Intervision gerçekten bağımsız bir kültürel proje mi, yoksa Rusya’nın “yumuşak güç” üzerinden yürüttüğü yeni politika hamlesi mi?
Moskova bu yıl, Sovyetler döneminden kalma, unutulmuş bir müzik yarışmasını yeniden sahneye çıkarıyor: Intervision.
1960’larda Leonid Brejnev döneminde, Eurovision’a bir “Doğu Bloku alternatifi” olarak tasarlanan bu müzik yarışması, 1980’lerin sonunda sona ermişti.
Ancak Kremlin, 2022'den beri devam eden Ukrayna savaşı nedeniyle Eurovision’dan men edilmesinin ardından Intervision’ı yeniden canlandırmaya karar verdi.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Şubat 2025’te imzaladığı bir kararnameyle yarışmayı resmen geri getirdi. Amacı resmi belgelerde “uluslararası kültürel ve insani işbirliğini geliştirmek” olarak tanımlansa da, Intervision’un hem içerik hem de katılımcı profili, yarışmanın esasen siyasi bir hamle olduğuna işaret ediyor.
Nitekim Avrupa’nın en görkemli televizyon etkinliklerinden biri olan Eurovision da onlarca yıldır sadece bir şarkı yarışması değil; aynı zamanda kültürel diplomasinin en güçlü sahnelerinden biri oldu.
Peki Intervision gerçekten bağımsız bir kültürel proje mi, yoksa Rusya’nın “yumuşak güç” üzerinden yürüttüğü yeni politika hamlesi mi?
Eurovision’a karşı 'geleneksel değerler'
Intervision’ın yeniden doğuşu, Rusya’nın sadece Batı’dan dışlandığı için attığı bir adım değil. Kremlin, son yıllarda spor ve kültür alanlarında sürekli alternatif organizasyonlar yaratıyor. 2023’te “Dostluk Oyunları”, 2024’te “BRICS Oyunları” ve Üniversite sporlarında FISU’dan dışlanınca kendi “Uluslararası Üniversite Spor Festivali'ni kurması bunlara örnek.
Bu çerçevede Intervision, Kremlin’in kültürel diplomasi stratejisinin yeni bir taşıyıcısı olarak görülüyor. Ama aynı zamanda, Batı’nın değerler sistemine karşı bir ideolojik meydan okuma niteliği taşıyor.
Örneğin, Avrupa’nın çoğu zaman LGBTİ+ temalarını kucaklayan Eurovision’ına karşılık Intervision, “geleneksel aile değerleri”ni merkeze koyuyor.
Yarışmaya katılacak sanatçılara yönelik hazırlanan belgelerde, şarkıların politik mesajlar içermemesi, şiddet çağrısı yapmaması ve toplumun onurunu küçük düşürmemesi şart koşuluyor.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Intervision’ın “insan doğasına hakaret eden sapkınlıklardan arınmış” olacağını söylerken, Kremlin sözcüleri de yarışmayı Batı’nın “ahlaki çöküşüne” karşı kültürel bir kalkan olarak konumlandırıyor.
Kremlin’in resmi söylemine göre bu etkinlik, “insan doğasına hakaret etmeyen, kültürel çeşitliliği yücelten bir festival” olacak.
ABD'nin sürprizi: Yarışmaya kimler katılıyor?
Bu yılki Intervision’a 23 ülke katılıyor. Katılımcıların çoğu, Rusya’nın yakın müttefiklerinden oluşuyor: Çin, Hindistan, Brezilya, Güney Afrika, Belarus, Küba, Tacikistan, Kazakistan, Azerbaycan ve çeşitli Orta Asya ülkeleri.
Ayrıca Suudi Arabistan, Katar, Venezuela, Vietnam ve Madagaskar da listede.
Çin, Hindistan, Brezilya ve Güney Afrika halihazırda BRICS ülkeleri. Belarus, Kazakistan, Özbekistan ve Tacikistan da Rusya'nın yakın müttefikleri.
Toplamda bu ülkelerin nüfusu 4,3 milyar ediyor. Kremlin yetkilisi Sergey Kiriyenko’nun deyimiyle, "dünya nüfusunun yarısından fazlası."
En dikkat çekici katılımcı ise ABD. Resmi bir heyet göndermeyen Washington, yarışmaya Los Angeles’ta yaşayan Avustralya kökenli şarkıcı Vassy üzerinden temsil edilecek. Aslen yarışmaya katılması planlanan Amerikalı sanatçı Brandon Howard (B. Howard), son anda “ailevi sebepler” gerekçesiyle çekildiğini açıkladı.
Sahnenin önünde ve arkasında
Yarışmaya katılan sanatçılar, kendi kültürlerini ve ulusal kimliklerini yansıtan şarkılar seslendiriyor. Örneğin, Vietnamlı Duc Phuc şarkısında kendi ülkesinin kültürünü tanıttığını söylerken, Brezilyalı Tais Nader’in parçası “Maria”, günlük hayatın zorluklarına rağmen gülen yüzüyle tipik bir Brezilyalı kadını anlatıyor.
Özbek sanatçı Shohruhmirzo Ganiev ise hem doira isimli geleneksel Orta Asya davulunu çalıyor hem de modern ritimlerle bezenmiş Özbek ezgileri söylüyor.
Yarışma salonundaki provalarda, şarkıcıların milli kıyafetler ve geleneksel motiflerle sahneye çıkmaları dikkat çekiyor. Eurovision’daki payetli kostümler ve neon ışıkların yerini burada daha çok nakışlı kıyafetler ve “ulusal değerler” vurgusu almış durumda.
Rusya’yı ise, Kremlin’in en çok öne çıkardığı sanatçılardan biri temsil ediyor: Shaman (gerçek adı Yaroslav Dronov). Platin sarısı saçları, Rus bayrağına sarılı çıktığı konserleri ve “Ben Rus’um” adlı parçasıyla tanınan Shaman, Moskova’daki savaş yanlısı mitinglerin kültürel yüzü haline gelmiş durumda.
“Şarkıyla aklama” ve propaganda tartışmaları
Bazı yorumcular, Intervision’ı, spor dünyasında sıkça kullanılan “sportswashing” (sporla aklama) kavramına benzeterek “songwashing” diye nitelendiriyor.
Nitekim Ukrayna Dışişleri Bakanlığı, Intervision’ı “Rusya’nın saldırgan politikalarını aklamak için kullanılan düşmanca bir propaganda aracı” ilan etti.
Katılımcılar arasında da savaş gündemi tartışma yaratıyor. Güney Afrikalı grup Mzansi Jikelele, BBC'ye yaptığı açıklamada, "Savaş nedeniyle endişelerimiz vardı ama bize hiçbir sorun olmayacağı söylendi," açıklamasını yaptı. Hindistan’dan gelen Rauhan Malik ise, SKY News'e verdiği röportajda, Rusya’nın Ukrayna’daki saldırıları sorulduğunda "Bu konuda hiçbir fikrim yok, barış için buradayız," demekle yetindi.
Intervision’un yeniden canlanması, bir yandan Sovyet nostaljisini çağrıştırıyor, diğer yandan ise Putin’in “çok kutuplu dünya” vizyonunun kültürel ayağı olarak okunuyor.
Ancak soru şu: Intervision, gerçekten küresel bir cazibe merkezi olabilir mi, yoksa Kremlin’in içe dönük propaganda aracından öteye geçemez mi?
Moskova bu sorunun yanıtını sahnede arıyor. Fakat şimdilik, Batı’nın Eurovision’ı ile Rusya’nın Intervision’ı, kültür savaşlarının son cephesi haline gelmiş durumda.
Sovyetlerden bugüne: Intervision’un kısa tarihi
Intervision, ilk kez 1965’te Polonya’nın Sopot kentinde düzenlendi.
Sovyetler Birliği ve müttefikleri, Eurovision’un popülerliğine yanıt olarak kendi şarkı yarışmasını hayata geçirdi. Katılımcılar genellikle Doğu Bloku ülkeleriydi: Polonya, Çekoslovakya, Doğu Almanya, Macaristan ve Sovyetler Birliği.
Amaç, hem sosyalist ülkeler arasında kültürel bağları güçlendirmek hem de Batı’ya karşı bir “kültürel vitrin” yaratmaktı.
Yarışma, 1980’lerin sonuna kadar düzenlenmiş, ancak Sovyetler’in dağılmasıyla tarihe karışmıştı.