Renksiz ve kokusuz olan metan gazının 20 yıllık zaman zarfında atmosferin ısınmasına etkisi karbondioksitin 84 katı fazlasına denk geliyor
Küresel ısınmayı yavaşlatmak için harcanan çabalardan bir tanesi de metan sızıntılarını engellemek. Renksiz ve kokusuz olan bu gazın 20 yıllık zaman zarfında atmosferin ısınmasına etkisi karbondioksitin 84 katı fazlasına denk geliyor. Fakat kanalizasyonlar ya da boru hatlarından kaynaklanan bu sızıntıların tespiti hiç de kolay değil.
Bu konuda çalışmalar yürüten Utrech Üniversitesi'nden bilim insanları yeni geliştirdikleri metan gazı tespit cihazlarını Climate Now programına anlattı.
İklim Değişimi üzerine Hükümetlerarası Panel (IPCC) geçtiğimiz ay sanayi kaynaklı metan gazı salımını azaltma çağrısında bulundu.
Metan sızıntılarını tespit etmek için farklı metotlar bulunuyor. Petrol ve gaz tesislerinde meydana gelen beklenmedik sızıntıları bulmak için Kopernik uydularını ve atmosfer modellemeler kullanılıyor.
Diğer yaklaşım ise yeryüzüne daha yakın bir yöntem. Yani gerçekten sokak sokak dolaşarak sızıntıları tespit etmeye çalışmak.
Tıpkı Hollanda’da olduğu gibi. Bilim insanları Hüseyin Mazallahi ve Hanne Noto Utrecht şehrinde metan sızıntılarını tespiet etmeye çalışıyor. Metan normalde renksiz ve kokusuz bir gaz ancak aletleri onu kolayca tespit edebiliyor. Mazallahi aletlerinin havadaki 1 milyar molekül arasında bulunan tek bir metan molekülünü tespit edebildiğini belirtti.
Yeraltındaki gaz boru hatlarında metan sızıntıları aylarca hatta yıllarca fark edilmeyebiliyor fakat biilim insanlarının geliştirdiği bu yöntem oldukça işe yarıyor.
Alınan örnekler metanın kimyasal izlerinin ölçümü ve tam kaynağını bulmak için laboratuvara teslim ediliyor.
Bilim insanlarının amacı bu hassas ölçüm aletlerinin yaygınlaşması ve daha önce bulunamayan sızıntıların tespit edilerek düzeltilmesi
Methan’ın küresel ısınmaya etkisini düşündüğümüzde bu aletlerin çözüme katkısı büyük olabilir.
Utrech Üniversitesi Kimya ve Atmosfer Fiziği Profesörü Thomas Röckmann bunu şu sözlerle anlatıyor:
"Yakınlarda yapılan bir bilimsel çalışma metan emisyonlarını 2030 yılına kadar yüze 50 azaltmanın mümkün olabileceğini gösterdi. Bunu yapabilirsek sıcaklık artışını yüzyılın ortasına kadar çeyrek derece hatta 2100’e kadar yarım derece azaltabiliriz. Bu da beklediğimiz küresel ısınmanın önemli bir kısmı demek.”
Avrupa'da sıcaklık rekoru
Kopernik İklim Değişimi Servisi’nin açıkladığı son verilere göre Avrupa’da kayıtlara geçen en sıcak yaz yaşandı Haziran ve Ağustos ayları arasındaki sıcaklıklar 1991-2020 arasındaki ortalamada 1 derece yüksekti. Bu durum yaz mevsiminde 2010 ve 2018 yıllarındaki rekorların üzerine çıkıldığı anlamına geliyor.
Ağustos ayında ise Avrupa genelinde sıcaklıklarda anomaliler gözlendi. Güney ve doğuda sıcaklıkların sürdü. Sicilya’daki Syracuse şehri 11 Ağustos tarihinde 48,8 derece ile Avrupa genelinde tüm zamanların en yüksek sıcaklığını gördü.
Öte yandan Fransa’dan Ukrayna’ya oradan İskandinavya’ya kadar sıcaklıkların aylık ortalamanın 1 hatta 2 derece düşük oldu.