Antik uygarlıklardan Viktorya dönemi Amerikası’na, orman kabilelerinden modern kliniklere kadar insanlar, gür saçların hayalini gerçekleştirmek için türlü çareler denedi.
Saç dökülmesi, doğal bir yaşlanma süreci belirtisi olarak kabul edilse de, saçlarını kaybetme korkusu neredeyse her çağda insanları farklı ve çoğu zaman sıra dışı yöntemlere yönlendirdi.
Antik uygarlıklardan Viktorya dönemi Amerikası’na, orman kabilelerinden modern kliniklere kadar insanlar, gür saçların hayalini gerçekleştirmek için türlü çareler denedi.
Daily Mail'e göre denenen çareler arasında büyülerden gladyatör terine ve hatta hayvan atıklarına kadar geniş yelpazede icatlar vardı.
Antik Mısır: Büyü, yağ ve ilginç iksirler
Örneğin Mısırlılar yaklaşık 4 bin yıl önce saç dökülmesine karşı büyü sözleri söyleyip soğan, demir, bal ve alçıdan oluşan karışımları içiyordu.
Ayrıca hayvan yağlarını saç derisine sürmek de yaygın bir yöntemdi. Bu uygulamalar son derece tuhaf olsa da Mısırlıların saç bakımına verdiği önemi ve estetik anlayışlarını gözler önüne seriyordu.
Antik Roma: Sezar ve 'gladyatör terli' parfüm
Ünlü Roma İmparatoru Jül Sezar, kellik konusunda çok hassastı.
Saçlarını arkadan öne tarayarak dökülmeyi gizlemeye çalışıyor, ayrıca çiçek, meyve, yağ ve gladyatör terinden yapılan özel kokular kullanıyordu.
Tarihçiler, Sezar'ın imajını korumak için gösterdiği bu çabaları, o dönemin sosyal ve politik statüsüyle de ilişkilendiriyor.
Amazon Ormanları: Muzun sırrı
Güney Amerika’daki Taiwano kabilesinin ise saç derisi sorunlarını muz özleriyle tedavi edebileceğine inandığı belirtiliyor.
Günümüzde muzun içerdiği potasyum, doğal yağlar ve vitaminlerin saçın elastikiyetini artırdığı, saç derisini besleyerek parlak ve sağlıklı saçlar sağladığı biliniyor.
17. yüzyıl İngiltere’si: Tavuk ve kedi gübresi
İngiltere’de 17. yy'daki sağlık dergileri, saç dökülmesini önlemek için tavuk gübresi sürmeyi öneriyordu. Hatta kedi gübresi, istenmeyen tüylerin yok edilmesi için kullanılıyordu.
Bu yöntemler, çağdaş tıp standartlarıyla karşılaştırıldığında hem ilginç hem de tehlikeli sayılabilir.
Viktorya Dönemi Amerika’sı: Kolonya ve fırça ritüelleri
1876-1913 yılları arasında ABD’de, saç bakımı için sert fırçalama en yaygın yöntemdi.
Saç köklerini uyarmak için kolonya, kamfor ve çeşitli bitkisel karışımlar saç diplerine uygulanıyordu.
Bu dönemde insanlar, saç dökülmesini önlemek için hem fiziksel hem de kimyasal tedaviler kullanıyordu.
Antik Yunan: Hipokrat ve hormonal bağlantı
Modern tıbbın babası Hipokrat, kellik ile erkeklik hormonları arasındaki bağlantıyı ilk fark eden isimdi.
Hipokrat, erkeklerin ergenlik öncesi hadım edilmesi durumunda saç dökülmesinin görülmediğini gözlemledi. Ancak kendi geliştirdiği kürler (hardal, kimyon, güvercin dışkısı ve ısırgan otu karışımları) işe yaramadı ve kendisi de saçlarını kaybetti.
Modern çağ: Bilim ve klinik çözümler
Günümüzde saç dökülmesi için kanıtlanmış tedaviler ve saç ekimi yöntemleri mevcut.
Özel ilaç kombinasyonları saç dökülmesini yavaşlatabiliyor ve yeni saç çıkışını teşvik edebiliyor.
Saç ekimi ise ense bölgesinden alınan sağlam saç köklerinin dökülen bölgelere nakledilmesiyle daha kalıcı çözümler sunuyor. Ancak yeterli donör saçın olması gerekiyor ve operasyon iz, ağrı veya şişlik gibi riskler barındırıyor.