NewsletterHaber BülteniEventsEtkinliklerPodcasts
Loader
Bize Ulaşın
REKLAM

Brüksel, Solingen saldırısının ardından sınır kontrollerinin 'son çare' olduğunu belirtti

Almanya'daki saldırının ardından Avrupa'da göçmen sorunu tartışması yeniden alevlendi.
Almanya'daki saldırının ardından Avrupa'da göçmen sorunu tartışması yeniden alevlendi. © Copyright Thomas Banneyer/(c) Copyright 2024, dpa (www.dpa.de). Alle Rechte vorbehalten
© Copyright Thomas Banneyer/(c) Copyright 2024, dpa (www.dpa.de). Alle Rechte vorbehalten
By Jorge LiboreiroVincenzo Genovese
Yayınlanma Tarihi
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button
Bu haberin orjinalinin yayınlandığı dil İtalyanca

Bulgaristan'a gönderilmek istenen Suriyeli bir mülteci tarafından Almanya'nın Solingen kentinde gerçekleştirilen bıçaklı saldırının ardından Avrupa'da göçmen sorunu yeniden tartışmaların merkezine oturdu.

REKLAM

Avrupa Komisyonu, Almanya'nın Solingen kentinde üç kişinin öldüğü bıçaklama olayının ardından, bir yandan üye devletlerin ulusal güvenlik ayrıcalıklarını, diğer yandan da korunmak zorunda olunan Schengen Bölgesi'nin bütünlüğünü dengeleyecek ince bir çizgide ilerlemeye çalışıyor.

Avrupa entegrasyonunun en somut başarılarından biri olarak kabul edilen 450 milyon vatandaşın pasaportsuz seyahat ettiği Schengen bölgesi, ülkelerin bazı durumlarda yasadışı olarak uzatılan geçici sınır kontrolleri başlattığı 2015 göç krizinden bu yana baskı altında kalmaya devam ediyor.

Aralarında Almanya'nın da bulunduğu sekiz Schengen ülkesi hali hazırda kontroller yapmakta.

Bir Avrupa Komisyon sözcüsü salı günü yaptığı açıklamada, herhangi bir sınır kontrolünün “orantılı” olması ve “zamanla sınırlı, istisna ve son çare” olarak kalması gerektiğini belirtti.

Tedbirin her zaman “kamu politikasına veya iç güvenliğe yönelik ciddi bir tehdit” ile gerekçelendirilmesi gerektiğini kaydetti.

Solingen'de meydana gelen ve sözde İslam Devleti tarafından üstlenilen bıçaklı saldırı, daha önce iltica başvurusu reddedilen ve Avrupa Birliği'ne (AB) giriş yaptığı ilk ülke olan Bulgaristan'a geri gönderilmesine karar verilen bir Suriye vatandaşı tarafından gerçekleştirildi.

Sınır dışı etme işleminin gerçekleştirilememesi Alman makamları arasında bir suçlama döngüsünü ortaya çıkardı.

Almanya Şansölyesi Olaf Scholz, ülkelerinde kalma hakkı olmayanların daha hızlı sınır dışı edileceği sözünü vermenin yanı sıra "Avrupa göç politikalarında" bir şeylerin değişmesi gerektiğini belirtti.

Scholz, “Almanya'da kalamayan ve kalmasına izin verilmeyenlerin ülkelerine geri gönderilmelerini ve sınır dışı edilmelerini sağlamak için elimizden gelen her şeyi yapmak zorundayız,” diye ekledi.

Sağ görüşlü politikacılar, Scholz ile popüler olmayan üç partili koalisyonunu eleştirmek ve düzensiz göçü engellemek için güçlü adımlar atılmasını talep etmek için bu olayı hızla değerlendirdi.

Merkez sağ Almanya Demokratik Birliği (CDU) lideri Friedrich Merz, Almanya'ya sığınan en büyük iki grup olan Suriyeli ve Afgan mültecilerin kabulü konusunda bir erteleme uygulanmasını ve Alman sınırlarında daimi kontroller yapılmasını önerdi. Merz “Artık yeter!” diye yazdı.

Aşırı sağcı AfD partisinin eş başkanı Alice Weidel de benzer fikirleri dile getirerek kabullerin ertelenmesinin “en az” beş yıl sürmesi gerektiğini belirtti.

Weidel ZDF kanalına verdiği demeçte, “Ayrıca sınırlar kapatılmalı ve en yüksek suç oranına sahip insan grupları, özellikle Almanya'da yasadışı olarak kalan Afganlar, Suriyeliler ve Iraklılar, sınır dışı edilmelidir,” dedi.

"Yeni Pakt'a odaklanın"

Uygulanması halinde AB normlarıyla çatışacak olan bu fikirler sorulduğunda Avrupa Komisyonu yorum yapmayı reddetti. Komisyon asıl odak noktasının "Yeni Pakt" olarak da bilinen göç ve iltica politikası reformunu uygulamak olduğunda ısrarcı davranıyor.

Pakt kapsamındaki beş yasanın yürürlüğe girmesi iki yıl sürecek.

REKLAM

Yeni reform paketine göre, sığınma talebi reddedilen başvuru sahibinin aynı zamanda iade kararı da almasını ve iki prosedür arasındaki boşluğun kapatılmasını öngörüyor.

AB'nin sınır koruma ajansı Frontex, sınır dışı işlemlerinin başarılı bir şekilde yürütülmesi için üye devletlere destek verecek. Ancak son söz yine de göçmeni geri alması istenen ve bunu reddedebilecek olan ülkeye ait olacak.

AB'nin geri gönderme oranı yüzde 30 civarında seyrediyor.

Daha da önemlisi, uluslararası hukuka göre hükümetlerin sığınmacıları hayatlarının ve insan haklarının risk altında olacağı ülkelere geri göndermeleri yasak.

REKLAM

Üye devletler arasında göçmenlerin Suriye'nin bazı bölgelerine geri gönderilmesinin uygun olup olmayacağına ilişkin tartışma son aylarda hız kazanmış olsa da henüz bir sonuca varılamadı.

Avrupa Komisyonu sözcüsü “Bu devam eden bir çalışma. Şu ana kadar [Suriye'deki] koşullar henüz karşılanmadı,” dedi.

Yeni Pakt, sınır dışı kararlarının AB genelinde aynı şekilde tanınmasını sağlamak üzere AB çapında bir “güvenli menşe ülkeler” listesi hazırlanması olasılığını öngörüyor.

Bugün itibarıyla her üye devletin kendi “güvenli ülkeler” listesi var ve bu durum hükümetler arasında zaman zaman anlaşmazlıklara neden olabiliyor.

REKLAM

Avrupa Politika Merkezi'nde (EPC) kıdemli bir politika analisti olan Alberto-Horst Neidhardt Euronews'e yaptığı açıklamada, “Böyle bir listenin olması, kişilerin daha sonra güvenli olarak tanımlanan menşe ülkelerine geri gönderilmesini kolaylaştırabilir,” dedi.

Ancak kataloğun, mevzuatla aynı anda ortaya atılmaması ve bu nedenle müzakerelere dahil edilmemesi, 27 üye ülkenin tamamını aynı noktada buluşturmak için zorlu bir mücadeleyi beraberinde getiriyor.

Neidhardt, “Bu listede hangi ülkelerin yer alabileceği konusunda yakın zamanda çok güçlü bir fikir birliği olması pek olası değil. Özellikle de şu anda medyanın ilgi odağında olan Suriye ya da Afganistan gibi ülkelere bakarsanız, bu konuda üye devletler arasında çok ama çok farklı tutumlar var.”

“Güvenli ülkeler” kavramına, azınlık gruplarının savaşın olmadığı ülkelerde de zulümle karşı karşıya kalabileceğini savunan sivil toplum kuruluşları tarafından itiraz ediliyor.

REKLAM

Yine de konunun gündemin üst sıralarında kalması bekleniyor. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, ikinci görev süresi için hazırladığı kılavuzda, kararların “Avrupa çapında karşılıklı olarak tanınmasını” sağlamak üzere iadeler konusunda “yeni bir ortak yaklaşım” ortaya koyma sözü vermişti.

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Almanya'da otobüste bıçaklı saldırı: 6 yaralı

Kanarya Adaları, von der Leyen'i göçmen krizine ilk elden tanıklık etmeye davet etti

Macar bakandan AB'ye gözdağı: Göçmenlere Brüksel için 'tek yön bilet'