İsrail, Gazze’de faaliyet gösteren uluslararası yardım kuruluşlarına yönelik yeni denetim kurallarını karşılamadıkları gerekçesiyle, 20’den fazla insani yardım örgütünün çalışmalarını askıya alacağını duyurdu.
İsrail tarafından salı günü yapılan açıklamada, Gazze’de çalışan uluslararası kuruluşların denetlenmesine yönelik yeni kurallara uymadıkları gerekçesiyle iki düzineden fazla insani yardım kuruluşunun çalışmalarının askıya alınacağı duyuruldu.
Diaspora İşleri Bakanlığı, yasakla karşı karşıya olan kuruluşların personel, finansman ve faaliyetlerine ilişkin bilgi paylaşımına yönelik yeni şartları yerine getirmediğini açıkladı.
Bakanlık, Gazze’de faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarının yaklaşık yüzde 15’ini oluşturan 25 civarında örgütün izinlerinin yenilenmediğini bildirdi.
Açıklamada, Gazze’de faaliyet gösteren en büyük sağlık kuruluşlarından biri olan Sınır Tanımayan Doktorlar’ın (MSF), İsrail’in Hamas ve diğer silahlı gruplarla iş birliği yapmakla suçladığı bazı çalışanlarının rollerini netleştirmediği öne sürüldü.
Bakanlığın yayınladığı listeye göre, izinleri yenilenmeyen diğer büyük kuruluşlar arasında Norveç Mülteci Konseyi, CARE International, Uluslararası Kurtarma Komitesi ile Oxfam ve Caritas gibi büyük yardım kuruluşlarının bazı birimleri de yer alıyor.
Söz konusu kuruluşlar, gıda dağıtımı, sağlık hizmetleri, engelli hizmetleri, eğitim ve ruh sağlığı desteği gibi çeşitli sosyal alanlarda faaliyet yürütüyor.
İsrail ile uluslararası yardım kuruluşları arasında Gazze’ye giren yardım miktarı konusunda uzun süredir anlaşmazlık bulunuyor.
İsrail, 10 Ekim’de yürürlüğe giren son ateşkes kapsamında belirlenen yardım taahhütlerine uyulduğunu savunurken, insani yardım kuruluşları bu rakamlara itiraz ediyor ve 2 milyondan fazla insanın yaşadığı, büyük yıkıma uğramış Gazze’de çok daha fazla yardıma acil ihtiyaç olduğunu belirtiyor.
Yeni düzenlemeler
İsrail, bu yılın başında yardım kuruluşlarının kayıt sürecini değiştirdi. Yeni düzenlemeler, Gazze’de çalışan Filistinliler de dahil olmak üzere tüm personelin isim listesinin sunulmasını zorunlu kılıyor.
Bazı yardım kuruluşları, İsrail tarafından hedef alınma endişesi ve Avrupa’daki veri koruma yasaları nedeniyle Filistinli çalışanların isimlerini vermediklerini söylüyor.
Norveç Mülteci Konseyi’nin iletişim danışmanı Shaina Low, “Bu karar hukuki ve güvenlik kaygılarından kaynaklanıyor. Gazze’de yüzlerce yardım çalışanının öldürüldüğünü gördük,” dedi.
Yardım kuruluşlarının lisanslarının yenilenmemesi, İsrail ve Doğu Kudüs’teki ofislerin kapatılması anlamına geliyor. Ayrıca bu kuruluşlar Gazze’ye personel veya yardım da gönderemeyecek.
Low, “Ateşkese rağmen Gazze’de ihtiyaçlar son derece büyük. Buna karşın biz ve onlarca başka kuruluş, hayat kurtarıcı yardımları ulaştırmaktan alıkonuluyoruz,” dedi. “Gazze’ye personel gönderememek, tüm yükün zaten tükenmiş durumda olan yerel çalışanlarımızın üzerine binmesi anlamına geliyor.”
İsrail: 'İstismar kabul edilemez'
Bakanlığa göre, söz konusu kuruluşların lisansları 1 Ocak’ta iptal edilecek. İsrail’de bulunan örgütlerin ise 1 Mart’a kadar ülkeden ayrılması gerekecek.
Diaspora İşleri ve Antisemitizmle Mücadele Bakanı Amichai Chikli, “Mesaj net: İnsani yardıma izin var, ancak insani çerçevelerin terör için istismar edilmesine yok,” dedi.
Gazze’ye yönelik insani yardımları koordine eden İsrail savunma kurumu COGAT ise, listede yer alan kuruluşların Gazze’ye giren toplam yardımın yüzde 1’inden azını sağladığını ve izinleri yenilenen 20’den fazla kuruluş aracılığıyla yardımların bölgeye ulaşmaya devam edeceğini açıkladı.
COGAT'ın açıklamasında, “Kayıt süreci, Hamas’ın geçmişte bazı uluslararası yardım kuruluşlarını bilerek ya da bilmeyerek örtü olarak kullanarak yardımları istismar etmesini önlemeyi amaçlıyor,” ifadelerine yer verildi.
Bu, İsrail’in uluslararası insani yardım kuruluşlarına yönelik ilk kısıtlama girişimi değil. Savaş boyunca İsrail, BM'ye bağlı Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı'nı (UNRWA) Hamas’ın tesislerini kullandığı ve yardımları yönlendirdiği gerekçesiyle suçladı. BM ise bu iddiaları reddetti.
İsrail ayrıca yüzlerce Filistinli militanın, Filistinlilerle çalışan en büyük BM kuruluşu olan UNRWA’da görev yaptığını ileri sürdü.
UNRWA ise silahlı gruplara bilerek yardım etmediğini ve şüpheli görülen kişileri hızla görevden uzaklaştırdığını savunuyor.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve aşırı sağcı müttefiklerinden aylar süren eleştirilerin ardından İsrail, ocak ayında UNRWA’nın kendi topraklarında faaliyet göstermesini yasakladı.
Bir dönem UNRWA’nın en büyük bağışçısı olan ABD de 2024’ün başında kuruma sağladığı fonları durdurdu.
Filistin topraklarında faaliyet gösteren 100’den fazla kuruluşu temsil eden çatı örgüt AIDA’nın icra direktörü Athena Rayburn, İsrail’in yeni düzenlemeler kapsamında toplanan verilerin askeri ya da istihbarat amaçlı kullanılmayacağına dair güvence vermediğini, bunun da ciddi güvenlik endişeleri yarattığını söyledi.
Rayburn, savaş boyunca Gazze’de 500’den fazla yardım çalışanının öldürüldüğüne dikkat çekti: “Özellikle işgal koşullarında, personelimizin denetlemesini kabul etmek; insani yardımın temel ilkeleri olan tarafsızlık ve bağımsızlığın ihlali anlamına geliyor."