Savaş nedeniyle ekonomik altyapının çöktüğü Gazze'de her 10 kişiden sekizi işsiz.
Filistin Merkez İstatistik Bürosu'nun (PCBS) Salı günü yayınladığı '2024 Yılının Ekonomik Performansı ve 2025 Tahminleri' başlıklı raporda, işgal altındaki Batı Şeria ve Gazze'deki işsizliğin yüzde 51,2'ye çıktığı bildirildi.
Bu oran Gazze'de yüzde 80'e çıkarken, yani her 10 kişiden sekizi işsizken, Batı Şeria'da yüzde 35 seviyesindeydi.
Ayrıca, Gazze Şeridi'nin Gayri Safi Yurtiçi Hasılası'nda (GSYİH) 2024'te yüzde 82'lik küçülme yaşandı. 2023'te, 2.1 milyar dolar (74,27 milyar Türk Lirası) olan tutar, 2024'te 365,2 milyon dolara (12,95 milyar TL) kadar geriledi.
Batı Şeria'da da 12,673 milyar dolar (448,2 milyar TL) olan GSYİH, yüzde 19'luk kayıpla 10,2 milyar dolara (360,74 milyar TL) düştü.
Yani GSYİH'te ortalama yüzde 28'lik kayıp yaşanırken, işsizlik iki bölgede yüzde 51'e yükseldi.
Savaştan önce Batı Şeria'daki işsizlik yüzde 15, Gazze Şeridi'nde yüzde 53'tü.
İnşaat sektöründe yüzde 46, sanayide yüzde 33, tarımda yüzde 32, hizmet sektöründe yüzde 27, ihracatta yüzde 13, ithalatta yüzde 11'lik küçülme görüldü.
Filistin'in ithalatı 2024 yılında 9,068 milyar dolarken (320,71 milyar TL), ihracatı 2,677 milyar dolardı (94,32 milyar TL). Yani ticarette 6,391 milyar dolarlık (226,03 milyar TL) açık bildirildi.
Yoksulluk sınırının 2717 şekel (26.320 Türk Lirası), açlık sınırının 2170 şekel (21.021 Türk Lirası) olduğu Filistin'de, Batı Şeria'daki toplam tüketimin yüzde 13, Gazze Şeridi'nde yüzde 80 oranında düştüğü söyleniyor.
PCBS Başkanı Dr. Ola Avad, "Gazze Şeridi'ndeki insanların çoğu ciddi düzeyde gıda güvenliği tehdidi altında," diyor.
Buna karşın Gazze'deki fiyatlarda "görülmemiş" bir artış var. Arz düşüklüğü, jeopolitik zorluklar ve İsrail işgalinin getirdiği baskılar dahil edildiğinde, mal fiyatlarında yüzde 227'ye varan artışların görüldüğü belirtiliyor. Gazze'deki insanların alım gücü yüzde 70 oranında küçülürken, bu oran Batı Şeria'da yüzde 3'tü.
Kurumun 2025 projeksiyonuna göre, GSYİH'te yüzde 1,7'lik küçülme beklenirken, sanayide yüzde 8, inşaat sektöründe yüzde 3,3, hizmet sektöründe yüzde 1,4'lük gerileme yaşanması öngörülüyor. Tarımda da 2024'e kıyasla 2025'te yüzde 6,2'lik artış tahmin ediliyor. İşsizlik beklentileri ise, yüzde 49,2.
Arka plan
İsrail ile Gazze Şeridi'ni yöneten Hamas arasındaki çatışmalar, 7 Ekim tarihinde tekrar alevlendi.
İsrail sınırını aşıp baskın yapan Hamas militanları, 7 Ekim'de düzenledikleri saldırıda çoğu sivil olmak üzere yaklaşık 1.200 kişiyi öldürdü ve 250 kadar kişiyi de rehin aldı. Bu rehinelerin yaklaşık yarısı, Kasım ayında bir hafta süren ateşkes sırasında İsrail tarafından tutulan Filistinli mahkumlarla takas edilerek serbest bırakıldı.
İsrail, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun derhal ateşkes ilan edilmesini öngören kararına rağmen Hamas'ın 7 Ekim'deki saldırısından bu yana Gazze'ye yönelik saldırılarını ve sivil katliamlarını sürdürürken, uluslararası kınamalarla karşı karşıya kaldı.
Gazze'deki sağlık yetkililerine göre, 7 Ekim'den bu yana İsrail'in Gazze'de düzenlediği saldırılarda çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 44.000'den fazla Filistinli öldürüldü ve yaklaşık 100.000 kişi de yaralandı. Nüfusun yüzde 90'ı yerinden edildi.
Harabeye dönüşen Gazze'nin pek çok bölgesinde gıdaya, temiz suya ve ilaca ulaşmak hala çok zor.
Güney Afrika'nın açtığı bir dava kapsamında İsrail, Uluslararası Adalet Divanı'nda (International Court of Justice - ICJ) soykırımla suçlanıyor.
Güney Afrika'nın İsrail'e karşı açtığı davaya müdahillik beyanını sunan ülkeler arasında, Türkiye ile birlikte Kolombiya, Libya, Meksika, Filistin ve İspanya yer alıyor.
Mahkeme, Başbakan Netanyahu yönetiminin, 6 Mayıs tarihinde işgal edilmeden önce bir milyondan fazla Filistinlinin sığındığı güneydeki Refah kentindeki faaliyetlerini derhal durdurmasına hükmetmişti.
Son olarak geçtiğimiz haftalarda, UCM, Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Gallant hakkında tutuklama emri çıkardı. UCM'nin 124 üye devleti var ve bunların hepsi mahkeme tarafından verilen tutuklama emirlerini yerine getirmekle yükümlü. Bu da Netanyahu ve Gallant'ı bu ülkelerden herhangi birine seyahat etmeleri halinde tutuklanma riskiyle karşı karşıya bırakıyor ve diplomatik özgürlüklerini önemli ölçüde kısıtlıyor.