Newsletter Haber Bülteni Events Etkinlikler Podcasts Video Africanews
Loader
Bize Ulaşın
Reklam

İngiltere'de hükümet ile büyük ilaç firmaları arasında kriz: Yatırımcılar neden geri çekiliyor?

AstraZeneca aşısı Londra'nın doğusundaki Romford'da bulunan bir evsizler barınağında kullanılmaya hazır. 3 Şubat 2021.
AstraZeneca aşısı, Londra'nın doğusundaki Romford'da bulunan bir evsiz barınağında kullanılmaya hazır. 3 Şubat 2021. ©  Frank Augstein/AP
© Frank Augstein/AP
By Eleanor Butler
Yayınlanma Tarihi
Haberi paylaşın Yorumlar
Haberi paylaşın Close Button

Çok uluslu ilaç firmaları, ilaç fiyatlarının rekabetçi olmamasını gerekçe göstererek İngiltere'deki yatırımlarını durduruyor ya da geri çekiyor.

REKLAM

Büyük ilaç firmaları ile İngiltere hükümeti arasındaki ilişkiler giderek geriliyor. Geçen hafta Eli Lilly CEO'su Dave Ricks İngiltere'yi ilaç fiyatlandırması konusunda "muhtemelen Avrupa'nın en kötü ülkesi" olarak nitelendirdi. Financial Times'a yapılan açıklamalar, İngiltere'nin ilaç satmak için rekabetçi olmayan bir yer olduğunu iddia eden büyük ilaç firmalarının bir dizi yatırımı geri çekmesini takip etti.

İlaç üreticisi AstraZeneca, bu yıl Liverpool'daki bir aşı projesini baltaladıktan sonra, Cambridge araştırma tesisinin planlanan 200 milyon sterlinlik genişlemesini durdurduğunu söyledi. Yine eylül ayında, Avrupa'da MSD olarak bilinen Merck, Londra'daki araştırma operasyonlarını, başta ABD'de olmak üzere mevcut tesislere taşımak üzere iptal ettiğini açıkladı. Aynı şekilde Eli Lilly de planlanan London Gateway Laboratuarı'nı askıya aldı. Firma 279 milyon sterlinlik yatırımın bir parçası olan projenin "İngiltere'deki yaşam bilimleri ortamına ilişkin daha fazla netlik beklenirken" durdurulduğunu açıkladı.

İngiltere'deki büyük ilaç firmalarını temsil eden ticaret kuruluşu ABPI'nin CEO'su Richard Torbett, "Bu ülkede ilaç araştırma ve üretme konusunda uzun ve gurur verici bir geçmişimiz var," dedi. Torbett sözlerini şöyle sürdürdü: "İşte bu nedenle hükümeti... bu ülkenin gelecekteki yaşam bilimleri üretimine nasıl değer verdiğini ve bu üretimi nasıl cezbettiğini geliştirmeye çağırıyoruz."

Genel sağlık bütçesinin bir payı olarak İngiltere, ilaçlara çoğu gelişmiş ülkeden daha az harcama yapıyor. Son on yılda, ülkenin ilaç harcamaları Ulusal Sağlık Sistemi (NHS) bütçesinin yüzde 15'inden yüzde 9'una düşerken, gelişmiş dünyanın geri kalanı kendi sağlık bütçelerinin yüzde 14 ila yüzde 20'sini ilaçlara ayırıyor. Bu eşitsizliğin bir nedeni, NHS'nin büyük ölçüde jenerik ilaçlar olarak adlandırılan ve patent süreleri dolduktan sonra üretilen markasız kopyalara güvenmesi ve bu sayede maliyetleri düşük tutmasıdır.

Hükümet fiyatları belirlerken, bir ürünün klinik ve maliyet etkinliğini değerlendiren NICE (Ulusal Sağlık ve Bakım Mükemmelliği Enstitüsü) adlı bir kuruma da başvuruyor. Bir ilaç alternatiflerinden daha etkili olsa bile, çok pahalıysa NHS kullanımı için tavsiye edilmeyebilir. Bu da ilaç şirketlerinin ürünleri fiyatlandırırken göz önünde bulundurduğu bir faktör.

Bir başka mekanizma olan Markalı İlaçların Fiyatlandırılması, Erişimi ve Büyümesi için Gönüllü Program (VPAG), NHS'nin markalı ilaçlara yaptığı harcamaların artışını sınırlıyor. Aşırı harcamaları önlemek için ilaç şirketleri gelirlerinin bir kısmını NHS'ye geri ödüyor, ancak şirketler mevcut indirim seviyesinin sürdürülemez olduğunu söylüyor.

Yurt dışından gelen baskı

London School of Economics İlaç Politikası Laboratuvarı Direktörü Hüseyin Naci, son dönemdeki yatırım geri çekilmelerini değerlendirirken, "Farklı şirketler için spesifik nedenleri bilmek zor," dedi.

Naci Euronews'e yaptığı açıklamada, "son kararların zamanlaması, ABD'deki Trump yönetiminin baskısının... olanlarda çok önemli bir faktör olduğunu gösteriyor gibi görünüyor," dedi.

Naci'nin Euronews'e verdiği demeç, ABD'nin geçen hafta markalı ya da patentli ilaç ithalatına yüzde 100 gümrük vergisi getirmesinden önce geldi. Vergi 1 Ekim'de yürürlüğe girecek ve ilaç üreticisi ABD'de bir üretim tesisi kurmadığı sürece geçerli olacak, yani esas olarak orta ve küçük ölçekli firmaları etkileyecek.

Ancak Trump daha önce de ilaçlara yönelik vergi tehdidinde bulunmuş ve şirketlerden "en çok kayrılan ülke politikası" (MFN) olarak adlandırılan politikaya uymalarını istemişti. Bu politika, firmaların fiyatlarını diğer zengin ülkelerdeki en düşük fiyatlara sabitlemelerini gerektiriyor ve Avrupa'da önemli ikincil etkileri olabilecek bir politika. ABD reçeteli ilaçlar için diğer tüm ülkelerden daha fazla, çoğu zaman diğer gelişmiş ülkelerin neredeyse üç katı kadar ödeme yapıyor. Küresel satışların yarısını oluşturan ABD pazarı, ilaç kârlarının yaklaşık yüzde 70'ini sağlıyor.

Eğer firmalar MFN fiyatlandırmasına uymazlarsa, Trump tehdit etti: "Amerikalı aileleri devam eden istismarcı ilaç fiyatlandırma uygulamalarından korumak için cephaneliğimizdeki her aracı kullanacağız."

Yarışan harcama öncelikleri

Brown Üniversitesi Halk Sağlığı Okulu Sağlık Sistemi Sürdürülebilirlik Merkezi Direktörü Irene Papanicolas, ilaç firmalarıyla fiyatlandırma müzakerelerinde İngiltere hükümetinin daha geniş bütçe kaygılarını da göz önünde bulundurması gerektiğini söyledi.

Papanicolas, "Tüm bu retorik içinde ilaçları sağlık sisteminin bir bileşeni olarak düşünmek önemli," dedi. "Eğer ilaç bütçesi artarsa, bu başka yerlere harcayacak daha az paranız olduğu anlamına gelir ve (kaynaklar) zaten çok kısıtlı."

Yıllardır yetersiz finansman ve NHS'ye yönelik artan talepler, sistemin acil olarak ekstra yatırıma ihtiyaç duyduğu anlamına geliyor. Bazı ilaç firmaları, devletin ilaç fiyatlarını arttırmaması halinde tedaviye erişimin kısıtlanacağı uyarısında bulunurken, Papanicolas asıl etkinin ekonomik olacağını savunuyor.

"(İngiltere'deki) İlaç firmaları üretimden çekilirse, bu onların ürünlerini İngiltere'de piyasaya sürmeyecekleri anlamına gelmez," dedi. "Bunun ekonomi ve istihdam üzerindeki etkisi daha büyük olacaktır."

York Üniversitesi'nde kıdemli araştırma görevlisi olan Beth Wood da Euronews'e yaptığı açıklamada, kendisi ve meslektaşlarının analizlerine göre ilaç fiyatlarının artırılmasının sağlık bütçesinin en verimli şekilde kullanılması anlamına gelmediğini söyledi.

"İlaç harcamalarımızdan, diğer NHS harcamalarına kıyasla daha az değer elde ediyoruz," dedi. "Dolayısıyla (fiyatları sınırlandırırken) inovasyon üzerindeki potansiyel etkileri hesaba kattığımızda bile, araştırmamız İngiltere'de daha sıkı fiyat düzenlemelerini desteklemektedir."

"Daha fazla yatırım her türlü şeyi finanse edebilir," diye ekledi. "Tarama programları, kalça protezleri, genel personel artışı."

Firmaları İngiltere'de kalmaya teşvik

İlaç üreticileri rekabetçi fiyatlandırmanın İngiltere'de yatırımı sürdürmek için önemli bir araç olduğunu vurgularken, uzmanlar da hükümetin elinde başka araçlar olduğunu belirtiyor.

Hüseyin Naci, "Şirketleri belirli bir ülkeye yatırım yapmaya teşvik etmenin yolu fiyatlandırma değildir," dedi. "Özel yatırımı çekmekten sorumlu faktörler... vergi teşvikleri açısından ülkenin elverişliliği ... kamu finansman ortamının gücü, yani erken araştırmaların devlet tarafından finanse edilmesinin yanı sıra nitelikli iş gücü, altyapı, kamu-özel sektör ortaklıkları ve güçlü bir akademik sektörle ilgilidir."

Ancak, ister ilaç fiyatlandırması ister başka yollarla olsun, pek çok kişi, özellikle Atlantik ötesinden gelen baskılar artarken İngiltere'nin rekabet gücünü artırmak için daha fazlasını yapması gerektiğini savunuyor.

Erişilebilirlik kısayollarına git
Haberi paylaşın Yorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Avrupa Birliği'nde 'ilaç kıtlığı' neden kronik hale geldi?

Avrupa İlaç Ajansı'ndan Trump'a yanıt: İddiaları destekleyen bir kanıt yok

AB’de ilaç kıtlığı rekor seviyede: Denetçiler uyardı