Belçika'da sendikaların hükümetin kemer sıkma önlemlerine karşı üç günlük grev düzenlemesi nedeniyle pazartesi gününden bu yana toplu taşıma, havalimanları ve limanlarda büyük aksamalar yaşandı.
Belçika, sendikaların hükümetin kemer sıkma önlemlerine karşı düzenlediği üç günlük grevin son gününde ülke çapında ciddi aksamalara sahne oldu. Özel sektörün bazı bölümleri de ilk kez greve katıldı.
Çarşamba günü toplu taşımada aksaklıklar sürdü ancak önceki günlere kıyasla daha fazla tramvay, otobüs ve tren seferi yapılabildi. Eğitim sektöründe de ikinci gün üst üste greve giden öğretmenler nedeniyle aksamalar devam etti.
Belçika’nın iki büyük havaalanında ciddi kesintiler yaşanıyor. Charleroi Havalimanı’nda hiçbir uçuşun kalkışına veya varışına izin verilmiyor. Brüksel Havalimanı ise tüm kalkışları iptal etti ve gelen uçuşlarda da sorunlar yaşanabileceği konusunda uyardı.
Belçika’nın en büyük ikinci havalimanı Charleroi, yaptığı açıklamada şunları yazdı:
“Sendikaların 26 Kasım Çarşamba günü için planladığı ulusal eylem günü ve güvenli operasyonları sağlayacak personel eksikliği nedeniyle tarifeli uçuşların gerçekleştirilmesi mümkün değildir.”
Belga haber ajansına göre, Flanders bölgesindeki limanlarda da operasyonel sorunlar yaşandı; Anvers, Gent ve Zeebrugge limanlarına onlarca gemi giriş-çıkış yapamadı.
Bazı süpermarketler kapandı ancak etkinin sınırlı olduğu, asıl aksamanın mağaza depolarında yaşandığı bildirildi. Bu bilgiyi Flamanca kamu yayıncısı VRT aktardı.
Ülke genelindeki birçok cezaevinde de grev nedeniyle görevler aksadı; gardiyanların iş bırakmasının ardından polis ve Kızıl Haç personeli geçici olarak görevleri devraldı.
VRT, "Grevler ağırlıklı olarak kamu sektörünü kapsasa da, özel sektördeki bazı şirketler de çarşamba günü eyleme katılacağını açıkladı," diye yazdı.
Sendikalar neden greve gitti?
Belçika’nın en büyük üç sendikasının organize ettiği üç günlük grev, beş partili koalisyon hükümetinin 20 saatlik görüşme trafiğinin ardından aynı gün uzun süredir beklenen bütçe anlaşmasına varmasına rağmen pazartesi günü başladı.
Bazı ürün ve hizmetlerde vergi artışları ve kamu harcamalarında kesintiler içeren anlaşmanın, 2029 yılına kadar federal bütçe açığını 9,2 milyar euro (451 milyar TL) azaltması bekleniyor.
Belçika’nın bütçe açığı 2024 sonunda yüzde 4,5 seviyesindeydi ve ulusal borç gayrisafi yurt içi hasılasının (GSYİH) yüzde 100’ünü aşıyordu. Bu tablo, bütçe açığının yüzde 3’ün, borç seviyesinin ise yüzde 60’ın altında tutulmasını öngören AB mali kurallarının ihlali anlamına geliyor.
Anlaşma ülkede karışık tepkiler yarattı. Sendikalar bazı tedbirleri olumlu karşılasa da, birçok sendika temsilcisi yapılan anlaşmanın taleplerini karşılamaktan uzak olduğunu savunuyor.
İşçi sendikası ABVV Başkanı Bert Engelaar, pazartesi günü Felemenkçe siyasi program De Afspraak’ta katıldığı tartışmada, “Bunun dengeli bir anlaşma olduğunu düşünmüyorum,” dedi ve anlaşmanın yalnızca bir başlangıç olduğunu, Belçika’nın bütçe açığını kapatmak için muhtemelen daha fazla önlem alınması gerekeceğini belirtti.
Engelaar, “[Müzakere] masasında yer almadığımız sürece bu sadece ilk adımdır,” diye ekledi.
Müzakerelere katılan birçok siyasetçi de bir bütçe anlaşmasına varmanın zorlu konularla yüzleşmeyi ve ciddi tavizler vermeyi gerektirdiğini kabul etti.
Belçika Başbakanı Bart De Wever da yapılacak çok iş olduğunu itiraf ederek, Winston Churchill’den alıntı yaptı:
“Bu son değil. Hatta sonun başlangıcı bile değil. Ama belki de başlangıcın sonu.”
Ülke genelinde grevler, hükümetin yüksek ulusal borcu azaltmaya yönelik mali planları nedeniyle artan kamu hoşnutsuzluğuyla birlikte daha yaygın ve daha sık hâle geldi.
Kamu yayıncısı VRT’nin aktardığına göre, ülke bu yıl yalnızca trenlerde 25 grev yaşadı. Grevlere katılan öğretmen sayısı da rekor seviyeye ulaşmış durumda. 2001’den bu yana ilk kez, öğretmenler iki gün üst üste iş bırakma eylemi yaptı.