Dava dilekçesinde, haziran ayında meydana gelen kazanın hatalı yakıt anahtarlarından kaynaklandığı iddia ediliyor ve Boeing ile Honeywell ihmal ile suçlanıyor.
Haziran ayında meydana gelen Air India uçak kazasında hayatını kaybeden dört yolcunun aileleri, ABD’de uçak üreticisi Boeing ve uçak parçası üreticisi Honeywell aleyhine dava açtı.
Firmaları ihmal ile suçlayan dava dilekçesinde, hatalı yakıt anahtarlarının kazaya yol açtığı ve yaklaşık 260 kişinin ölümüne sebep olduğu iddia edildi. ABD Federal Havacılık Dairesi (FAA) daha önce Boeing uçaklarındaki mekanizmanın güvenli olduğunu ileri sürmüştü.
Kaza, Hindistan’daki Ahmedabad Uluslararası Havalimanı’ndan kalkıştan kısa süre sonra meydana geldi. Uçaktaki 242 kişi öldü, yerde ise 19 kişi hayatını kaybetti, bir yolcu ise kurtuldu.
Hindistan Uçak Kazası Araştırma Bürosu’nun (AAIB) temmuz ayında yayımladığı ön inceleme raporunda, kalkıştan kısa süre sonra uçağın motorlarına yakıt akışının kesildiği tespit edildi.
Raporda, kazaya kuşların neden olduğuna dair spekülasyonlar desteklenmezken, uçağın yakınında “önemli bir kuş hareketliliği” gözlemlenmediği vurgulandı.
AAIB raporu ayrıca, Air India’nın uçuş öncesi yakıt anahtarlarında tavsiye edilen kontrolleri yapmadığını ortaya koydu.
ABD’de FAA, 2018 yılında yayımladığı bir bültende bazı Boeing yakıt kontrol anahtarlarının kilitleme özelliği devre dışı bırakılarak takıldığını, bu özelliğin parçaları sabit tutarak yakıtın motorlara ulaşmasını sağlamak için tasarlandığını belirtmişti.
2018 tarihli bültende bu kontrollerin yapılması tavsiye edilmiş, ancak yasal olarak bağlayıcı bir düzenleme getirilmemişti.
Kazazedelerin aileleri tarafından açılan davada, hem Boeing’in hem de Honeywell’in kaza riskinin farkında oldukları ve bunu önlemek için yeterli adım atmadıkları iddia edildi.
Şirketlerin Air India’yı ya da ürünlerini kullanan diğer havayollarını, anahtarların denetlenmesi gerektiği konusunda uyarmadıklarına ve havayollarına yedek parça göndermediklerine dair bir kanıt bulunmadığı belirtildi.
Dava dilekçesinde ayrıca, bu anahtarların yanlışlıkla kolayca çarpılabilecek bir yerde bulunduğu vurgulandı.
Kazazedelerin avukatlarından Lanier Hukuk Bürosu’ndan Benjamin Major, “Honeywell ve Boeing’in bu tehlikeyi bilmesi ve 12 Haziran’da yaşanan kaçınılmaz felaketi önlemek için hiçbir şey yapmamış olması şok edici” dedi.
Major sözlerine şöyle devam etti: “Bu kusur, bir otomobil üreticisinin arabanızda korumasız bir el freni düğmesini radyo ses ayarının yanına koymasına benziyor. Ancak bir arabadan farklı olarak, jet motorlarını yeniden çalıştırmak saniyeler değil, dakikalar alır.”
Kokpitten alınan ses kaydında pilotların yakıtı kesmeyi amaçlamadıkları, ancak motorları yeniden çalıştırmaya çalışsalar da kazayı önlemek için yeterli zamanlarının olmadığı ortaya çıktı.
Olayla ilgili daha ayrıntılı bir raporun gelecek yıl yayımlanması bekleniyor.
Honeywell, Euronews’un yorum talebine hemen yanıt vermedi. Boeing ise AAIB’nin ön raporuna işaret ederek daha fazla yorum yapmaktan kaçındı.