Venezuela’nın eski istihbarat şefi Hugo Carvajal, Nicolas Maduro hükümetini “narko-terörist bir örgüt” olmakla suçladı ve ABD yetkilileriyle iş birliği yapmaya hazır olduğunu açıkladı.
“El Pollo” olarak da bilinen Hugo Armando Carvajal Barrios, federal hapishaneden eski ABD Başkanı Donald Trump’a bir mektup yazarak Maduro hükümetinin bir “narko-terörist organizasyon” olarak faaliyet gösterdiğini iddia etti.
Mektupta Carvajal, Venezuela askeri istihbaratına liderlik ettiği yıllarda, yüksek rütbeli yetkililerin uyuşturucu kaçakçılığı operasyonlarını koordine ettiğine ve silahlı gruplarla ittifaklar kurduğuna tanık olduğunu ileri sürdü.
The Dallas Express tarafından yayımlanan metne göre Carvajal, FARC, ELN, Küba istihbarat ajanları ve Hizbullah üyeleriyle iş birliği yapıldığını aktardı. Bu kişilerin, Venezuela içindeki ve dışındaki yasa dışı faaliyetlerde çeşitli roller üstlendiğini söyledi.
Bu ittifakların, ABD’ye uzanan kokain güzergahlarının kurulmasını ve siyasi - istihbarat operasyonlarının finanse edilmesini mümkün kıldığını savundu.
Carvajal ayrıca Maduro rejimini casusluk ve dezenformasyon faaliyetlerini teşvik etmekle suçladı ve özellikle "Smartmatic" şirketini örnek göstererek elektronik oylama sistemlerinin seçim manipülasyonu amacıyla Chavez yönetimi tarafından denetlendiğini veya etkilenmiş olabileceğini belirtti.
Carvajal mektubunda ABD yetkilileriyle iş birliğine hazır olduğunu vurguladı. Venezuela devlet aygıtına bağlı olduğunu söylediği “suç yapıları” hakkında ayrıntılı bilgilere sahip olduğunu öne sürdü ve yeni belgelerle ifade vermeyi teklif etti.
The Dallas Express'e göre mektup, Carvajal'ın Venezuela'dan yönetildiğini belirttiği "narko-terörist bir savaş" konusunda ABD yönetimini uyarmayı amaçlıyor.
Mektubun yayınlanması, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio’nun son açıklamalarıyla aynı döneme denk geldi. Rubio, Maduro hükümetine dönük baskıyı artırmış durumda.
Basında yer alan açıklamalara göre Rubio, "Venezuelalı liderin son 10 yılda defalarca ABD’ye verdiği sözleri, uluslararası denetim altındaki serbest seçimler dahil bozduğunu" söyledi.
Rubio, Bolivarcı rejimin uyuşturucu kaçakçılığıyla bağlantılı olduğunu savunarak "Washington’un Maduro’nun vaatlerine güvenemeyeceğini" belirtti.
Ayrıca Venezuela'daki hükümetin “sürekli söz tutmama” modeline karşı ABD’nin "daha sert bir yanıt vermesi gerektiğini" vurguladı.
Rubio'nun açıklamaları Carvajal'ın mektubuna doğrudan atıfta bulunmasa da, Caracas üzerindeki artan uluslararası baskı ortamını pekiştiriyor.
‘El Pollo’ kimdir?
Carvajal, 2004 – 2011 yıllarında Hugo Chavez döneminde Askeri Karşı-İstihbarat Müdürlüğü’nün (DGCIM) direktörlüğünü yaptı. Daha sonra Ulusal Meclis’te milletvekilliği de dahil çeşitli görevlerde bulundu.
ABD, 2011 yılında Carvajal hakkında uyuşturucu kaçakçılığı suçlamasıyla iddianame hazırladı ve kendisini, ABD'de dağıtılmak üzere Venezuela'dan Meksika'ya yapılan kokain sevkiyatlarını koordine etmekle suçladı.
Savcılara göre Carvajal, "görevini uyuşturucu kaçakçılarını korumak ve operasyonlarını kolaylaştırmak" için kullandı.
Yıllarca Venezuela güvenlik aygıtının kilit bir figürü olarak görülen Carvajal, hükümete sadık biri olarak biliniyordu. Ancak 2019’da rejimle bağlarını kopardı ve muhalefet lideri Juan Guaido’nun geçici devlet başkanlığı iddiasına arka çıktı.
ABD'nin talebi üzerine Carvajal, 2019 yılında Madrid'de yakalandı. Ancak İspanyol mahkemesinin iade kararını başlangıçta engellemesi üzerine Carvajal serbest kaldı ve iki yıl boyunca saklandı. 2021'de yeniden yakalanıp 2023'te ABD'ye iade edildi.
Carvajal, "kokain ithal etme planı yapma" ve özellikle "FARC gibi yabancı bir militan gruba maddi destek sağlama" gibi suçlamalarla karşı karşıya.
Son haftalarda Trump yönetimi, "Venezuelalı narko-kaçakçılara" yönelik operasyonlar olarak tanımladığı uygulamaları yoğunlaştırdı. Bu kapsamda Karayipler ve Pasifik'te Venezuela'dan uyuşturucu kaçakçılığına atfedilen gemilere karşı çok sayıda saldırıda bulundular.
Bu askeri operasyonlar, şüpheli gemilere yapılan saldırıları ve ABD Donanması'nın en büyük uçak gemisi olan USS Gerald R. Ford'un bölgeye gönderilmesini içeriyor. Washington bu eylemlerle, Venezuela rejimiyle bağlantılı olduğunu öne sürdüğü uyuşturucu kaçakçılığı ağlarını çökertmeyi amaçladığını belirtiyor.
Washington ile Caracas arasındaki ilişkiler uzun süredir gergin. ABD, 2019’da Venezuela’nın petrol sektörüne yaptırım uyguladı ve Maduro’nun uluslararası toplum tarafından geniş ölçüde "sahte" olarak görülen 2018 seçimlerindeki yeniden seçilmesini tanımadı.
ABD, Maduro dahil birçok Venezuelalı yetkiliyi "uyuşturucu kaçakçılığı" ve "yolsuzlukla" suçladı. Maduro hakkında 2020’de "narko-terörizm" suçlamasıyla dava açıldı ve Washington, yakalanması için 15 milyon dolar ödül teklif etti.
Maduro'nun zafer ilan ettiği, ancak muhalefetin hile iddiaları ve uluslararası şeffaflık çağrıları nedeniyle tartışmalı olan Temmuz 2024'teki başkanlık seçimi ilişkileri daha da gerdi.