Kudsi Ergüner Azerbaycan’da düzenlenen Uluslararası Muğam Festivali’nde Euronews’in sorularını yanıtladı. Ergüner dört kuşaktır tasavvuf müziği yapan
Kudsi Ergüner Azerbaycan’da düzenlenen Uluslararası Muğam Festivali’nde Euronews’in sorularını yanıtladı. Ergüner dört kuşaktır tasavvuf müziği yapan bir aileden geliyor. Müzisyen tasavvufun günümüz müziğinde nasıl can bulduğunu anlattı:
Kültürlerin sınırlarıyla politik dünyanın sınırları çok farklı. Tabi siyasi hükumetler bir yerde bir ulusallık heyecanı içerisinde bunu o sınırların içerisine tıkmaya çalışıyorlar ama bir sürü Rum, Ermeni bestekarın eserlerini çalıyoruz bugün. İstanbul gibi bir şehirde Tatyos Efendi'nin eserlerini çıkartırsanız bizim musikide bir şey kalmaz.
‘‘Modern açıdan baktığımızda ‘techno’ müziğe kayan bir Sufizm var. Bu Avrupa kaynaklı veya Batılılaşmış Müslüman ülkelerin Batılılaşmış kesiminin kendilerine adapte ettikleri bir heyecan. Burada dönen insanlar var, ney çalan insanlar var kendilerini Sufi hisseden insanlar var ama bu insanların bir yandan da böyle bir geleneksel bağlantı olmadan dahi bu tasavvufu sevmeleri güzel bir zenginlik.’
Mimarlık tahsili almak için 1973 yılında Paris’e yerlesen Ergüner kariyeri boyunca 200’ü aşkın albüm piyasaya sürdü. Yoğun bir programa sahip olan Ergüner ‘İslam Blues’ isimli albümü için İbn-i Arabi’nin şiirlerini flamenko tarzında Arapça olarak yorumladı.
Kudsi Ergüner:
Biz tasavvuftan bahsediyoruz ama Endülüs Müslüman olduğu dönemde Endülüs’te de tasavvuf vardı. Bunlardan bir tanesi de meşhur İbn-i Arabi Hazretleri. İbn-i Arabi’nin bir de şiir kitabı var. Bu şiir kitabı ‘Tercimanü’l Eşvak’. Flamenko müzisyenleri o şiirleri okudular, biz de Arapça’sını okuduk. Yani maksat sadece burada Flamenko ile bizim musikimizi birleştirmek değil. Ama bizim kültürel mirasımızı bugünkü politik sınırlarımızın ötesinde bir yandan ta Endülüs’e İspanya’ya bir yandan da Hindistan’a kadar uzanabileceği, uzanması gerektiğinin altını çizmekti. Kültürlerin sınırlarıyla politik dünyanın sınırları çok farklı. Tabi siyasi hükumetler bir yerde bir ulusallık heyecanı içerisinde bunu o sınırların içerisine tıkmaya çalışıyorlar ama bir sürü Rum bestekarın eserlerini çalıyoruz bugün Ermeniler de var. Ermenilerimiz… İstanbul gibi bir şehirde Tatyos Efendi’nin eserlerini çıkartırsanız bizim musikide bir şey kalmaz.