Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan uluslararası toplumu Lübnan'daki ateşkes anlaşmasına uyması için İsrail'e baskı yapmaya çağırdı.
REKLAM
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Çarşamba günü Lübnan Başbakanı Necip Mikati'yi Türkiye'nin başkenti Ankara'da ağırladı.
İkili görüşmede Mikati, İsrail'in Lübnan merkezli Hizbullah silahlı grubuna karşı saldırılarını yoğunlaştırmasıyla birçok şehri saldırıya uğrayan Lübnan'daki durum hakkında Cumhurbaşkanı Erdoğan'a bilgi verdi.
Mikati, İsrail'in ateşkes anlaşmasına rağmen Lübnan topraklarını ihlal etmeye devam ettiğini belirtti.
Görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Erdoğan, "Uluslararası toplum ateşkese harfiyen uyması için İsrail'e baskı yapmaya devam etmelidir," dedi.
Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: "[İsrail] Lübnan'da neden olduğu zararı telafi etmelidir. Biz bu konuda üzerimize düşeni yapmaya devam edeceğiz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan Ankara'nın Orta Doğu politikasının tutarlı olduğunu, sadece Gazze'de sağlanacak bir ateşkesin gerçek anlamda istikrar getirebileceğini ve çatışmaların komşu ülkelere sıçramasını önleyebileceğini belirtti.
İsrail'i de eleştiren Erdoğan, "Kim daha fazla kan dökerek, daha fazla yıkarak, sivilleri yok ederek, katlederek güvenliğini arttırabileceğine inanıyorsa vahim bir yanılgı içindedir. İsrail hükümetinin bu gerçeği hala anlamadığına, daha doğrusu anlamak istemediğine tanık oluyoruz."
Ülkesinin Lübnan'a ve halkına desteğini yineleyen Erdoğan, "İsrail saldırganlığına karşı elindeki tüm imkânlarla" Lübnan'ın yanında durmaya devam edeceği sözünü verdi. Erdoğan, Başbakan Mikati'yi bu zor aylarda ülkeyi yönettiği ve liderlik ettiği için övdü.
Lübnan Başbakanı da Ankara'nın desteği için Cumhurbaşkanı Erdoğan'a teşekkür etti, ancak ülkesindeki durumun hala vahim olduğunu belirtti.
Mikati, "Ülkemiz, aylardır artık kimseden gizlenemeyen insani, ekonomik, mali, sosyal ve çevresel yansımalar bırakan İsrail saldırganlığından büyük acılar çekti ve çekmeye devam ediyor," dedi.
Mikati, İsrail'in Lübnan'ın egemenliğini ihlal etmeye devam ettiğini ve her gün gerçekleştirdiği doğrudan askeri eylemlerle toprak bütünlüğünü tehdit ettiğini vurguladı. "Bu eylemler ateşkes anlaşmasında belirtilen taahhütlerin ihlalidir," dedi.
Suriye'deki gelişmeler
Kuzey sınırlarında Türkiye ve güneybatı bölgelerinde Lübnan ile komşu olan Suriye'de Beşar Esad, 8 Aralık'ta dramatik bir isyanın kendisini ülkeden kaçmaya zorlamasının ardından devrildi.
O tarihten bu yana İsrail'in başkent Şam'ın dış mahalleleri de dâhil olmak üzere Suriye'de birçok hedefi vurduğu bildiriliyor. İsrail, saldırılarının yalnızca stratejik silah stokları ve askeri varlıklar da dahil olmak üzere kilit askeri hedefleri hedef aldığını iddia ediyor.
Amaçlarının Suriye'nin güneyinde "steril bir savunma bölgesi" oluşturmak olduğunu belirten İsrail, tek hedeflerinin ulusal güvenliklerini tehdit edebilecek tehlikeli silahların aşırılık yanlılarının eline geçmesini önlemek olduğunu ifade ediyor.
Esad hükümetinin düşmesinden sadece saatler sonra İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İsrail ordusuna 1974 yılında İsrail ve Suriye arasında kurulan Golan tepelerindeki tampon bölgeye ilerlemesi ve burayı işgal etmesi talimatını verdi.
Netanyahu bu hamlenin ülkesinin güvenliği için gerekli olduğunu, zira Esad güçlerinin geri çekildiğini ve potansiyel tehlikeye açık bir alan bıraktığını söyledi. Başka bir güvenlik düzenlemesi bulunana kadar güçlerinin geri çekilmeyeceğini belirtti. Ancak Arap Birliği de dahil olmak üzere bölge ülkeleri bu hamleyi Suriye topraklarına bir saldırı olarak nitelendirerek eleştirdi.
"Suriye'nin toprak bütünlüğünün ve üniter yapısının korunması da aynı şekilde ülkemizin asla taviz vermeyeceği bir konudur. Türkiye, ihtilafın başından bu yana olduğu gibi bu süreçte de Suriye halkının yanında yer alacak ve gereken her türlü katkıyı sağlayacaktır," diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail'e açık bir uyarıda bulundu.
Erdoğan, Ankara'nın onlarca yıldır acı ve ızdırap çeken Suriye halkının yanında olacağını da sözlerine ekledi. Erdoğan, Suriye'nin yeniden inşası, normal hayata dönmesi ve Suriye'nin farklı din, kültür, kabile ve etnik kökenlerini temsil eden kalıcı, kapsayıcı ve kuşatıcı bir yönetimin kurulmasının Türkiye için öncelikli olduğunu söyledi.
Mikati, Ankara'nın başta Suriye olmak üzere bölgede istikrarın sağlanmasında oynadığı önemli rolü takdir etti. "Suriye, topraklarının bir kısmının İsrail tarafından işgal edilmesine tanık oluyor. Bu işgalin derhal sona erdirilmesi için güçlü bir baskı oluşturulmalıdır. Ayrıca kardeş Suriye halkına özgürlük ve istikrar dilerken, Suriye'nin birliğini, halkının bütünlüğünü ve toprakları üzerindeki tam egemenliğini teyit ediyoruz."
Mikati ayrıca Beyrut'un Lübnan-Suriye ilişkilerinin mümkün olan en iyi seviyeye ulaşması için Suriye halkıyla birlikte çalışma arzusunu dile getirdi. Mikati, ülkesinin Şam ile karşılıklı saygı, iş birliği ve iyi komşuluk temelinde bağlar kurmayı umduğunu belirtti.