübnan'da İsrail ile Hizbullah arasında zayıf bir ateşkese rağmen süren çatışmaların ortasında kalmış durumda.