Çin ve Fransa'daki merkezlerinden ipek dokumacılığının hikayesi

Çin ve Fransa'daki merkezlerinden ipek dokumacılığının hikayesi
© euronews
© euronews
By euronews
Haberi paylaşın
Haberi paylaşınClose Button
Aşağıda yerleştirilen video haber linkini kopyalayın/yapıştırınCopy to clipboardCopied

Dünyanın iki ucunda iki önemli ipek dokumacılığı merkezini ziyaret eden Crossing Cultures, Avrupa ve Çin’i birbirine bağlayan kadim bağları keşfediyor.

REKLAM

Yaklaşık beş bin yıldır Çin'in ünlü ipek merkezlerinden biri olan Suzhou'da, bu değerli malzemenin bu şehrin ve dünyanın kaderini nasıl şekillendirdiğini öğreniyoruz.

Fransa'da ise lüks tutkusu Lyon'un dünyanın en büyük ipek dokuma merkezlerinden biri haline gelmesini sağladı. Lyon'da bu zanaatı canlı tutan zanaatkârlarla tanışıyoruz.

Suzhou

İpek her zaman Çin’le ilişkilendirilmiştir ve Çin’de ipekle ilişkilendirilen yerse Suzhou kenti.

Doğu’nun Venedik’i olarak bilinen bu kentin büyük kanalları ve bahçeleri, dünyanın geri kalanıyla yaptığı ticaret sayesinde elde ettiği zenginliğin kalıcı bir hatırası.

Kesi, Suzhou'nun en değerli el sanatlarından biri. Bu eşsiz ipek dokuma yöntemi farklı çözgü ve atkı tekniğiyle binlerce yıldır değer görüyor.

Kesi duvar halısı dokumacılığının önemli bir özelliği, enine keserken iplik geçirilmesi. Dokumacı ilk olarak bir ızgara oluşturmak için doğal ipek iplikler kullanıyor. Daha sonra yıldız benzeri işaretler bırakmak için geçiş noktalarını kesmeden önce renkli iplikleri bunun içinden geçiriyorlar.

Kesi modern ve hızlı toplumumuza birçok yönden meydan okuyor. Tek bir duvar halısı yıllar alabiliyor. Bu nadiren karşılığını hızlı alabileceğiniz bir gönül işi. Fakat zamanla gerçek değeri ve mirası ortaya çıkıyor.

Suzhou bugün de önemli bir ipek merkezi. Kalıcı başarısını kısmen dut ağacına borçlu. İpekböceklerinin bu favori besini Çin'in bu bölgesinde yetişiyor. 

Lyon

İpek ve Lyon’un hikayesi beş asırdan uzun bir süredir devam ediyor. Kentin ekonomik kaderi, muhtemelen 1540 yılında Fransız Kralı I. François'nın İtalya ve Asya'dan Fransa'ya gelen tüm ham ipeğin önce Lyon'da durması gerektiğine karar vermesiyle çizildi.

Daha sonra Kral 14. Louis ve Napolyon'un ipek ürünlerinin sadece Lyon'dan satın alınmasına yönelik fermanları bu tekeli daha da sıkılaştırdı.

Ancak kenti başka bir seviyeye taşıyan, muhtemelen, başka bir adamın teknik dehasıydı.

O kişi ünlü Jakar dokuma tezgahının mucidi Joseph Marie Jacquard'dı. Lyon'un Croix Rousse semtindeki Maison des Canuts müzesine gidip bir tanesini inceliyoruz.

Buradaki ipek ustası Philibert Varenne Jakar dokuma tezgahının önemini şöyle anlatıyor: "Jakar’dan önce dokumak için iki kişi gerekiyordu. Benim gibi bir dokumacı ve sonra yan tarafta çözgü ipliklerini kaldırmak için ipleri çekmek zorunda olan bir asistan vardı. Bu kaldırma işlemi artık Jakar mekaniği kullanılarak yapılıyor. Pedala basarken gün boyu dokuma yapmak yorucu olsa da, telleri çekmek zorunda kalmak kadar yorucu değil."

Devrim olmadan bu bir Fransız hikayesi olmazdı ve kentin Canut'leri ya da dokumacıları tarafından başlatılan isyanlar, işçiler için daha adil haklar getiren bir toplumsal hareket döneminin de katalizörü oldu. Ancak ipek Lyon'u başka açılardan da şekillendirdi.

En belirginlerinden biri mimarisi, özellikle de yerel olarak Traboules olarak bilinen ve şehri boydan boya kat eden çok sayıdaki gizli geçit. Bunlar dokumacıların ve diğer tüccarların mallarını hızlı bir şekilde taşımalarını sağlıyordu.

Lyon'da ipek dokumacılığının zirvede olduğu dönemde yaklaşık 30 bin kişi çalışıyordu. Bugün ise çok daha seçkin bir kulüp.

İpek Yolu'nun batı ucunda yer alan Lyon, bugün bile ipeğin başkenti olarak anılıyor ve dokuma tezgahları bir zamanlar olduğu gibi dokumasa da, buradan çıkan kumaşlar hala en iyileri.

Haberi paylaşın

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Dünyanın çevresini dolaşan Nao Victoria ve Çin'in dahiyane 'Fu gemisi'

Çin ve Avrupa'nın ortak sevgisi: Çay üretimi nasıl yapılıyor?

Porselenin sırrı Hollanda'da çözüldü: Çin çömlekçilikte Avrupa'yı nasıl etkiledi?