Kayıp ada Lampedusa

Kayıp ada Lampedusa
© 
By Euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

Sonunda feribot kıyıya yanaştı. Suriyeli mültecilerden oluşan geminin yolcuları uzun süredir bu anı bekliyorlardı. Mülteci kampından yola çıkan Suriyeli grubun kaderi Lampedusa’da bulunan başka bir kamp olacak. Savaş ve çatışmalar yüzünden evlerini ve yurtlarını terk etmek zorunda olan bu insanlar, kendileri için uygun ve huzurlu bir yaşam arayışı içinde.

Bu insanlar mülteci statüsünden yararlanmaya çalışacak. Avrupa Birliği düzenlemelerine göre mülteciler, ilk bulundukları ülkede bu hakka başvurmak zorundalar. Daha çok Kuzey ülkelerini tercih ederek, bu ülkelerde başvuru yapmak isteyen mülteciler şimdilik bu kampta kalıyorlar. Bu ilk yardım kampı gelen mültecilerin üç gün kalması için inşa edildi. Üç gün sonra, gelenler ya sığınma talebinde bulunmak için başka bir kuruma, ya da bu hakkı elde edemeyenler ülkesine geri gönderilmesi gerekiyor. Fakat geciken işlemler nedeniyle gelen mülteciler ortalama 4-5 hafta burada kalmak zorunda. Ve yoğun talebin kapasiteyi karşılamaması nedeniyle kampta kalanların problemleri artıyor. Yaşanan sıkıntılar bazen tansiyonun artmasına yol açıyor.

İki ana prefabrike yapıda yaklaşık 254 kişi için tasarlanan kamp, ziyaret günümüzde 600 mülteciyi barındırıyordu. Hatta bu sayının geçtiğimiz haftalarda daha da yüksek olduğu belirtiliyor. Kampın en önemli sorunlarından biri de yatacak yer bulabilmek.

Hava koşullarının normal olduğu bir günde Tunus’tan bir buçuk saatte Lampedusa’ya ulaşmak mümkün. Libya’dan ise bu süre yaklaşık 3 saat sürüyor.

Bu yıl, Ocak ayından Kasım ayına kadar geçen zaman süresince, sahil güvenlik yasa dışı gemilerle denizde yol alan yaklaşık 13 bin kişiyi kurtardı. Sahil güvenlik deniz güvenliği için İtalyan deniz donanması ile bilikte çalışıyor.

1 ay önce İtalyan Deniz Kuvvetleri uluslararası sularda “Mare nostrum” operasyonunu başlattı. Sadece İtalya tarafından finanse edilerek başlayan operasyona AB’de maddi yardım talebinde bulundu. Operasyon boyunca yaklaşık 3000 kişi kurtarıldı.

3 Ocak günü 500 kişiyi taşıyan bir teknenin Lampedusa yakınlarında batması sonucu 300’den fazla göçmenin hayatını kaybetmesi, dünya kamuoyunun ilgisini bu adaya çekti. Acı 3 Ocak günü denizde boğularak hayatını kaybedenlerin cesetlerini toplamaya yardım eden ilk dalgıçlardan olan Simone D’Ippolito o günü unutamıyor:

“Ölü bedenleri denizden çıkarıyorduk. Bir, iki, beş, on… Derken o ölü bedenleri kıyıya götürmek için hareket etmeye başladık. Daha sonra geminin ön tarafındaki arkadaş, ‘Simone bekle’ burada bir ceset daha var diye bağırıyor. Biraz hareket ettikten sonra arka taraftaki arkadaş başka bir ceset için beni uyarıyor. Bütün deniz ceset doluydu. Bir deniz dolusu ceset. Hepsini çıkarmaya çalışıyorsunuz. Kaç tane olduğunu bilmeden. Önce saysanız bile bir zaman sonra vazgeçiyorsunuz.

Gemi enkazı suyun elli metre altındaydı. Bütün enkazlar, harabeler ufak bir korku uyandırır insanın içinde, öyle değil mi? Fakat bu seferki enkaz çok azametli bir şekilde bizi bekliyordu. Çalıştırsak anında hareket etmeye başlayacak gibi bir hali vardı. Gemi enkazında en çok dikkatimizi çeken ise siyah benekler oldu. Geminin etrafında yer alan siyah beneklerin ne olduğunu merak ettim. Gemiye yaklaştım, dikkatlice bakınca bunların ceset parçaları olduğunu anladım. Geminin her tarafına serpilmiş bu siyah noktalar. Sayıları çok fazla idi. Her yerde bu siyah noktalar vardı.”

Şimdi Lampedusa’da konaklayan mültecilerin tek bir isteği var. Bir an önce bu adayı terk edip, hayatlarına başlamak. Çoğu İskandinav ülkelerinin hayalini kurarken Avrupa Birliği düzenlemeleri buna engel oluyor.

Etiyopyalı bir göçmen tüm isteğinin yeni hayatına başlamak olduğunu söylüyor:
“Benim kaderim belki de Norveç olacak. Çünkü orada arkadaşlarım var. Allah izin verirse oraya varacağıma inanıyorum. Hatta orada yaşamaya başlayıp, oranın alışkanlıklarına, kültürüne, yaşam tarzına uyum sağlamaya başlamak istiyorum.”

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

İtalya Open Arms'taki mültecilere kapılarını açtı, AB'den 5 ülke sığınmacıları paylaşmaya hazır

Görünmez işçiler: Düşük ücretlerle Avrupa çiftliklerinde sömürülen ve tehlikeye atılan insanlar

İklim değişikliği, hava kirliliği ve ekonomik zorluk üçgeninde Polonya