Eski Hollanda kolonisi Bonaire sakinleri, iklim değişikliğine karşı önlem almadığı gerekçesiyle Hollanda'ya dava açtı.
Deniz seviyesinin yükselmesi Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nun en önemli konularından biriydi.
Gelişmekte olan küçük ada devletleri ve deniz seviyesinin altında kalan ülkelerin temsilcileri, dünya çapında bir milyar insanın yaşam ve geçim kaynaklarını tehdit eden küresel bir kriz olan bu olguyla mücadele için derhal uluslararası eylem çağrısında bulundu.
Tuvalu Başbakanı, "Bugün, küresel gidişatı tersine çevirmek ve etkilenen tüm ülke ve topluluklara refah, onur ve haklar sağlayan ortak bir yola girmek için tarihi bir fırsat," dedi.
Toplantı, deniz seviyesindeki yükselmeyi uluslararası gündemin en üst sırasına yerleştiriyor ve Eylül 2026'da iddialı bir deklarasyonunu şekillendirmeye yönelik küresel çabalar için "harekete" işaret ediyor.
Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) 2050 yılına kadar küresel deniz seviyesinin ortalama 15 ila 30 santimetre arasında yükseleceğini tahmin ediyor.
Bu durumun, birçoğu Avrupa ülkelerinin yönetimi altında bulunan düzinelerce Pasifik ve Karayip Adasını etkileyeceği düşünülüyor. Peki bu ülkelerin iklim değişikliğine karşı koruma sağlama sorumluluğu nedir?
'Herkes yüksek yer lüksüne sahip değil'
BM Genel Sekreteri António Guterres çarşamba günkü toplantıda yaptığı açılış konuşmasında, "Dünyamız tehlikeli sularda yüzüyor" uyarısında bulundu.
Guterres, "2024 Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı'nda (COP29) güçlü bir mali sonuca ihtiyacımız var," dedi.
Bu çağrıyı yineleyen Genel Kurul Başkanı Philémon Yang, dünyanın en hassas bölgelerini evi olarak görenleri koruyan kolektif bir müdahaleye duyulan ihtiyacın altını çizdi.
Yang, "Herkesin yüksek bir yerde yaşama lüksü ya da ihtiyati tedbirler almak için mali kaynakları yok," dedi.
Dünya genelinde alçak kıyı bölgelerinde yaşayan yaklaşık bir milyar insan fırtına dalgalarına, kıyı erozyonuna ve sellere karşı giderek daha savunmasız hale geliyor.
Bu da ekonomik istikrara ve hatta yaşanabilirliğe yönelik bir tehdit anlamına geliyor.
Guterres, "balıkçılık, tarım ve turizm gibi sektörlerin dibe vurmasıyla birlikte toplulukların battığı, tatlı suların kirlendiği, mahsullerin mahvolduğu, altyapının zarar gördüğü, biyoçeşitliliğin yok olduğu ve ekonomilerin çöktüğü" konusunda uyarıda bulundu.
İklim açısından hassas birçok ada, Avrupa ülkelerinin denizaşırı toprakları
Fransız iklim değişikliği grubu Réseau Action Climat tarafından yakın zamanda yapılan bir araştırma, Fransa'nın iklim değişikliğinin etkilerine en çok maruz kalan bölgelerinin denizaşırı topraklar olduğunu ortaya koydu.
Etkiler şimdiden görülebiliyor. Bazı adaların alçak bölgeleri gelgit sırasında kronik olarak sular altında kalıyor. Deniz seviyeleri yükseldikçe, Fransız Polinezyası'ndaki Tuamotu mercan adaları gibi bazı yerler bu yüzyıl içinde yaşanabilir olmaktan çıkacak.
Bu aynı zamanda Guadeloupe nüfusunun dörtte birinden fazlasına ev sahipliği yapan Pointe-à-Pitre'nin ve Fransa'nın en büyük üçüncü iş parkı olan Jarry bölgesinin de kaderi.
Buradaki kıyı riskleri 2050 yılına kadar yılda 100 milyon euro'ya mal olabilirken, bölge sakinlerinin yaklaşık yüzde 50'si yoksulluk sınırının altında yaşıyor. En kötümser tahminlere göre, bu bölgeler 2060 yılına kadar yılda 180 gün sular altında kalabilir.
Avrupa ülkeleri denizaşırı toprakların iklim korumasından sorumlu mu?
Denizaşırı topraklarının kırılganlığına rağmen, Avrupa ülkeleri bu toprakları iklim değişikliğine karşı korumak için çok az adım attı.
Çevreci örgüt Greenpeace, Karayipler'deki eski bir kolonisini deniz seviyesinin yükselmesine karşı korumadığı gerekçesiyle Hollanda hükümetini mahkemeye vermeye hazırlanıyor.
Ocak ayında sekiz Bonaire vatandaşı Greenpeace ile iş birliği yaparak, kendilerini iklim değişikliğine karşı korumak için harekete geçmediği gerekçesiyle Hollanda hükümetine dava açtı.
Karayip adası halen Hollanda'nın bir parçası ve bağımsız bir yerel yönetim bölgesi olarak sınıflandırılıyor.
Greenpeace Nederland direktörü Andy Palmen, "Bonaire'de, Ameland'da ya da Valkenburg'da yaşıyor olmanızın bir önemi olmamalı. Hepimizi iklim krizinin sonuçlarından korumak Hollanda hükümetinin görevidir," dedi.
Amsterdam'daki VU üniversitesinden araştırmacılara göre Bonaire'nin bazı kısımları deniz seviyesinin yükselmesiyle sular altında kalacak. Aynı zamanda adanın selden korunmasını sağlayan mercan resifinin de yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu belirtildi.