Toplantı, İsrail’in saldırısından bu yana İran ile yüz yüze ilk diplomatik görüşme olacak.
İngiltere, Fransa ve Almanya dışişleri bakanları, İsrail’in beş gün süren bombardımanının ardından önemli bir diplomatik adım olabilecek bir görüşme için İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ile buluşmayı planlıyor.
Toplantının cuma günü Cenevre’de yapılması planlanıyor, ancak Tahran’dan henüz son onay gelmedi. Onay gelirse, bu toplantı İsrail’in İran’daki askeri ve nükleer tesislere saldırı başlatmasından sonra gerçekleşecek ilk yüz yüze diplomatik görüşme olacak.
Arakçi, bu hafta başında üç Avrupa dışişleri bakanıyla telefonda konuştu, ancak ABD Başkanı Donald Trump’ın Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff ile görüşmeyi reddetti. Bunun sebebi olarak, İsrail’in İran genelindeki saldırılarının ABD tarafından onaylanmış olması gösterildi. Arakçi, İranlıların İsrail’in saldırısı altında olduğu bir ortamda Witkoff ile görüşmenin mümkün olmadığını söyledi.
Planlanan Cenevre toplantısından önce, İngiltere Dışişleri Bakanı David Lammy, Washington’da ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile Orta Doğu’daki mevcut durumu konuşmak için bir araya gelecek.
AB’nin hedefi
Bu sefer doğrudan yer almıyor olsa da, AB diplomatik kolaylaştırıcı rolünü perde arkasında sürdürerek, hem Avrupa ülkeleri arasındaki hem de Avrupa ile ABD arasındaki farklılıkları aşmaya çalışıyor.
AB’nin görüşmelerdeki görünürlüğü, 2015 anlaşmasının baş mimarlarından ve güçlü savunucularından olan eski dış politika şefi Federica Mogherini döneminden bu yana belirgin şekilde azaldı.
Görünürlüğü sınırlı olsa da, AB koordinasyon çabalarıyla müzakerelerin sonucunu şekillendirmeyi ya da en azından İran’ın nükleer dosyasına yönelik çok taraflı diplomasinin yeniden canlanması için kapıyı açık tutmayı umuyor.
Euronews’ün, AB dış politika şefi Kaja Kallas’ın görüşmelere katılıp katılmayacağına ilişkin sorusuna Avrupa Komisyonu sözcüsü net bir yanıt vermedi.
“Her zaman diyaloğa ve müzakereye açık olduğumuzu ifade ettik. Böyle bir diyalog gerçekleştiğinde sizi bilgilendireceğiz,” diyen sözcü, son dakikada yapılabilecek bir davetin ihtimalini açık bıraktı.
Görüşme öncesinde, Avrupalı bakanların Almanya’nın Cenevre’deki daimi temsilciliğinde Kallas ile bir araya gelmesi bekleniyor. Bu adım, AB’nin dolaylı da olsa diplomasi yürütme çabalarının sürdüğünü gösteriyor.
Cuma günü yapılacak görüşmelerde, ABD ile birlikte hareket edilerek, İran’ın nükleer programını nasıl azaltabileceği veya tamamen durdurabileceği konuşulacak.
Arakçi, çarşamba gecesi sosyal medyada yayımladığı mesajda İran’ın kendini savunduğunu belirterek, “İran, her zaman kamuoyuna taahhüt ettiği şeyi eylemle kanıtlamıştır: Hiçbir zaman nükleer silah arayışında olmadık ve olmayacağız,” dedi.
İsrail ile yapılan görüşmeler hariç, İran’ın “diplomasiyi sürdürmeye devam ettiğini” ve “daha önce olduğu gibi ciddi ve geleceğe dönük bir bakış açısına sahip olduğunu” yazdı.
Trump, sosyal medyada İran’ın koşulsuz teslim olmasını ve Tahran’daki 10 milyon kişinin şehirden ayrılmasını isteyen paylaşımlar yaparak diplomasinin önünü tıkadı.
Buna karşılık, Fransa, İngiltere ve Almanya, diplomasinin ve gerilimin azaltılmasının önemine vurgu yaptı. Üç ülke de İran’da dışarıdan dayatılan bir değişimden yana olmadıklarını ve İsrail’in saldırılarını doğrudan desteklemediklerini belirterek, İsrail’in uluslararası hukuka uygun olarak kendini savunma hakkı olduğunu belirttiler.
Almanya Şansölyesi Friedrich Merz, rejim değişikliklerinin olabileceğini ve İsrail’in başkalarının kirli işlerini yaptığını ifade etti.
Üç ülke, İran’ın düşük seviyede uranyum zenginleştirmesine izin veren ve dış denetim şartı getiren 2015 İran nükleer anlaşmasının tarafları.
Trump, 2018’de ABD’yi bu anlaşmadan çekti. Bir yıl sonra İran anlaşmadan kısmen çekildiğini açıkladı.
Üç ülke, bir tavır değişikliğine gitmezken, ABD ise İran’ın kendi topraklarında nükleer zenginleştirme yapmasını tamamen durdurmasını istiyor.