Çoğu türün neslinin tükenme riskiyle karşı karşıya kalmasına neden olan tek bir tehdit değil, birlikte hareket eden birçok neden bulunuyor.
Yeni bir araştırmaya göre nehirlerde, göllerde ve diğer tatlı su kaynaklarında yaşayan hayvanların yaklaşık dörtte biri yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.
Brezilya'nın Ceara Federal Üniversitesi'nde biyolog olan çalışmanın eş yazarı Patricia Charvet, "Amazon gibi devasa nehirler güçlü görünebilir, ancak aynı zamanda tatlı su ortamları çok kırılgandır," dedi.
İngiltere'deki Uluslararası Doğa Koruma Birliği'nde zoolog olan Catherine Sayer, nehirler, göller, göletler, akarsular, bataklıklar ve sulak alanlar dahil olmak üzere tatlı su habitatlarının gezegen yüzeyinin yüzde 1'inden daha azını kapladığını, ancak hayvan türlerinin yüzde 10'unu desteklediğini söyledi.
Araştırmacılar, sadece tatlı su ekosistemlerine bağımlı olan yaklaşık 23.500 yusufçuk, balık, yengeç ve diğer hayvan türlerini inceledi.
Kirlilik, barajlar, su çıkarma, tarım, istilacı türler, iklim değişikliği ve diğer aksaklıklardan kaynaklanan tehditler nedeniyle türlerin yüzde 24'ünün neslinin tükenme riski altında olduğunu (hassas, tehlike altında veya kritik tehlike altında olarak sınıflandırılmış) tespit ettiler.
Araştırmanın eş yazarlarından Sayer, "Çoğu türün neslinin tükenme riskiyle karşı karşıya kalmasına neden olan tek bir tehdit değil, birlikte hareket eden birçok neden var," dedi.
'Bu hayvanların gidebileceği başka bir yer yok'
Çarşamba günü Nature dergisinde yayınlanan liste, araştırmacıların tatlı su türlerine yönelik küresel riski analiz ettikleri ilk çalışma olma özelliğini taşıyor. Daha önceki çalışmalar memeliler, kuşlar ve sürüngenler de dahil olmak üzere kara hayvanlarına odaklanmıştı.
Çalışmada yer almayan Duke Üniversitesi ekolojisti Stuart Pimm, bu çalışmayı "uzun zamandır beklenen ve son derece önemli bir makale" olarak nitelendirdi.
"Kuzey Amerika ve Avrupa'daki neredeyse tüm büyük nehirler barajlar aracılığıyla büyük ölçüde değiştiriliyor" diyen Pimm, bunun da tatlı su türlerini riske attığını söyledi.
Charvet, Güney Amerika'da geniş Amazon Nehri ekosisteminin de ormansızlaşma, orman yangınları ve yasadışı altın madenciliğinden kaynaklanan tehditlerle karşı karşıya olduğunu söyledi.
Charvet, ormanları temizlemek için çıkan yasadışı yangınların nehri kirleten kül dalgalarına yol açtığını ve lisanssız altın madencilerinin suya cıva attığını da sözlerine ekledi.
Nehirler ve sulak alanlar "etraflarında olan her şeyi yoğunlaştırıyor" dedi. "Asit veya petrol sızıntısı gibi bir şey gerçekten yanlış giderse, tüm bir türü tehdit edebilirsiniz. Bu hayvanların gidebileceği başka bir yer yok."