Newsletter Haber Bülteni Events Etkinlikler Podcasts Video Africanews
Loader
Bize Ulaşın
Reklam

Diğer ülkeler Sudan'ın savaşa sürüklenmesinden nasıl fayda sağlamaya çalışıyor?

Sudanlı bir adam, Sudan ordusunun 2025 Ocak'ta orta kesimdeki Wad Madani kentine girdiği haberlerinin ardından Sudan bayrağı sallayarak el hareketi yapıyor.
Sudanlı bir adam, Sudan ordusunun 2025 Ocak'ta orta kesimdeki Wad Madani kentine girdiği haberlerinin ardından Sudan bayrağı sallayarak el hareketi yapıyor. ©  Marwan Ali/AP
© Marwan Ali/AP
By Gregory Holyoke
Yayınlanma Tarihi
Haberi paylaşın Yorumlar
Haberi paylaşın Close Button

Rusya, Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri, dünyanın halen devam eden en kötü iç savaşlarından birinin sonucundan elde edecekleri çok şey olan birçok ülkeden sadece üçü.

REKLAM

Sudan'da büyüyen çatışmalar 2024 yılında Gazze ve Ukrayna'daki savaşlar nedeniyle geri planda kalsa da ülkede gün geçtikçe kaos havası esmeye devam ediyor.

Ancak Sudan'daki iç savaş küresel ölçekte geri planda kalmaktan çıkabilir.

Görevden ayrılan Biden yönetimi, 7 Ocak'ta paramiliter Hızlı Destek Güçleri'ni (RSF) resmen soykırımla suçlamıştı. Kısa bir süre sonra RSF ile çatışan Sudan Silahlı Kuvvetleri (SAF) başkent Hartum'u ve şehrin güneyinde stratejik açıdan önemli bir eyalet olan Gezirah'ın büyük bölümünü geri aldı.

Geçtiğimiz Perşembe günü Washington, bu kez güçleri "sivil altyapıyı ayrım gözetmeksizin bombalamak, okullara, pazarlara ve hastanelere saldırmak ve yargısız infazlar yapmakla" ve uluslararası hukuka göre yasa dışı olan kimyasal silah kullanmakla suçlanan SAF lideri General Abdel Fattah al-Burhan'ı hedef alan yeni yaptırımlar açıkladı.

Yine de çatışmayı yakından izleyenlerin çoğu gidişatın SAF'ın lehine döndüğünü düşünüyor.

Daha önce Birleşmiş Milletler için danışmanlık yapan Sudanlı siyasi analist Kholood Khair, "Bunun en azından SAF için bir dönüm noktası olmasının çok mümkün olduğunu düşünüyorum," dedi.

Khair, Nisan 2023'te savaş patlak verene kadar Hartum'da görev yapıyordu.

Princeton Üniversitesi'nden Euronews'e konuşan Shaza Elmahdi ise SAF'ın bir yılı aşkın süredir geri planda olduğunu ancak son gelişmelerin SAF'ı önemli ölçüde "gençleştirdiğini" ve RSF'yi zayıflattığını söyledi.

Uzun süredir Sudan'daki demokrasi yanlısı hareketin içinde yer alan aktivist Shaza Elmahdi, siyasi analist Khair'in sözlerini yineleyerek, "Eninde sonunda RSF'nin kaynaklarının tükeneceğini söyleyebilirim. Çok fazla destek alamayacaklar. Ülkeyi yönetme konusunda onlar için bir gelecek görmüyorum. SAF'ın yeniden iktidara gelmesi için bir gelecek görüyorum," diye konuştu.

Savaşa giden yol

2019 yılında Sudan'ın uzun süreli diktatörü Ömer El Beşir ve muhafazakâr gelenekçi Ulusal Kongre Partisi, bir yıl süren yoğun protestoların ardından askeri bir darbeyle devrildi.

Takip eden çalkantılı yıllarda Sudan sivil ve askeri yönetim arasında gidip geldi ancak pratikte RSF'nin geçici desteğiyle SAF tarafından yönetildi - RSF, Haziran 2019'da yaklaşık 100 kişinin öldürüldüğü ve düzinelerce kadının tecavüze uğradığı bir oturma eyleminin acımasızca bastırılmasına yardım etmişti.

İç savaş, darbenin ardından ortaya çıkan yeni düzenin istikrardan uzak olacağı beklentilerini kanıtlar nitelikte.

Alman Dış ve Güvenlik İlişkileri Konseyi'nde araştırma görevlisi olan Dr. Gerrit Kurtz'a göre, 2013'te "neredeyse RSF kurulduğundan beri kavgalı olan" iki grup arasında hızla çatlaklar ortaya çıktı.

Khair, bu bölünmelerin uluslararası toplum tarafından görmezden gelindiğini iddia ediyor.

Sudanlı General Abdülfettah Burhan, SAF Komutanı.
Sudanlı General Abdülfettah Burhan, SAF Komutanı. Hussein Malla/Copyright 2019 The AP. All rights reserved.

Sudan halkının, çatışmalar öncesinde "şehirdeki gerilimi hissettiğini" belirten Khair, "Savaş patlak vermeden birkaç hafta önce, konuştuğum diplomatları ve temelde kulak veren herkesi savaşın yakın olduğu konusunda uyarıyordum. RSF tanklarının köprüden geçerek Hartum'a girdiğini gördük," sözlerini dile getirdi.

Bu uyarılara rağmen, birçok yabancı hükümet sahada olup bitenlerden çok kendi çıkarlarına odaklanmıştı.

Gözlemlerini aktaran Khair, "Avrupalılar için mesele göç, Amerikalılar için ise Kızıldeniz'in güvenliğiydi. O dönemde Batı Afrika ve Sahel'de bu ülkeleri Rusya'ya yönelten ya da kayıran tüm bu darbeleri görüyorduk. Bizi savaşa götüren her bir işareti tamamen gözden kaçırdılar," değerlendirmesini yaptı.

RSF 15 Nisan 2023'te SAF üslerine ve Hartum havaalanına saldırılar düzenlediğinde, sadece iki grup arasında değil, tam ölçekli bir iç savaş patlak verdi.

SAF şemsiyesi altında toplanan bir grup küçük güç, ülke çapında faaliyet gösteriyor ve RSF Sahel'de faaliyet gösteren göçebe Arap Janjaweed grubundan milislerin desteğini talep etse de hâlâ nispeten uyumlu bir liderliğe sahip.

SAF ve RSF, yerel müttefiklerinin yanı sıra kendilerini destekleyen ve tedarikçi rolü oynayan önemli uluslararası destekçilere de güveniyor.

Silahlar ve altın

SAF, subaylarının ve liderlerinin çoğunun eğitim gördüğü Mısır'dan uzun süredir destek alırken, RSF, Yemen'deki Husi isyancılara karşı Suudi liderliğindeki kampanyada yardım ettiği Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile güçlü bir ilişki sürdürdü.

ABD'nin önde gelen avukatlarından ve İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün eski direktörlerinden Kenneth Roth, "Suudiler ağırlıklı olarak hava savaşına odaklanırken - büyük ölçüde sivilleri vurmayı başarırken - BAE daha önemli bir kara varlığına sahip," dedi.

BAE, kara varlığının bir parçası olarak 2016'dan itibaren yaklaşık 40.000 RSF askerine güveniyordu. Ekim 2019 itibariyle 10.000 asker Sudan'a geri gönderilmişti.

Kenneth Roth, RSF'nin askeri yardımının BAE'nin paramiliter grupla ilişkilerinde uzun zamandır önde gelen bir faktör olmasına rağmen, ilişkilerinin "tamamen merkantilist" bir tarafı olduğunu söyledi.

Merkantilizm, bir ekonominin ihracatını en üst düzeye çıkarmak ve ithalatını en aza inmesini amaçlayan milliyetçi bir ekonomi politikası olarak biliniyor.

Doğu Nil bölgesindeki RSF kuvvetleri, 2019.
Doğu Nil bölgesindeki RSF kuvvetleri, 2019. Hussein Malla/Copyright 2019 The AP. All rights reserved.

BAE dünyanın en büyük altın ithalatçılarından biri ve Sudan'ın RSF kontrolündeki bölgelerinden yılda on milyarlarca dolar değerinde değerli metal ticareti yapıyor.

Bunun karşılığında örgüte hem silah hem de nakit para sağlıyor. Sudan'ın altına hücumuna katılan tek dış aktör de Birleşik Arap Emirlikleri değil.

Khair, "Mısırlılar, savaş başladığından beri, altın yataklarının her zamankinden daha fazla olduğunu açıklıyor. Mısır'ın o kadar altını yok. Açıkça görülüyor ki altınlarını SAF'tan alıyorlar," diye konuştu.

Medyada yer alan çok sayıda haber, Sudan'ın kuzeyinden Mısır'a uzanan sınır boyunca altın kaçakçılığı yapıldığına işaret ediyor ve Mısır sınır devriyelerinin bu yasa dışı ticarete kasıtlı olarak göz yumuyor olabileceğini gösteriyor.

Savaşın patlak vermesinden bu yana Mısır, yaklaşık 3 milyon Sudanlı mülteciyi kabul etti. Mısır ekonomisinde 2022'den bu yana düşüş yaşanırken, o zamandan beri Mısır poundu euro karşısında değer kaybederek 17'den yaklaşık 50'ye seviyelerine yükseldi.

Ancak Khair, hükümetin bu sorunları genellikle iç politikaya değil Sudanlı akınına bağladığını söylüyor.

Khair, "Şu anda Sudan'ın savaş ekonomisini büyük ölçüde emen ve çözüm aramak için hiçbir teşviki olmayan ülkeler var," diye konuştu.

Jeopolitik konum

Dış aktörleri çatışmanın içine çeken sadece altın değil.

Araştırma görevlisi olan Dr. Gerrit Kurtz, Khair ve Elmahdi, Sudan'ın stratejik konumunu yabancı müdahalesinin başlıca nedeni olarak gösteriyor.

"Emirliklerin artan ilgisi limanlarda" diyen Elmahdi'nin teşhisi, BAE'nin çıkarlarının sadece ekonomik olmadığını öne süren Khair tarafından da yinelendi.

Khair, "Bu bir kaynak ve aynı zamanda potansiyel siyasi rakiplerini zayıflatma meselesi. Bu yüzden BAE her şeyden önce Suudi Arabistan'a bakıyor. Suudi Arabistan'ın erişimini zayıflatmak istiyor," dedi.

Khair sözlerine şöyle devam etti:

"Bu emperyalizme çok Britanyalı bir yaklaşım: küçük bir ülkenin dünyanın farklı yerlerinde çok sayıda limana sahip olması."

Kurtz'a göre SAF'ı destekleyen İran da Port Sudan'a erişim için bastırıyor ve SAF bunu ABD'den destek almak için bir pazarlık kozu olarak kullanıyor.

İnsanlar, 19 Haziran 2023'te Sudan'ın Hartum kentinden ayrılırken.
İnsanlar, 19 Haziran 2023'te Sudan'ın Hartum kentinden ayrılırken. AP/Copyright 2023 The AP. All rights reserved.

Bölgedeki çatışmalardan hiçbir zaman uzak kalmayan Rusya ise hem SAF'ı hem de RSF'yi aynı anda destekliyor.

Khair, "Sudan'ı bir bütün olarak görmüyor," diyor, "üniter bir ülke olarak değil, iki jeopolitik bölgede yer alan bir ülke olarak görüyor: Kızıldeniz ve Sahel."

"Ve RSF'nin Sahel'deki çalışmalarının ayrılmaz bir parçası olduğunu ve SAF'ın da Kızıldeniz'deki çalışmalarının ayrılmaz bir parçası olduğunu biliyor. Yani aslında bir çelişki görmüyor."

"Ayrıca her ikisinden de bir sürü altın alıyor," diye belirtti.

Ancak Khair ve Kurtz, çatışmanın sadece bir vekalet savaşı olduğu fikrine şiddetle karşı çıkarak, bu etiketin sahadaki gerçeklerden uzaklaştığını söyledi.

"Dış müdahale ve dış destekten bahsedebilirsiniz, bahsetmelisiniz. Buna şüphe yok," diye açıkladı Kurtz. "Bu, bunun bir vekalet savaşı olduğu anlamına gelmiyor. Savaşın ana odağı bu değil. Asıl odak noktası Sudan'daki iktidar."

Bundan sonra ne olacak?

Çatışma sadece sahadaki son gelişmeler nedeniyle değil, aynı zamanda şimdiye kadar müdahil olan dış destekçilerin değişen koşulları nedeniyle de yeni bir aşamaya girecek gibi görünüyor.

Hem Rusya hem de İran çeşitli savaşları yürütmenin ve desteklemenin -özellikle de Rusya'nın Ukrayna'yı geniş çaplı işgalinin- büyük maliyetini üstlenmiş olsalar da, Orta Doğu ve Sahel'deki zaman zaman ağırlaşan etkilerini sürdürmeye kararlılar.

Ancak Beşar Esad'ın Suriye'de iktidardan düşmesiyle birlikte İran ve Rusya, en önemli bölgesel müttefiklerinden birini ve Moskova'nın durumunda en önemli Akdeniz deniz üssünü kaybetti.

Pek çok analist, Rusya'nın şimdi nüfuzunu güçlendirmek için Sudan ve Libya gibi ülkelere baktığını tahmin ediyor.

Rusya, Suriye'den Libya'ya asker ve teçhizat aktarmaya başladı. Esad'ın devrilmesini izleyen hafta içinde en az dört Rus Il-76 kargo uçağının Moskova'dan ya da Belarus'un başkenti Minsk'ten Libya'nın Bingazi kentine gittiği biliniyor.

Bu arada Yemen'de devam eden barış görüşmelerinin başarıya ulaşması kesin değil ancak bir tür çözüme doğru ilerleme BAE'nin jeopolitik olarak dikkatinin daha az dağılmasına ve Sudan'daki nüfuzunu genişletmek için daha iyi kaynaklara sahip olmasına neden olabilir.

Khair, ABD'nin soykırım iddiasının "Biden yönetiminde çok geç" geldiğini iddia etse de, bunun savaşta önemli bir dönüm noktası olduğu konusunda genel bir fikir birliği var.

İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün eski direktörlerinden Kenneth Roth, "Suçlamanın yüzde 100 doğru olduğunu düşünüyorum. Ne olduğunu söylemesine sevindim," ifadelerini kullansa da, bunu Biden yönetiminin İsrail'in Gazze'deki yıkıcı harekatı sırasında taktığını söylediği "at gözlüğü" ile karşılaştırdı

Euronews'e konuşan Roth, "Trump (soykırım ilanını) geri alamaz. 'Dışişleri Bakanlığım aynı fikirde değil' dese bile olan olmuş demektir," sözlerini dile getirdi

Diğerleri ise RSF'yi soykırımla suçlamanın savaşan tüm tarafların BM raporuna göre büyük savaş suçu sayılabilecek eylemlerini görmezden gelmesinden endişe ediyor. Bazıları bunun savaşı uzatabileceğini bile savunuyor.

Alman Dış ve Güvenlik İlişkileri Konseyi'nden araştırma görevlisi Dr. Gerrit Kurtz, "Bu soykırım tespitinin Sudan'daki savaşta daha taraflı bir duruşa katkıda bulunma ihtimali de var. Bu da savaşı sona erdirmeyi daha da zorlaştıracak çünkü daha fazla askerileşmeye yol açacak," yorumunu yaptı.

Khair ise konuyu tekrar insani maliyete getirerek, "İnsanlar SAF ve RSF'nin, hepsi aynı anlama gelen çok farklı şeyler için, yani çok sayıda sivilin öldürülmesi nedeniyle yaptırıma uğramasını bekliyor. Bu bir yıpratma savaşına dönüşüyor," yorumunu yaptı.

Erişilebilirlik kısayollarına git
Haberi paylaşın Yorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

HRW: 'Sudan İç Savaşı'nda militanlar, 7 yaşından küçük kız çocuklarına tecavüz etti'

Uluslararası Af Örgütü, Sudan'da ambargoya rağmen Fransız silahlarının kullanıldığını bildirdi

Rusya, Sudan'da kargo uçağının düşürüldüğü iddialarını araştırıyor