Yeni Zelanda’nın Kuzeyinde bulunan Taranaki Dağı'nın etekleninde yer alan oldukça sıra dışı çevreci bir okul bulunuyor. Bu yılın ocak ayında kapılarını 50 öğrenciye açan 'Green School New Zealand' eski bir mandıra üzerine kurulu ve uluslararası çevreci okullar sıralamasında ikinci sırada yer alıyor.
REKLAMYeni Zelanda’nın Kuzeyinde bulunan Taranaki Dağı'nın etekleninde yer alan oldukça sıra dışı çevreci bir okul var. Bu yılın ocak ayında kapılarını 50 öğrenciye açan 'Green School New Zealand' eski bir mandıra üzerine kurulu ve uluslararası çevreci okullar listesinde ikinci sırada yer alıyor.
Burada, geleneksel okul dersleri bir kenara konuluyor, çevrenin önemi merkeze yerleştiriliyor. Lojistik anlamda, eğitim radikal şekilde değişime uğruyor. Çocukları uzaklara yatılı okullara göndermek yerine ailelerin, bu topluluğun bir parçası olmaları için taşınması talep ediliyor.
Bu proje ilk olarak Endonezya'nın en popüler adası Bali'de başlatıldı. Projeye destek olanlar arasında Dr. Jane Goodall, Richard Branson ve eski Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-Moon da bulunuyor.
Eğitimin merkezinde çevre var
Önümüzdeki yıllarda Güney Afrika ve Meksika'da buna benzer iki okulun daha açılması planlanıyor. Avrupa'da konuya yönelik görüşmeler sürüyor.
Green School New Zealand'ın başında geleneksel okullarda, 30 yıllık eğitim sektöründe tecrübesi olan İngiliz Chris Edwards bulunuyor.
'Seyahat halinde insanlara ihtiyacımız var'
Chris Edwards'a bu tür bir özgeçmiş ile nasıl bu okulun müdürü seçildiğini soruyoruz.
Edwards, "Çevreci okullar bana uzak. Bunu okulu kuranlara açıkça belirttim. Büyük okullar yönetebilirim ama çevreci bir okulu yönetmekte başarılı olmayabilirim" dedim kendilerine. Bunun üzerine seyahat halinde olan insanlara ihtiyaçları olduğunu söylediler.
Edwards, "Bazı insanlar kafayı sıyırdığımı düşünüyor. Ancak her geçen gün daha da uzaklara seyahat ediyorum." diyor.
'Eğitimin büyük bölümü dışarıda gerçekleşiyor'
Chris Edwards, empati duygusunu geliştirerek iklim değişikliği ile mücadeleye odaklanmaya çalışıyor.
Green School New Zealand'ın internet sitesinde fark ettiğiniz ilk şey geleneksel okul binalarının olmaması. Örneğin Bali'deki okulun tamamının bambu ağaçları ile inşa edilmiş olması. Yeni Zelanda'daki okulun da organik materyaller ile inşa edildiği görülüyor.
Ancak buna benzer okullarda en önemlisi binalar değil zira eğitimin büyük bölümü dışarıda gerçekleşiyor. İnsanlar, hayvanlar ve bitkiler ile çalışmanın önemine vurgu yapılıyor.
Edwards, "anne-babalar okulu ziyaret etmeye geldiklerinde öncelikle kendilerine okulun ortasından geçen nehri gösteriyorum. Bu nehri gördüğünüzde aklınıza ilk olarak çocuğunuzun güvenliği ve sağlığı geliyorsa, bu okul size göre değil ancak aksine eğitimin daha kaliteli olacağını düşünüyorsanız o zaman kontrol bizde". şeklinde konuşuyor. Edwards, "Bizler tabii ki sağlık ve güvenlik konusunda çok dikkatli davranıyoruz ancak okulun felsefesini anlamalarını istiyoruz." diyor.
'Matematik dersleri sebze bahçelerinde yapılıyor'
Edwards, İikokul öğrencileri için matematik dersini meyve ve sebze bahçelerinde yaptıklarını belirtiyor. Belli bir sayıdaki kişilerin kaç meyve ve sebze toplayabileceğinin sorulduğunu söylüyor.
Okul müdürü bu dersin ardından yemek dersinin yapılabileceğini de sözlerine ekliyor.
Derslerin içeriğine değil nasıl verildiğine önem verildiğinin altı çiziliyor.
Bu okulda hem yerel hem uluslararası bir yaklaşım sergileniyor.
Yabancı öğrenciler için okul masrafları 24 bin euroyu buluyor
Green School New Zealand'da okumak için yabancı öğrencilerin 16 bin ila 24 bin euro arasında okul masrafı ödemesi gerekiyor.
Öte yandan anne- babaların iş yerlerini değiştirerek bölgeye yerleşmesi talep ediliyor.
REKLAMBu durumun herkes için mümkün olmadığı görülüyor.