Washington, Maduro hükümetinin uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele kapsamında hedef alındığını savunurken, Caracas bu operasyonları 'darbe girişimi' ve 'ülkenin petrol kaynaklarını ele geçirme planı' olarak nitelendiriyor.
Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, ABD Başkanı Donald Trump ile yaklaşık 10 gün önce telefonda görüştüğünü doğrulayarak, görüşmeyi “saygılı” ve “hatta samimi” olarak nitelendirdi.
Görüşme, ABD’nin Latin Amerika’da askeri baskıyı artırdığı, Venezuela’ya yönelik yaptırımların sertleştiği bir dönemde gerçekleşti.
Maduro, devlet televizyonunda yaptığı açıklamada, “Bu görüşme devletler arası saygıya dayalı bir diyaloğa doğru adım atıldığı anlamına geliyorsa, diyaloğa hoşgeldiniz, diplomasiye hoşgeldiniz. Biz daima barışı savunacağız,” dedi.
Trump da görüşmeyi doğruladı ancak içerikle ilgili ayrıntı vermedi. Air Force One uçağında gazetecilerin soruları üzerine ABD Başkanı, “İyi geçti de diyemem, kötü geçti de. Bir telefon görüşmesiydi işte,” ifadelerini kullandı.
Venezuela üzerinde askeri ve ekonomik baskı
Görüşme, ABD’nin Venezuela üzerindeki askeri ve ekonomik baskıyı artırdığı bir dönemde gerçekleşti.
ABD, ağustostan bu yana Karayipler’e savaş gemileri konuşlandırıyor. Bunlar arasında dünyanın en büyük uçak gemisi de var.
Eylül ayından bu yana Karayip sularında 22 gemiye yönelik operasyonlarda en az 83 kişi öldürüldü. Trump yönetimi, kara operasyonlarının da gündeme gelebileceğini belirtiyor.
Washington, Maduro hükümetinin uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele kapsamında hedef alındığını savunurken, Caracas bu operasyonları “darbe girişimi” ve “ülkenin petrol kaynaklarını ele geçirme planı” olarak nitelendiriyor.
ABD, Maduro’nun Cártel de los Soles (Güneş Karteli) olarak bilinen ve uyuşturucu trafiğiyle ilişkilendirilen örgütün lideri olduğunu iddia ediyor.
24 Kasım’da bu yapı yabancı terör örgütü ilan edilmiş, Maduro’nun yakalanmasına yardımcı olacak bilgi için 50 milyon dolar ödül konmuştu.
Maduro yönetimi, ABD’nin yaptırımlarla ülkenin doğal kaynaklarını hedef aldığını savunurken, ekonomik kriz ve uluslararası izolasyon da derinleşiyor. Washington ise Maduro’yu “uyuşturucu ağının parçası olmakla” suçlayarak baskıyı artırmayı sürdürüyor.
Bu son telefon görüşmesi, iki ülke ilişkilerinin geleceğine dair bir yumuşama ihtimali yaratmış olsa da, tarafların açıklamaları belirsizliği koruyor.
Güvence karşılığında görevden ayrılacak mı?
Reuters’ın bu hafta yayımladığı bir habere göre Maduro, Trump’a tam yasal af, aileye yönelik güvence, ABD yaptırımlarının kaldırılması ve Uluslararası Ceza Mahkemesi’ndeki davanın kapatılması karşılığında görevden ayrılabileceğini iletti.
Venezuela hükümeti ABD'nin iddialarıni resmen doğrulamadı; ancak Maduro, konuşmasında iki ülke arasındaki diyalog ihtimaline vurgu yaparak diplomasiye açık mesajlar verdi.