Cult programının bu bölümünde Azerbaycan'ın en eski kasabalarından tarihi bakır madeni ile bilinen Lahıc'ı ziyaret ediyoruz.
Lahıc kasabası, Arnavut kaldırımlı daracık sokakları, nehir taşlarından yapılmış evleri ve atölyeleri tıpkı yüzyıllar önce olduğu gibi görünüyor.
Bu kasabası uzun zamandır, deri üretimi ve halı dokuma gibi el sanatları ile zanaatkarlar kasabası olarak tanılıyor. Ancak Lahıc'ı ünlü yapan yüz yıllardır devam eden bakırcılar atölyeleri.
Harika süsleri ile yerel olarak üretilen bakır eşyalar bu küçük kasabanın adeta simgesi haline geldi.
Bakır işlemeleri geleneksel yöntemlerle yapılıyor
Bakır üretimi, maden işçiliğinin en eski biçimlerinden biri. Bakır eşyanın yapılması ve süsleme uygulaması binlerce yıl öncesine dayanıyor. İnsanlar bu metali yerden çıkardıktan kısa bir süre sonra en iyi şekilde işlemeye başlamıştı .
Ve bu yöntemler yıllar içinde çok az değişti. Yerel bakırcılar hala balyoz ve keski gibi geleneksel aletleri kullanıyor.
Bakır işlemesi, güç, dayanıklılık ve sabır gerektiren zor bir iş.
Ailecek uzun yıllardır bakır atölyesi işleten Kebleyi Aliyev şöyle konuştu: "Bu atölye 300 yaşında. 1725'te açıldı ve bugün hala çalışıyor. Atalarım, büyük dedelerim, babam, amcalarım, çocukları yani ailemdeki herkes bu atölyede çalıştı. Beş yaşımdan beri her gün buraya çalışmaya geliyorum. Şimdi 50 yaşındayım ve çocuklarım ailenin 8. nesli burada çalışacak."
UNESCO tarafından kabul göre bir sanat
Bugün, Lahıc'da yapılan bakır sofra takımları, Paris'teki Louvre Müzesi dahil olmak üzere dünyanın en ünlü müzelerinde sergileniyor ve yerel olarak da oldukça değerli.
2015 yılında bakır işçiliği, UNESCO İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirasının Temsili Listesi'ne girdi.